zargana

performer
sinan çetin’in yönettiği 14 numara adlı filmde genelev semayesi olan kadının filmdeki adı,bu oyuncunun gerçek ismi keriman ulusoy.
urungu
balıklardan nefret etmemin sebeplerinden biridir.uzun iğrenç bir vucüda sahiptir.yakalaması da kolay değildir.
digitercumecom
evdeki eşlere bütün olarak göstermeden balıkçıda temizletip, uzun gagasını kestirip, sonra boydan ikiye kestirip bir mezgit veya istavrit gibi eve getirilmesi gereken balıktır. eger eşinizin eve sokmasını istiyorsanız. yok pişirmeden çöpe atılsın istiyorsanız bütün olarakta getirebilirsiniz.

karadenizde sargan ismi verilir. fosforu boldur. kılçığı bile fosfor nedeniyle yeşildir.
angelus
hakan günday eseridir. kinyas ve kayra dan sonra okunduğu vakit küçük çaplı bir hayal kırıklığı yaşatsa da yine de güzel eserdir. okunmaya değerdir.

"kimsenin birbirine bakmadığı, yalan, ihanet, şiddet, tecavüz ve acımasızlıkla yoğrulmuş, yalnızca hayallerin göz göze geldiği bir hayattan intikam almanın en iyi yolu yaşamaktır. anlam aramak boşunadır ve her şeyin "hiç"e dönüşmesi gerekir. henüz on ikisinde berlin’de dört kişinin tecavüzüne uğrayan zargana, bu olaydan sonra kendini insan sınıfından sıyırır. ne var ki insan olmaktan uzaklaşıp "hiç"e yaklaştıkça kendisine döner; aşık olur. parçalanmış benliğini onarmak için, başkalarının oynadığı bir "hayat oyunu"nu sahnelemeye koyulur...türk edebiyatında şimdiden farklılığını kanıtlamış olan hakan günday, zargana’da bunca karmaşık bir öykünün altından yalın ve duru bir anlatımla kalkıyor. hayat, varlık, hiçlik, oyun, zeka, kudret ve acizlik arasında gidip gelen bir metin."

emma the gold one
zargana, betty, koma ve ismet’in kitabı. rita’nın da belki biraz ama helenistik sütunlara yapıştırılmış greenpeace afişlerini sevmeyiz biz. ’’berlin berlin’’ diye şarkılar söyleten bir kitap olduğunu da eklemeliyim ama zargana ve betty gitmez berlin’e bir daha.
bir de hani kırk kere okuyup rahiplerin elindeki holy biblelara çevirdiğiniz kitaplar vardır: the quotes books. eskir kenarları, sayfaları kopar dökülür falan. onlardan biri zargana. bu anlamda hakan günday’ın veriminden sözetmeye gerek yok zaten de alıntılamazsak ayıp olacak kısımlar var biraz:

* insandı ve bir aklı vardı. ikisi bir araya gelince atom bombası ortaya çıkmıştı.
* cahil ile anarşist arasındaki fark tüy kadardır. o aradaki tüyün üzerinde durur bütün okunan kitaplar.
* bilemezdi rimbaud, bir çocuğun övgüler yağdırdığı acımasız adamlara benzemek için günün birinde kentin dışındaki terk edilmiş iki katlı bir binayı ateşe vereceğini.
* insanlar uyurken evlerine hırsızları yollayan hayattır. insanlar ölüyken paralarını işletenlerse şirketler. ikisi de durmaz.
* demirperdeyi aralayıp bakanlara ellerindeki fındıklı çikolataları gösteriyorlardı. kimin nereye sıkıştığı, duvarın hangi yakasının berlin olduğu belli değildi.
* tekrar kapattı gözlerini. görülecek bir şey olmadığını on ikinci yaşında anladı.
* görüşlerini satan herkesi kurşuna dizmek istiyorum.
* zargana ile rita ise iki sevgiliden çok, helenistik bir sütun üzerine yapıştırılmış bir greenpeace afişini andırıyorlardı.
* çocuklar karşılıklı susarken sıkılmazlar.
* bir girdabın içinde usulca dolaşmak çıkış yolunu bulmanın en kolay yöntemidir.
* zamanın olmadığı yerde geç kalmak da yoktur.
* dürüstlüğünden şüphe edilen zekinin içindeki şeytanın omzuna dokunarak onu uyandıracak elin tek sahibi aptaldı. ... aptallık bir acımasızlık radarıydı.
* sadece et yığınları kendini asar. sadece onlar bileklerini keser ya da ilaçla ölmeye çalışır. kafaya ateş etmek! işte yapılması gereken bu! sadece düşünmekten yorulanlar beyinlerini öldürmek için şakaklarına dayarlar namluları. ... sadece düşünenler deler kafatasını.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol