kabuk

eflatun kar
zaten yeterince acımasızdı sensizlik..
ağlamadan,
konuşuşunda gülüşünde öfkende saklı gözyaşı
kaç damla olduğunu bilmediğim
tuzlu yada tatlı diyemediğim
ama kokusunu hiç koklamadan ezberlediğim
göz yaşın
sonra dokunuşun
elinin işleyişi ve işledikleri
aslında’ diye başlayan her cümle gibi
aslında hayat bir muz gibi
elinde kabuğu kalıyor sonunda
geri dönüşü yok
parmak izlerini arayabileceğim az şey
çok az
gerisini suyla sabun çalmış
koklasam da yalanmış
ne seni buldum
ne kokunu duydum
sadece gözlerini yorduğun anları
yaptıklarını ve emeklerini anlamak var
belki sen bir masal anlattın
ben dinledim
bir masalın gerçek olmasını
çocuk kalbimle diledim
oldu da
ama sonra
gittin
masal bitti
gözlerin emeğin suskunluğun
günlerin sözlerin ellerin
elimde kala kala bir kabuk kaldı
aslında hayat da bir kabuk kadardı

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol