yaran gaflar

insanlari rezil, kepaze eden gaflarin yaran versiyonudur.

reha muhtar derki..

- efenimmm.. tüneli kaçmak için mi kazdınız ??

- höö??

ebru destan:
-efendim ilk albümünüzü sürekli seve seve dinledim vb.vb.
feridun düzağaç:
-o benim,dördüncü albümüm.

reha muhtar :
hac bu yılda kurban bayramına rastladı

sana bir bogurtlen toplayacagim, bogureceksin. (ferhat guzel, tugba altintop a soyluyor)

hormonlu sebze gay mi yapar ? - flash tv de bir haber ba$ligi

ha$met babaoglu :
-ersun yanal ciksin hakan olayinda gercekleri aciklasin artik!
hincal uluc :
-aciklasin, beni e$$ek yerine koymasin artik!!
ha$met babaoglu :
-o da ayri bir konu tabii.

jedimizin çömezlerden bahsederken çaylak diyivermesi.

manken : mankenlik kutsal bir meslektir.

özellikle ünlülerin zeka pırıltılarını belli eden harfler topluluğu

erman toroglu: -$ansalcim hirsiz yatak odanda olmadigi surece oldurursen suclu senmi$sin.
$ansal buyuka: -zaten ben yatak odasina atsam daha kotu $eyler yaparim.
erman toroglu: -$ansalcim daha kirmizi nokta kalkmadi az kaldi.
$ansal buyuka: -yok ya cok pis doverdim demek istedim.

-tarih dersimize ali bey giriyor.
-bize de sait bey giriyor!

-kanka hafta sonu görüşelim mi lan
+haftasonu günlerden ne?
-hahahah nasıl yani
+gülme lan ipne hafta sonu ayın kaçı dicektim

arkadaşı ile ortaköy sahilde yürür dum spiro spero
karşıdan iki kız gelir.
dum sprio spero: abi şu gelen kızlara baksana , ulan bu kadar mı çirkin olunur ...evlat olsalar başları sevilmez.
arkadaş: biri ablam , diğeri kuzenim...
dum spiro spero:

-burcucum nisan tatili 19 mayıstan önce mi sonra mı?
+hö?
-ay bende komik miyim neyim ahahah peki 19 mayıs ne zaman?
+içtin galiba?

yazılı kağıdımın altına akıllılık olsun notumu ilk ben öğreneyim deyu "hatalıysam arayın no:...." yazdım. hoca da haftasonu saat 23:30 civarı mesaj çekti. genç bekar bi bayan kendileri beni de çok sever. ama ne yazık ki bende numarası yoktu. mesaj: hatalısınız türker bey hata oranınız %1. 99 aldığımı vurgulamış...
cevabım: sen kimsin lan ne hatası aq.
1 dk sonra telefon çalar...aynı numara aramaktadır.

arkadaşın başına gelmiştir.olayı aynen naklediyorum:
arkadaşın eniştesi tedaşta çalışmaktadır.her tedaş şefliğinde aynı mıdır bilmiyorum ama birden çok kapı vardır şeflikte.arkadaşta personelin girdiği kapıdan girmek istemiş.kapı kilitliymiş.daha sonra eniştesi açmış kapıyı.içerde bide bayan eleman varmış ve işte o gaf;
--kapıyı niye kilitliyosunuz üzerinize yav?

bugün işyerinde bir kaç arkadaş konuşurken, grup içindeki 50 yaş civarında olup henüz evlenmemiş olan bir bayan arkadaşın kendi üzerine alınabileceğini düşünmeden, yaşını başını alıp da hiç evlenmemiş insanlar hakkında atıp tutmayla becerdiğim şey.

galiba dönen klasik dizi muhabbetine sinir olup gıcık gıcık lafa karışmamla başladı her şey. laf dönüp dolaşıp yaprak dökümü dizisine ve halil ergün’e geldi. adamın hiç evlenmediğinden, bursa’lı oluşundan ve buna rağmen sürekli baba rollerinde nasıl oynayabildiğinden giriş yapıp, niye evlenmediğine, bir sorunu olduğuna vurgu yapıyordum ki gruptaki hiç evlenmemiş olan hanım arkadaş "ne o bana gönderme mi yapıyosunuz!" deyince bi an başıma kaynar sular dökülerek kendime geldim. bir an önce toparlamaya çalıştım durumu ama daha beter sıçtım. üzüldüm ama.

’sekiz yıl turgut özal’a verdiniz. onun iki yılını ananıza verin, bakın o zaman türkiye nasıl şahlanır.’

tansu çiller