çelik yapılar

eşsiz bir inşaat malzemesi olmasına karşın eksik veya yanlış bilgiler nedeniyle yıllardır göz ardı edilen çelik ile bu malzeme kullanılarak çoğu gelişmiş ve özellikle türkiye gibi aktif deprem bölgelerinde kullanım azlığını bir türlü çözemediğim yapı.

depremler sonrası ortaya çıkan mühendislik hatalarının ve fay hatlarının yeri konusunda yapılan gereksiz tartışmalar sürerken, tüm bu kayıplarda asıl suçlunun depremler değil depreme dayanıksız yapılar olduğu anlaşılması, yapı türlerinin sorgulanması gereklidir,amaç ucuz ve kısa yoldan kar etmek değilse,ortada karşı konulamaz bir yerküre hareketlenmesi varsa,artık ülkemizde çelik yapılara daha da önem vermenin zamanı gelmiştir,hatta geçmek üzeredir,bugün japonyadaki yapıların %80’e varan bir kısmı çelik malzeme kullanılarak yapılmıştır,ülkemizde ise yapısal çeliğin kullanım alanları,demiryolu köprüleri,cebri borular,baraj kapakları ve endüstriyel yapılar ile sınırlı kalmıştır,çünkü inşaat sektörüne kapağı atan para babaları çelik yapıları pahalı görmüştür,onun yerine deniz kumlu betondan 24 daireli bir betonarmecik yapabilecektir,bu kafayla gittiğimiz sürece çok hayatlar verebileceğimiz ortadadır,insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı değil mi?

türkiye’de bu konu hakkında yazılmış en baba kitap : prof. dr. hilmi deren, prof. dr. erdoğan uzgider, doç. dr. filiz piroğlu ve yrd. doç. dr. özden çağlayan’ın " 2007 deprem yönetmeliğine uyarlanmış emniyet gerilmesi esasına göre hesap" ları içeren "çağlayan kitabevi" tarafından bastırılan 40 tl lik ve 800 sayfalık hakikaten çelik yapı gibi sağlam olan kitaptır.