mesai saatini angut insanlarla geçirmek

cok beter bir durumdur.eger bu angut insan an ve an sizinle irtibat halinde ve hemen yakininizda zor durumdasiniz demektir.ya sabredilir ya da sabrinizi tasiriyorsa agzinin payi buyuk bir itina ile verilir.

(bkz: mesai saatlerinde delirmek)
(bkz: mesai saatlerinde mal insan modellerini modellemek)
(bkz: mesai saatlerini gecirirken canın sıkılması)
(bkz: mesai saatlerinde monitore gelen sinekleri pazarlamak)
(bkz: mesai saatlerinde monitore gelen sinekleri avlamak)


(bkz: mesai bitimi ani)
(bkz: ohh bee)

ilk günlerinizdir eski ortamınızdan yeni ayrılmış sevgili iş arkadaşlarınızı şahane ortamınızı bırakmak zorunda kalmışsınızdır."önüme bakıcam herşey güzel olucak" şeklinde kendinizi telkin etmeye çalışırken yeni ortamınıza girersiniz.yani mesai saatlerini geçirmek zorunda kaldığınız insancıklarla tanışırsınız.ve hepsi kelimenin tam anlamıyla başlığımızda da değinildiği üzere anguttur.inanmak istemezsiniz,"alışırım alışınca severim "diye tekrar telkinlere başlarsınız,ancak telkinler ya da müzik dinlemek ya da başka şeylerle ilgilenmek angut kişilerle geçirdiğiniz ve geçireceğiniz süreye herhangibir olumlu etki sağlamaz.aksine etraftakilerin sizin için ileri geri konuşmasına ve kendi çaplarında garip yargılara varmasına sebebiyet verir.bu ve benzeri durumlarda zaman kişilerle hiçbir şekilde muhattap olmayıp görmeyip ,duymayıp ,mesai bitimini beklemekle geçirilmelidir.işe kanalize olunup maksimum verim sergilenmelidirki bulunulan bölümden farklı bölümlere geçiş sürecinde ufakta olsa bir umut olsun.

(bkz: isyerindeki ilk gun)

(bkz: angut)

(bkz: geçirmek)