bayram sabahı

pariscombo
sabahin 7’sinde sulale boyu $en $akrak kahvalti sofrasina oturulur..espriler havada ucusur..ne guzel bir uyanistir..eyyytt efkarrr kudurrr..
chaconne
diger butun sabahlardan farklidir. kalkar kalkmaz anneniz eliyle yaptigi baklavadan yedirir, "anaaaa, oruc degilim lan!" saskinligina bir an icin girer kahvalti arzu edersiniz. en muhimi kahvaltidir cunku.
pariscombo
yumurtali sucuk ya da yumurtali pastirma bu sabahlarin vazgecilmezidir.ardindan gelen misafirlere hoh yapip erken kalmalarina da yardimci olabilir..boyle bir sabahtir..
jessica
benim icin pek fazla bir sey ifade etmeyen ama mutlaka herkese bayram mesaji yollayip kontorlerimi sifirladigim sabah..
independence
benim turumde insanlar icin hafta ici bir sabah ile fazla farki olmayan sabah ku$agidir bu bayram sabahlari.normal insanlar erkenden kalkar, camiye gider, bayram namazini kilar, evine doner, ev ahalisi ile bayramla$ir..tum bu normal insanlar bu gayet normal ve kemikle$mi$ adetleri yerine getirirken kimilerinin de aksi bir $eyler yapmasi gerekir..e ne de olsa herkes dogruyu yaparsa yanli$i kim yapacak? i$te bu sorunun cevap donemecinde ki$inin kar$isina ben cikiyorum.yanli$i ben yapicam.ben yapicam ki dogruyu yapanlar yaptiklarindan mutlu olsunlar.bu baglamda tum bu normal insanlar olmasi gerektigi gibi sabahin bir korunde camilere dolu$urken ben ya dvd izlemeye devam edicem ya da uyumaya devam edicem.bu $ekilde toplum dengeleri zarar gormemi$ olacak..kamu hizmeti denilebilir bir nevi.yerseniz.
independence
ismi cok anildigina gore eskiden gercekten anilmaya deger sabahlarmi$ sanirim.e tabi eskiden insanlarin birbirlerine olan nefretleri bu derece fazla degildi.insanlara belki de sirf insan olduklarindan bile saygi duyulurdu, ismi, cismi, mevkisi onemsenmeksizin.ahmet de olsa ay$e de olsa toplumda yeri vardi, cebinin kabarikligina yahut kredi kartlarinin coklugu o zamanlar cok kimseyi ilgilendirmezdi.ust kattaki kamuran teyzenin oglu ha$im olmasi sevilmesi ve saygi gormesi icin yeterliydi.bayram sabahlarinda oncelikle evin erkekleri bayram namazina giderler, namaz donu$unde herkes ayakta olur, buyuklerin bayramlari kutlanir, elleri opulur, daha sonrasinda aile buyuklerinin kabristanlari ziyaret edilirdi.saygiya ve sevgiye dair kimi $eyler hep birlikte yapilirdi.mesela ortakoy sahillerinde sirf bir kac kizin ilgisini cekebilmek icin otomobilin muzik setinin sesi sonuna kadar acilip gereksiz patinajlar cektirtilmezdi arabalara.arabalar eskiden buyukleri ziyaret icin kullanilirdi bayram sabahlarinda.buyuklerde $imdiki kadar zaruri cimrilikler icerisine girmez, ziyarete gelen ailelerin cocuklarina bol bol bayram harcligi dagitirlardi.gercekten ya$anasi gunlerdi eskiden bayram sabahlari.$imdi herhangi bir car$ambadan, per$embeden yahut ayin herhangi bir gununden cok da fazla bir farki kalmami$ durumda.yazik ettik kendi ellerimizle kendimize.
(bkz: nerde o eski gunler)
durum
bayram sabahı...


bayram sabahlarının öbür sabahlardan farkı yok.

güneş aynı yerden doğar, ağaçlar yine oradadır, camın üst tarafı yine buğulu.

saçaktaki serçe yine kavga etmekte...

musluğun contası yine bozuk, damlaların sesi gelir.

yine önce tek gözümü açar ‘neredeyim?’ diye düşünürüm.

uzaktaki kamyonların ısınmış lastikleri asfaltta aynı sesi çıkartıyorlardır.

hava aynı hava, gök aynı gök.

gün yine 24 saat, bir saat 60 dakika.

dünya yine dönüyordur.

sabah aynı sabah...

*

ama bizler bayram sabahlarını öbür sabahlardan ayırmak, bari onu değiştirmek isteriz.

insanoğlunun yaratıcı beyni, süregelen sıkıntılardan ve sorunlardan kurtulmak ve kendine farklı bir sabah yaratmak için, giysilerden ikramlara kadar adeta çırpınır da çırpınır.

‘bugün bayram’ deriz...

‘bugün bayram, öyle şeyleri aklına getirme...’

‘bugün bayram, unut gitsin...’

‘bugün bayram, mutlu ol...’

‘bugün bayram, barışma günüdür...’

