catamaran

bodrum’da bodrum kalesi yakınlarında demir almış yüzen disko.

(bkz: katamaran)

bodrum’dan kalkan sabaha kadar eğlence, yüzen disco, balıklarla dans, cam pist, en güzel müzik, akıl almaz şovlar, sınırsız eğlence ve mükemmel ses sistemi gibi pırt pırt laflara kanıp da gitmeyin. aman ki ne aman. daha dumanı üstünde tecrübemden ahan da söylerim kesinlikle clubber değilseniz ve eğlence anlayışınız yozlaşmış değilse değ-mez.

bu uzun bir entry de olsa topluma faydalı amaçla yazılmıştır. sıkılgan bir insansanız, ara ara cümlelerden yakalayın lakin özü şudur gitmeyin. yazık günah paraya. ne kaliteli ne de eğlenceli.

efenim şöyle ki olay tamamıyla ticarete dökülmüş durumda. yığınla para verip tekneye giriyorsunuz ilk içki bedava falan ki o da türk içkileri. hadi diyosunuz bari votka alayım ki votka falan damlalık, üzerine su.buz bile değil su. zaten oturacak yer yok ayaktasınız. masa alırsanız da şişe açtırma şartı var ki kendileri 100 ytl’den başlamakta ve bir tane açtırıyım yeter diye bir uyanıklık da yok. garson kişi büyük bir aşkla gelip gidip şişe açmakta. yani
1) sınırsız eğlence şimdiden yalan çünkü limitli kredi kartı çaaat diye sınır koymakta.

bodrum’dan demir alırken direklerin üzerine bir tane striptiz- balerin-clubber karışımı bir tip sizi çoşturmaya çalışıyor. bay bay bodrum diye böğürte böğürte el sallatıyor. akabinde garip müzikler eşliğinde bişiler geveledikten sonra eğlence başlıyor diye sizi bir havaya sokup ülke isimleri saymaya başlıyor ki kendi ülkeniz gelince bir çığlık bir kıyamet bağırıcaksınız. yarı türkçe yarı ingilizce anons ki bu gece boyunca 5 - 10 kere yapılıyor. azerbaycan’dan tunus’a amerika’ya sayıyor da sayıyor. yani her ülkenin bir vatandaşı mevcut.mutluyuz, gururluyuz.

cam pist denilen şey de tamam doğrudur lakin gecenin o karanlığında ve o sapık kalabalık kitlede ayağımı dahi göremiyorum ki nerde kaldı siyah sudaki kayıp balık nemo yani
2) cam pist de balıklarla dans da yalan oldu.

sabaha kadar eğlence değildir o ki kendileri saat 5 ’de salına salına sessizce bodrum limanına demir atmaktadır. yani
3) sabaha kadar eğlence de yalan. şafak sökmeye yakın geri dönmekte. kısaca safağa kadar eğlence.

ses sistemi şöyle mükemmel müzikler playlist böyle harikaböyle farklı. yalan. bütün gece aynı ritm. her gece club yapmadan duramayan bir insan olmamakla birlikte her gittiğim ortama da uyum sağlarım lakin bir insan 4 saat 45 dakika da aynı ritm çekemez. bu da kafa. tek kelimesini anlamadığım sözlerin yer aldığı dım tıs rak ças. dım tıs rak ças. 1 saat dinle bak nasıl sıkılıyosun. kenan’a serdar’a hasret kalırsınız şimdiden söyliyim. ’binlerce dansöööözz var’ diye cümle duyunca sevindirik bile olursunuz. yok eğer kardeşim benim tarzım bu ben doğuştan clubberım diyorsanız ben ne diyeyim size. yani
4) playlist’e de tesisatınıza da....

dans şovları kısmına gelelim. 2 tane mini etekli bikinili rus kızı geminin direklerine çıkıp striptiz yapıyor 2 şarkı boyunca, onlar iniyor her biri abartısız 25 cm topuklu çizmeler giymiş slip mayolu simli gaylar çıkıyor. akrobatik striptiz hareketler yapıyorlar. direklerden sarkıyorlar, takla atıyorlar vs. sonra cam piste inip sis dumanları eşliğinde ayakta şevişiyorlar biz de vayy aha da eğlence budur diye izliyoruz. akıl almaz şov budur yani ne eğlence ne estetik ne bişi. mideniz bulanmazsa buyrun. yani
5) dans sovları da kalitesiz ve görsellikten estetikten güzellikten hele hele akıl almazlıktan epey uzak.
tekneden limana dönmek için de 45 dakikada bir gemiye motor yaklaşıyor ki geminin en kalabalık kısmı burası. gecenin fos çıktığını anlayan her aklı selim insan dönmeye çabalıyor ki orada da ufak bir ticaret. kaptanlar kim en çok gitmek isterse onu alıyor.
ne müziği müzik ne şovu şov ne kitlesi kitle ne ortamı ortam ne kalite ne seviye ne eğlence. ahanda karpuzz kızın catamaran kabusundan izlenimi. oldukça anlayışı. buna rağmen her gece müdavimi olan ortama hayran insanlar da mevcuttur ki ya benim eğlence anlayışım ya da onların anlayışı acaip.bilemem.
motor izdihamı sırasında beklerken hemen 3 cm önümde öpüşen sevgililerin tükürüklerinin üzerime sıçradığı anlarda -ki o esnada ben sinir krizi geçiriyordum- oradan hiç çıkamayacağımı düşünerek nasıl bağrındığımı,20 saniyede bir sıkılan sis dumanından nefessiz kaldığımı hayal meyal hatırlıyorum.
(bkz: allah bir daha göstermesin düşmanıma vermesin)
bunca kargaşadan sonra düşünüyorum da benim ne işim vardı ki orda? ne b.k yemeye gittim acep bilemiyorum.