punk manifestosu

punkmanifestosu
(bkz: bad religion) vokalisti greg graffin tarafindan kaleme alinan yazi..

’hicbir zaman bir plak sirketine sahip olmadim, ya da basarili bir satis sirketinde calismadim ve pazarlamada bir uzman oldugum da soylenemez. sarki yazarligi yaptim, baskalari yaptiklarimi isimlendirdi, pazarladi ve tuketime hazir hale getirdi.

punk bana para kazandirdi, ancak kazandirdigi miktar punk’i mideye indirilecek buyuk bir lokma olarak goren sirketlere hediye edilen rakamlarin yaninda hic kalir. insanlarin punk’a yakistirdiklari bircok seyin degerini daha aza indirgemek ozelligim olmustur. cunku punk ona yakistirilanlardan daha fazlasidir. o kadar fazlasidir ki, yapilan yakistirmalar, tum punklarin paylastigi tecrube isiginin yaninda cok anlamsiz kalirlar.

hayatimin yarisindan fazlasi boyunca bir parcam oldugu icin; suregelen sosyal fenomen punk’i tanimlamaya kalkismanin ve gerekirse savunmanin zamani geldigine inaniyorum. hayret edilesidir ki, bu kadar cok kulture yayilmis ve duygusal bir sey bu kadar zamandir tanimsiz kalmistir. punk’in kokleri tarihte bircogunuzun tahmininden daha derinlere inmektedir.

son yirmi yilda bile, punk’in pop muzigi ve genclik kulturu uzerindeki etkilerini irdeleyen bir analize rastlamak pek mumkun degildir. daha da nadir olarak rastlananlar, insanlarin punk’a yukledikleri - punk’in derinden yarattigi tum duygusal ve entellektuel etkilesimlerle ilgili yazilardir.

bunu yazmak istegimdeki birkac sebep yukarida saydiklarim. eger bu deneme, dil ve uslubta kesinlige, sadelige inanan insanlari destekliyorsa, kapali bir toplulugun gizliligini yikiyorsa, supheci yaklasimlara bir sonuc sunuyorsa, daha derin dusunmeye sebep oluyorsa, ironiyi aciga cikariyorsa; isimi yapmisim demektir ve kendilerini onemsiz hissedenler durumlarinin ne kadar onemsiz oldugunun farkina gercekten varacaklardir. dunya capinda yayilmis bu alt kulturle ilgili kendimi destekleyici olarak elimde sadece gozlemlerim olmasina karsin, dunyanin bircok yerinde ortak dusuncenin izlerine rastladim.

genel dusunce sistemleri; insanlari bir topluluk icinde birbirine baglayan ideolojiyi tanimlar. punklar arasinda bir topluluk ozlemi vardir, ancak ideolojinin koklerini tarayip, belirli bir zemine oturtmak gerekmektedir. gunumuz punk stereotipi, yogun pazarlama silahlariyla ezilmis, varligini stil ve modanin altinda kaybetmis bir goruntu vermektedir.

yine de bu rahatsizliklar, punk duygusunu yok etmemektedir. butun bunlar sadece punk oldugunu bilen ancak, punk’in ne anlama geldigini bilmeyen genc nesillerin aklini karistirmaktadir. bunu anlamak zaten cok uzun bir yoldur. bu yazi bu islemin bir parcasidir.


punk’lar canavar degillerdir

punk, insan olmanin bir yansimasidir. bizi diger hayvanlardan ayiran nedir? kendimizi tanimlayabilmemiz ve kendi genetik "tek"ligimizi sergileyebilmemizdir. ironik olarak, pazarlamaci ve sosyal arastirmacilar punk muzigini cogu zaman "ilkel" ve "hayvani" olarak tanimlamaktadirlar.

onlar siddetin punk’in anahtar ozelliklerinden birisi olduguna inanirlar ve siddet cok dikkat ceken; ustelik haberlerde en kolay yer bulabilen konularin basinda gelir. siddet konusuna bu yonden bir yaklasim punk’in asil anahtar ozelliklerinden birinin gozardi edilmesine neden olur:

punk, insani ozelliklerimiz olan sonuc cikarma ve sorgulama ile birlikte elde edilen tecrubelerle "tek" olmanin disa vurumudur.