‘bugün bayram, neşelen...’

evet bugün bayram, bu sabah bayram sabahı.

yüzünüz gülsün, gördüğünüzü öpün, kırgınlıkları bir kenara atın, sarılın sevdiklerinizin boynuna...

bayramınız kutlu olsun.

gözlerinin içine bakın insanların.

selam verin, el sıkın, gülümseyin.

*

gerçi gün aynı gün.

işsizler yine işsiz, hastaların yine sancısı var.

küçük kız hálá protez ellerini bekliyor, bomba taşıyan uçaklar hálá oradalar.

yoksulların yoksulluğu bitmiş değil, açlar aç...

rüzgár aynı rüzgár.

gök aynı gök, güneş o güneş.

dünya bildiğimiz dünya.

sabah aynı sabah.

ama bu sabah; bayram sabahı...


bekir coşkun.

kekec
sabahın ilk ışıklarıyla birlikte camiden çıkarken hafiften soğuk hava önce içinizi bir titretir ardırdan uykusuzluğun verdiği doğal refleks olarak genişten bir esneme tutar,cami önündeki baloncudan babanız size en büyük balonu alır heran uçabilirmiş gibi balona sarılarak evin yolunu tutarken babanın senın eline tutuşturduğu bozuk paralar ile ekmek almaya gidersin babanızın elinizi tutarak tabıkı... eve girdiğinizde sucuklu yumurta ve börek kokuları eve yayılmıştır anneniz sofraya çağırdığında ve o sofraya oturduğunuzda ramazanın bittiğini işte o zaman anlarsınız ve ilk ve son defa kahvaltı yapacakmışsınız gibi acele ile yemeklere aldırırsınız... kahvaltınızı yaparken kım ne kadar harçlık verir bunun hesabınızı sessizden yapmaya kalkışırsınız ardırdan yenı aldığınız kiyafetleri büyük bir heyecanla giyinmeye başlarsınız... işin en heyecanlı yeri hayatınızda ilk defa eğer o sene jöle aldıysanız onun saçlarınıza sürmek ayrı bir hava katar size ve sankı bayramın en yakışıklı çocuğu sizmişsiniz gibi gelir size... babanın bitmek bilmeyen sakal traşı biraz sizi sinirlendirsede artık banyoyu kullanma sırası size gelmiş olması suratınızda sinsi bir gülücük olarak size döner... siz tam saçınıza yenı aldığınız jöleyı sürerken kapı zilleri telaşla çalmaya başlar... 5-6 çocuk iyi bayramlar diyrek ellerini açışı ve annenizin onlara şeker verişi izlersiniz... ardından anne ve babanızın elını öper ilk harçlığı alır ve ev ahalisi olarak akrabaların elini öpmek için yola koyulduğunuzda bir bayram sabahıda gider...

yeni bir bayram sabahını eskisine özlem duyarak girersiniz her zaman hiçbir zaman o sene o sabahın farkında olmayız hep günler geçtikçe o günler daha güzel gelir insana...

çocukluğumuzun bayram sabahları işte baktığınız zaman anormal bir durum yok ne var bundada belki diyebilirsiniz işte sıradan farklı birşey hiç yapmamışsınızda belki diyebilirsiniz ama normal olmanın verdiği bir tat belki...belkide güzel olan şuan bunları yazarken içimde değişik bir duygunun oluşmasıdır...

belkide eski olmasının verdiği bir tat

(bkz: bir tatlı huzur)
dersaadet
her bayram sabahı erkenden uyanır, sadece çocuk kalbinin anlamlandırabileceği bitimsiz bi heyecan içinde pijamalırımla koşuşturur dururdum evde, tabi kardeşim,kuzenlerimle birlikte.. babaannem çoktan yakmış olurdu kuzineyi, ve ekmekler fırına atılmış olurdu kızarmak için. büyük bi sevinçle büyüklerin camiden gelmesini bekler bayramlık kıyafetlerimizi kahvaltıdan önce giymemize izin vermeyen anneme hayıflanırdık. sonra namaz bitip eve gelince büyükler, eller öpülür, kucaklaşılır, ve tabi harçlıklar beklenirdi merak içinde. sonra o sıcacık geniş aile sofrası, muhabbeti bitmez kahvaltı keyfi. akabinde bayramlıklarımızı giyer, köy ahalisinin bayram müsamahasının tamamını kullanma niyetiyle, şeker toplamaya çıkardık, çeşit çeşit şekerle dolardı elimizdeki poşetler, ve bütün gün çocuk olmanın keyfiyetiyle oyunlar oynar tadını çıkartırdık bayramların..
babannem öleli 3 yıl oldu, kuzenlerim istanbula taşındı.. ve köydeki evimiz, her bayram binbir curcunaya mekan olan evimiz şimdi boş.. bayram, çocukluğumuzda heyecanı içimize günler öncesinden düşen bi muştuyken, şimdi hüzünle yad edilen ve her daim eskisi makbul olan birkaç gün işte..
bayramınız kutlu olsun sözlük sakinleri..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol