her devrim travma öncesinde sınıf yaratır. bir diğer egemenin elinden gücü alır. bu açıklamayı yapan kişinin ise bir önceki egemenin güçlülerinden birinin torunlarından olması bu açıklamayı daha da manidar kılar. küçük burjuva devrimleri yani modern deyimiyle demokratik devrimler travma yerine daha ziyadesiyle boşlular yaratır. bu boşluklarda menderes ve uzantıları gibi tüccar demokratların doğması ile dolar. travma toplumun dil ve bilgi dağarcığında değil o toplumun sosyal statükolarında gelişir. dil devrimi düşünceyi sekteye uğratmaz. zira düşünce kelimeler ile yapılıyorsa kısıtlıdır. spesifik ve bilimsel düşünce kişisel betimleme ve kavramlar ile şekillenir. bireyin kavramsal dağarcığı ile toplumsal duyarlığı ile ortaya çıkar. konjoktür sahibi üstadımızın yaptığı bu açıklama eski egemenlerin seksen yıldır bu trvma ile yaşadığının ve rejime karşı kindar olduklarının belgeseli gibidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?