siddet ne sadece punk’a ozgudur, ne de genel birseydir. kendi icinde degerlendirilince; punk dusuncesiyle ilgisiz seyler buna sebeptir. ornek olarak bir lisedeki bir punk ile iyi bir futbol oyuncusunun kavgasini ele alalim. futbol oyuncusu ve cevresi punk genci gercek bir insan olarak degerlendirmemektedir. aksine, onu bir ofkeli sozler deposu olarak kullanir, her gun dalga gecer, provoke eder ve utandirirlar. bunlarin sebebi, hepimizin bildigi gibi kendilerine olan guvensizliklerinin disa vurumudur.

gunun birinde, tum bunlar punk gence fazla gelir ve futbol oyuncusuna koridorda saldirir. ogretmenler tabi gunun sonunda garip sac sekli pis kiyafetlerini delil gostererek punk genci siddet yanlisi ve kontrol edilemeyen bir tehlike olarak ilan ederler. yerel gazete hemen yazar: "koridor kavgasi, siddetin punk-rocker’larin yasam tarzinin bir parcasi oldugunu tekrar gosterdi".

gercek bir insan olarak kabul gormemenin getirdigi ani kizginlik punk rockerlara ozgu bir hareket degildir. bu insani bir davranistir ve kabul gormeyen, deger verilmeyen, asagilanan herkes ayni tepkiyi verecektir. uzucu olan punklar arasinda cok fazla siddet orneginin yasanmis olmasidir. kendilerine punk diyen bazi yanlis yonlendirilmis insanlarin yaptiklari daha da kotu ornekler olusturmustur. ancak kin ve siddet, punk’in ozellikleri arasinda olmayip, savundugu degerlere de ters dusmektedir. kin ve siddet punk toplulugunu bir arada tutan yapistiricilar degildir.


tek olmama insanligin korumasidir

doga bize punk olmanin ne oldugu ile ilgili temel bilgiler vermektedir. yaklasik 6 milyar insanin tasimakta oldugu, 80.000 ayri genden olusan, insanlara lutfedilmis farkli gen gruplari mevcuttur. ayni gen grubuna sahip iki insanin karsilasma ihtimali; buradan bir cikarim yapmak icin fazlaca kucuktur. (hesaplamak isteyenler icin; ½ 80.000 kere, hayat icerisinde karsilastiginiz insanlarin sayisi yuzde ya da binde hali! pratikte imkansiz bir durum)

tasidigimiz genler hayat icerisindeki hareket tarzimiz ve aliskanliklarimizda cok belirleyicidir. bu yuzden "tek" olma hediyesine sahibiz. cunku kimsenin dunyasini kontrol eden gen duzenegi baskasininkiyle bir degildir. bunun yaninda tabii ki kulturel etkilerin de uzerimizde cok buyuk etkisi vardir, ancak bunlarin dunya gorusu ve yasam tarziyla ilgili insanlar arasi daha homojen bir etkisi bulunmaktadir.

soyle bir ornek ele alalim. ayni okulda okumus, ayni ideallare sahip, ayni fabrikada calisan, ayni takimlari tutan, ayni magazalardan alisveris yapan 15.000 nufuslu bir ortasinif kasabasi oldugunu varsayalim. bu insanlarin cocuklarinin gelisiminde; cevrenin kulturel etkisi ile cocuklarin genlerinin "tek"ligi arasinda surekli bir catisma yasanacaktir.

dogal yapilariyla baglantilarini koparanlar toplumun robotlari haline gelirlerken, sosyal gelisim ve kaynasimi gozardi edenlerse derbeder hayvanlar olmak durumundadirlar. punk, bu iki uc noktanin arasinda ustalikla cizilecek bir cizginin uzerinde yurumek istegindedir. punk’lar kendilerine has "tek"liklerini gostermek isterken, ayni zamanda zor edindikleri terbiyenin komunal aspektlerine de siki siki sarilmak isterler.

dayandiklari sosyal baglanti noktasi, karsilarindaki her bir bireyin "tek"lik ozelligini anlama isteminden guc alir. punk "ortam"lari bu tip goruslerin kabul gordugu, bazen uyum saglandigi, bazen dislandigi ama her zaman toleransin ve sayginin yuksek oldugu sosyal ortamlardir.

punk; insan dogasini gozardi ederek surdurulen sosyal yaklasimlari curutmeye, yalanlamaya calisan bir harekettir.
toleransa dayandigi ve reddetmekten sakindigi icin punk, tum insanlara aciktir. punk’in "tek"lige olan saygisi ve yaklasimiyla "tek"lik ile ilgili olan genetik-biyolojik ozelliklerimiz arasinda cok sik bir paralellik mevcuttur.. ’

.......


korku nedir?

insanlarin boyun egdikleri korkular, insanlik tarihinde kederli ve zor periyodlara sebep olmuslardir. “karanlik caglar” diye adlandirilan zamanlar; duragan, ayaklanmalarin olmadigi; ancak kederli bir sessizlige burunmus ve bulasici hastaliklarla orulmus yillardi. karanlik caglarin insanlarini bu pseudo-rahatlik ve sakinlige iten durum aslen, insanlarin kral ve kilise tarafindan guclendirilmis burokrasiye boyun egmeye ve hayatlarini boyun egmekle gecirmek zorunda olmalarina inandirilmis olmalarindan baskaca birsey degildi.

bir koylu olmak aslinda kolaydir; bir hedef, amac olmaksizin sadece daha fazla urun uretmek ve krala daha fazla kar ettirmekten baskaca bir emel yoktur. ancak koyluleri kontrol etmek icin korku kullanildiginda (koylu yerine gunumuz mavi yakalilarini da koyabiliriz); bu kisa sureli bir durum olacaktir, cunku koyluler de krallik ile ayni dusunsel kapasiteye sahiplerdir.

kendini tanimayla ilgili icimize islemis biolojik ozellikleri ve insansal kendini ifade etme durtusunu sonsuza kadar bastirmamiz mumkun degildir. aslinda koyluler de pratik bir amac olmaksizin calismanin bir ciftlik hayvanindan farkli bir durum ortaya cikarmadiginin farkina varirlar. korku tarafindan kontrol edilmek, tum insan yasantisinin disina itilmek, harcanmaktir.

insan davranislarini kontrol eden korku insan tarafindan ogrenilen bir olgudur. diger canlilarin ani, reflekslere bagli ve kendilerini canli tutmak icin gosterdikleri tehlikeli seylerden kacma sonucunu doguran korkularindan farklidir insanini korkusu. bunlara benzer otomatik refleksler bizlerde de vardir ancak, basarisiz olma korkusu ve konusma korkusu bunlarin aksine limbik sistemimizden ileri gelir.

limbik sistem beynimizin icerisinde noronlardan olusan ve en derin duygularimizi kontrol eden bir agdir. bu ag, beynin iki kismini birbirine baglar. bu iki kisim algilama verilerinin gonderildigi (gorme, duyma duyulari gibi) orta beyin kismi ile bilginin islendigi onbeyin kisimlaridir. on beyin kismi 480 milyon yildir varolmakla birlikte (neredeyse omurgalilarin ortaya cikmasindan bu yana), insanligin ortaya cikmasiyla ozel islevler kazanmistir.

on beyinin cerebral kortex ismindeki kismi insanlarda cok gelismistir. cerebral kortex’in %95’i planlama ve karar verme gibi islevleri yurutmek icin vardir. kalan %5’lik kisim algi verilerinin islenmesinde ve otomatik hareketler icin kullanilir.

bir kiyaslama yapacak olursak, oldukca gelismis bir omurgali olan farede cerebral kortex’in %5’i dusunsel islevler yerine getirirken, %95’i algilama ve otomatik hareketler icin kullanilir.

insan olmanin anlaminda gelismis bir limbik sisteme sahip olmak yatar. diger hayvanlardan planlamaya, yorumlamaya ve kendimizi ifade etmeye harcadigimiz zaman ile ayriliriz. limbik sistemimiz cok gucludur. ilkel duygularin uzerine gecebilir ve derin arzulari bastirabilir.

