yaratıcılık

hayal gucu ile ayni paralerde ilerler. herkes farkli alanlarda sergiler bu ozelliklerini, kendileri zaten farkettirirler her ortamda. kimi ise bu ozelliklerini hic sergileyemez, yoktur cunku yaraticiligin zerresi onlarda farkedilir her ortamda. birde yaraticiligin 50 karakter ile sinirlanmasi olayi vardir ki tamamiyle sozluk dahilinde bir konudur, lokaldir. genele yaymaya hic luzum yoktur.

bi cogu yokluk sonucu ortaya cikar.bakiniz:evinde firini olmayanlarin pizzayi tost makinesinde pisirmesi durumu.

her anlam ve sektorde gerekli olan yeti.

"ben bunu neden daha önce düşünemedim" dedirtmektir.

william blake’in bilginin kaynağı olarak belirttiği dehadır ve içten gelir.

şöyle bir şeydir:

http://www.biertijd.com/mediaplayer/?itemid=3954

gercekten de yaratici olduguna kanaat getirdigimiz insanlarin yaptigi is!

(bkz: her seyin sonuna 3 nokta koyma cilginligi)

bir michel louis rouquette kitabıdır.çok kısa olmasına rağmen kolay okunamaz.

(bkz: fuhusturucu)

(bkz: allah)

coğrafyamızda bol bulunan birşeydir.eşyayı yada canlıyı işlevi dışında kullanmaktır yaratıcılık.kimse görmezse başarılı,yakalanırsanız üçüncü sayfa haberi olur insanımız gazetelere.bir su damacanasının başına gelenler örnek verilebilir fizyolojik ihtiyacı giderme yaratıcılığına.

insanın yaşama içgüdüsüyle ve elindeki malzemeyle paralel gelişmiş bir güdüdür.primatken taştan alet yapıp sopalarla savaşan insan artık elektro manyetik dalga silahıyla varlığına tehdit olanlara saldırmaktadır.

(bkz: su içince oruç bozulmasın kampanyası)