spor salonu

spor yapilan salon.

gereginden daha fazla sosyal olan insanin bile bir yerde icerideki topluluktan cekinebilecegi ve ayrica "ya simdi geldik ama hangi aletten baslasak kosu bandi guzel heralde" seklinde bunyeye yardim cagrisinda bulunurken "lan bu kosu bandi nasil calisiyor mina koyim" gibi sendromlarla da ugrasabilmek insani cileden cikarabilir. kisacasi kacacak yeriniz yok sortunuz ve t-shirt girmissiniz iceriye "ben bir arkadasa bakip cikacam" da diyemessin. karizmayi cizdirmek icin birebir zannimca.

norveç’teki bilim ve teknoloji üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre, kadınların spor salonunda çok fazla vakit geçirmeleri doğurganlıklarını etkiliyormuş. kısırlığa neden olması çok kötü bişi evde yapın sporunuzu hanımlar. tv karşısında ebru şallı izleyin mesela. ciddi kilo veriyo insan.

bostancı sporium, gidemediğim spor salonum

çok enterasan bir yerdir. misal iki ağırlık kaldırınca hemen aynanın karşısına geçip karın kaslarına bakanlarla doludur.

cok enteresan bi yerdir. gittim mi spor yapan kizlarin goguslerine ve kalcalarina odaklanirim direkt olarak. insani cok acik sozlu yapar, enteresanligi orda.

elinde program kağıtlarını taşıyan, yeni başlayan tombulları gördükçe üzülüyorum. çünkü %90 ihtimalle onlar bir daha gelmeyecek. (bkz: beğenen beni böyle beğensin) 3 yıllık spor salonu tecrübem bunu gösteriyor

pazartesi itibariyle yüzlerce yeni üyeye merhaba diyecek salonlardır. sonbahar kış sezonun da yeni kararlar alanların ilk geleceği yerdir. yeni üyelerin büyük çoğunluğu 2 defa geldikten sonra bir daha gelmeyecekler, üyeliklerinin kalan kısmını nasıl iade alabilecekleriyle ilgili kafa patlatacaklardır.