arkadaslariyla acikli bir film seyreden ve arkadaslarinin gormesini istemediginden dolayi kendini aglamamak icin sikan her insan, limbik sisteminin gucu altinda kalmis demektir. aglamaya karsi arkadaslarinin verecegi tepkiyi onceden dusunup; gozyaslarina sebep olacak duygusal etkileri kapatmistir.

ayni seklide rasyonalite de limbik sistemin bir urunudur ve korku da ayni limbik sistemin noronlarindadir. korku genellikle irrasyonel dusuncelere dayanan, rasyonel bir davranistir. korku, cerebral kortex’in islem gucunu dondurabilir. reddetme ve korku cogu durumda ayni sekilde davranarak, limbik sistemimizin dogal algilari bastirmasini saglar ve boylece guvenli ve rahat davranisi desteklemis olurlar.

limbik sistem diger organlar gibi kontrol gerektirmeden otomatik islemler gerceklestirir. vucudumuzun genel sagligi sozkonusu oldugunda limbik sistem surekli bir dikkat icerisinde bulunur. korkuyu yenmek icin, limbik sistemle devamli iletisim halinde olmak ve dogal olani baski altina aldigi noktayi farketmek gerekir.

“etiket” ve “iyi olmak” , kimi zaman gerekli olsa da, bu durumlar limbik sistemin baskisinin bir sonucu ve insan orjinalliginin tam tersi durumlardir. yalan soylemek limbik sistem baskisinin en uc noktasidir. apacik ortada olanin, ya da bilinenin reddidir.

yalancilar, limbik sistemin birer esiri olmus; en basit zihinsel kapasitelerinin bile uzaginda kalmislardir. davranislari temkinli ve degiskendir, cunku uydurduklarini ortmek icin ortada olani gostermemek cabasindadirlar. sonunda gercegi vermek ve yenilgiyi kabul etmek durumunda olsalar bile, korkularini saklamak adina her turlu carpik mantigi savunmak yoluna gidebileceklerdir.

politikacilar, is adamlari, ve hakimler carpik mantigin ustalari ve korkunun destekcileridirler. punk’lari cok guzel entellektuel hedefler haline sokmaya calisirlar, cunku limbik sistemlerini kontrol eden insanlara saygilari yoktur. ve punk’lar ortada apacik olani gordukleri gibi soylemeye devam edeceklerdir, bu soylev sosyal statulerini yerle bir edecek olsa bile.

punk, sosyal statu kaybi korkusuna karsi verilen surekli mucadeledir.


punk hareketi

punk’i kulturel anlamda bir hareket haline sokan bazi faktorleri saymaya calistim. bos bir sebep ugruna etrafta herseyi parcalamaya calisan, gaddarlik yapan, calip cirpan, kavga eden; gunumuz punk stereotipi olarak gosterilmeye calisilan kisiler; aslen guzel gorunumlu aptal kafali pop yildizlarindan farksizdirlar.

cunku plak sirketleri icin siddet, seks ve bencillik pazarlamasi cok kolay ogelerdir. bunun sonucu bircok muzik grubu kendilerini punk olarak adlandirip; farkinda olmaksizin punk’a aykiri olan herseyin stereotipleri haline gelmislerdir.

“gel sen de bize katil” seklinde taraftar/dinleyici toplama yaklasimi, genellikle guclerinin benzer dusuncelere sahip klonlarinin sayisinin artmasiyla cogalacagina inanan zayif insanlarda cekici bir etki yapar. ancak insanlar birbirlerine, dar goruslu, kendine hizmeti amaclayan; ve korkuya dayali bir bagla baglaniyorsa, kisilerin sayilarinin artmasinin bir guc olusturmayacagi aciktir.

guclu ideolojiler bir insan yiginina ihtiyac duymaz. zaman icerisinde suregelir, gucunu kaybetmez, cunku icten ice biolojimizle butunlesir. guclu ideolojiler homo sapiens olarak varolmanin anlaminin bir parcasidir. punk bu gelenegin tipik bir ornegini olusturur.

burada ve su anda olanin uzerinde olan, epik paydalarin bir hareketidir. cunku oyledir, oyleydi, oyle olacak; insanlar yeryuzunde yurudukleri surece.

