pompa

hava ya da herhangi bir aki$kan bir yerden ba$ka bir yere aktarmaya yarayan makina.

(bkz: pompalamak)

bir takımyıldızdır.

(bkz: antlia)

bir kaybedenler klasiği.

-dinleyen: "... sıçarım böyle aşkın ızdırabına! ben de gidiyorum " dedim ve gittim. olay bu kadar basit yani..
-kaan: el pompası yani.
dinleyen: aslaa, başka pompalar.
-mete: britt benim evimi su bastı ya, bana yardımcı olabilecek tanıdık birisi var mı bu gece?
-dinleyen: pompa baabında mı? yaağni pompayla açmak baabında mı?

barda filminde:
selimin becerdiği hatuna;
-senin pompacın bu mu ?
diye sorduğu soru içersinde, cümle içinde kullanılmış kelimedir.

emme ve basma gibi mekanik özelliklerinden dolayı bir akışkanı bir yerden bir yere ileti makinalarıdır. argoda da tam bu özelliklerinden dolayı çükümüzün ana işlevlerinden birine verilen benzetmedir.

bir de akaryakıt istasyonu pompası vardır. burada çalışan abiler ve amcalar çok şanslılar bence. adam; ne iş yapıyorsun sorusuna göğsünü gere gere ;

- yılların pompacısıyım !

diyebilir. hele bir de gece çalışan biriyse ;

- her gece pompa, her gece pompa, işim bu benim napayım !

diyebilir.

sıkıyosa sen desene !

bir de tuvalet pompası vardır ki, benzin pompasıyla karizma açısından uzaktan yakından ilgisi ilişiği yoktur.

"gibi geliyor bana"’nın entry’sinde ki benzinlikteki pompacı misali, bir de hastahanedei röntgenci vardır. o adam da garibim, mesleğini söylediğinde tuhaf bakışları üzerine toplamaya 1 numaralı adaydır.

(bkz: röntgenci)

basınç yardımı ile akışkan nesneleri taşımaya yarayan nesne.

(bkz: pompalamasyon)