-virgül-
bir bahar akşamı
bir sevda masalı
bir akşam sensizliği
bir ölüm sessizliği
bir aşık yalnızlığı
bir dost kazığı
bir kalp yarası
bir ince sızı
bir yorgun özlem
bir gün daha biterken
yaralarım ve ben
manası yok
sebebi yok
çıkışı yok gibi
gözlerim dalıp gider sonsuzluğun sonu aradığı yere
ben de seni ararım
kurtulurum yüklerimden
yanarım da yanarım
bir mor bulut gelir dikilir tepeme
senin gözlerini taşıyan
her hecesiyle seni konuşup
her hücresiyle seni yaşayan
zirvesiz dağlardan kopup üzerime
sonra yalnızlığa küfreden bu baş ağrısı kadar soğuk özlemek
ben cümleleri değil onlar beni kuruyor
söylediğin sözler hala o duvarda duruyor
kanımla gözyaşlarımla çığlığımla yazdığım
sensiz bir gün geçti üzerimden
beni ezip de geçti
gözlerimi kapatınca düşündüğüm tek şey
yalnızlık ve kuşlar
evet kuşlar, en asil duygu olan uçmak
kaçmak için her şeyden
en çok da senden
ama hiç inmeden
rüzgar durunca kokunu duyuyorum çünkü
canım yanıyor burnumdan ve boğazımdan geçerken
bir hıçkırık düğümleniyor içimde
bir gözyaşı
bir yakarış
bir derin sızı
bir zehir
ağlasam akacak
ağlamıyorum
kurduğum cümleler bile ağlıyor, ben ağlayamıyorum
başım ağrıyor sadece
midem bulanıyor
hiç sevmezdim baş ağrılarını
sebepsiz ve gereksiz
yalnız, hissiz baş ağrıları
bir girdap çekiyor beni altımdaki görünmez dipsizliğe
sensizliğin sonsuz sessizliğinde kaybolmak üzere
kapatıyorum gözlerimi
ve kaybolup gidiyorum
evet sevgilim
seni bırakıyorum
en azından bu gece
köpekler gibi geri döneceğimi bilsem de
çatlarcasına koşuyorum
arkamı sana dönüp
önümde seni görüp
geri dönüyorum
gözlerimi kapatınca daha yakın oluyorsun
açıyorum
bu akşam daha bir soğuk batıyor güneş
belki o da ağlıyor
sırtı bize dönük
bu akşam daha çok canımı yakıyor rüzgar
belki o da çok özlemiş mor çiçeklerin üzerinden esmeyi
buralara kış geldiğinden beri
bir hüznün sessizliğinde anlatıyorum hikayemi camlara
bu yüzün sensizliğinde bakıyorum aynalara
ve güzün soğukluğu yanaklarımda hala
üşüyorum
sen duymasan da
ben senin için..ben senin için dedikçe
ağzımda acı bir tat
hayat beni rahat bırak
kaybet beni bu yollarda
her şeyi yak
savur küllerini kahkahalar atarak
sana da bu yakışır ancak
edilgen cümleler kuruyorum nesnesiz zamansız
farkettim de ikimiz diyemiyorum artık
sen varsın
bırak kelimeler etrafında dolansın
sensiz kalsın bu gece
gece bile özler diye düşünüyorum seni
sonra sen diyorum
hiç acımadı mı ayakların cam kırıklarında gezerken
ben sensiz güneşin doğuşunu batışıyla bir tutarken
ben sensiz cümleler kurmayı bile beceremezken sen..
evet sen
o kafiyeli iki kelime işte
sen ve ben
sonra neden
niçin
nasıl ve nereden
nereye
kiminle
git
istediğin yere
ağlamam
ağlayamam ben
sadece kafam karışır biraz
oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi bükülür dudaklarım
sokaklar üzerime gelir yürürken
bu şehir bana küser
her yağmurda daha fazla üzerime çöker
ne olacak güzelim taşırım ben onu
ben seni taşımışım o bana çok mu
sonra o şarkıları dinleyemem işte uyumadan önce
uyurum yorulunca
o da geçer
her gece biter
sabah olacak diye korkarım sadece
aynaya bakınca seni görürüm diye
kendimden kaçarım
tamam ağlarım
ama az
elbet biter bu ayaz
biter bu hayat
o zaman diner bu sancı
ama onu beklemek yok mu
ölmekten daha acı
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?