kulturun doymak bilmez bir sekilde gelistigi gunumuzde, punklarin da gunu gelecektir. internet insanlara birkez daha direkt olarak iletisim kurma iznini vermektedir. webde insan davranisi interaktiftir, kitle medya organlarinin olusmasindan onceki donemlerde oldugu gibi.

insanlar simdilerde yine ideolojik tartismalara ve yasam tarzi konularina yonlenmektedirler. kendilerini kapatip, bir agin, ticarethanenin ya da sistemin kabul edecegi davranis tarzinin benimsedikleri klasik 20. yuzyil davranis biciminin aksine bir durum olusmaktadir boylece. yalanlar ve elitizmin gizemleri web uzerindeki global tartismalar ve bilgi alisverisiyle aciga cikmaktadir.

dunya nufusu alternatif ideolojilere daha acik bir hale gelecektir cunku onlari yaratma durtusu kendilerinde de olacak ve alternatif dusunceler kendileri tarafindan da yaratiliyor olacaktir. tarihi gecmis kurumlarin tum dunyaya ayni anda empoze etmeye calistigi ideolojiler insanlar icin gun gectikce daha az cekici hale gelecektir.

punklar tarafindan hali hazirda yasatilan “anlamanin gucu” ve “bilgi guctur” degerleri norm haline gelecektir. gizli notlarin sertligi, butunlugu ve faydasizligi aciga kavusturulacak ve insan “tek”ligine ve orjinalligine dogru yeni bir cag baslayacaktir.

punk kimdir?

herkeste punk olma potansiyeli vardir. ancak duragan, mucalede gerektirmeyen ve rahat bir ortamda yetismis olanlar icin biraz daha guctur, onlar kendilerine rahatlik saglayan dusunce ve kurumlari elestirmenin veya provoke etmenin degerini goremezler. ancak gunumuzun “batak” dunyasinda bu gibi umarsiz ve rahat insanlarin yetistigi ortamlari bulmak da son derece guc hale gelmistir.

halen bir cok insanin kafasinda sonsuz sorular alev alev yanmaktadir. her gecen yuzyilda insan olmanin anlami biraz daha anlasilmaktadir. iinsanlarin korku dolu aristokrasi dogmasinin tuketmek ve tekrar etmek ve erken seklide mezarin yolunu tutmak uzere egitildigi donemler de olmamis degildir.

diger taraftan insan ruhunu oldurmek guctur. punk insan ruhunun kucuk bir evrenidir (microcosmos). punk’lar dusunceleriyle basariya ulasirlar, kaba kuvvetle degil. toplumu farkliliklariyla ileri gotururler, uyumlariyla degil. digerlerine katilarak motive ederler, yoneterek degil.

kendini gelistirmenin on saflarinda yer alirlar ve arastirma ile insan irkinin butunlugunu gelistirirler. insan duygularinin yazili olmayan universal prensiplerini korurlar, herkese karsi apacik ortadadirlar, davranislarin elitist kodlarindan ya da gizli notlardan sakinmaksizin. gelecek umudunu vucutlandirirlarken, gecmisin eksiklerini ortaya cikarirlar. onlara ne yapmalarini gerektigini soylemeyin, zaten sizi surukluyorlar.


punk, insani ozelliklerimiz olan sonuc cikarma ve sorgulama ile birlikte elde edilen tecrubelerle “tek” olmanin disa vurumudur

punk; insan dogasini gozardi ederek surdurulen sosyal yaklasimlari curutmeye, yalanlamaya calisan bir harekettir.

punk, kendini gelistirmede bir sorgulama ve sonuc cikarma surecidir ki; bu surecin sonunda sosyal bir gelisim de gozlenebilir

punk; dunyanin bizim yaptiklarimizdan ibaret olduguna dair bir inanctir. gerceklik bizim dunyayi anlayisimizla olusur; bir yerlerde olaylarin olmasi gerektiginin yazilmis sekliyle gercek olusmaz.

punk, sosyal statu kaybi korkusuna karsi verilen surekli mucadeledir.

-son

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol