kendine has kurallari olan,genel olarak birle$ilen kurallari olsa da mahali olarak farkliliklari da icinde bulundurabilen,7-15 hatta duruma gore 18-19 ya$larina kadar cocuk ve genclerin sosyalle$mesindeki en buyuk etmenlerden biri.hirs,azim,$evk,takim olma,kollektiflik,arkada$lik,uzuntu,mutluluk duygularinin alabildigine ya$andigi yegane ortamlardan.bunun di$inda genclerin ambalajindan cikmami$ kufurleri urettikleri onemli merkezlerden.kavgasi eksik olmayan,gercek mucadelenin ogrenildigi bir ortamdir.ayrica turk futbolunun geli$imi icin vazgecilmez unsurlardandir.kendine has kurallari vardir onu da ba$ka bir ba$lik altinda inceleriz.
mahalle maçları
(bkz: mahalle kavgasi)
direkler tastan oldugu icin gol ve direk tartismalari sik yasanan,3 korner 1 penalti,penaltida kaleci degisirse 2 tane atilir gibi ilginc kurallari olan super zevkli maclar.
duvardan gol yok , kaleci-oyuncu, fasülye oyuncu gibi kuralları ve kavramları barındıran.dünyada en çok oynan futbol müsabakaları.
ciddi anlamda kıran kırana geçen, bir şampiyonlar ligi finali, bir dünya kupası yarı final maçlarını aratmayacak ölçüde zevk veren müsabakalara şahit olmuş olan, amatör ruhun en naif hallerini yansıtan karşılaşmalardır. eskiden öyle idi en azından, gelişen teknoloji bu noktada da kendini gösterdi mi? şu an için bilemiyorum. evet.
hergün balkonlardan soğuk sular,saksı(dedem atmıştı)vb şeyler atılsa da bi sonraki gün aynı sahneler yaşanacağı bile bile hırsla oynanan çocukluğumun unutulmaz aktivitesi...
-umut sarıkayanın şahane tespitiyle- mutlaka kulağından pislik akan bir adet oyuncu bulunduran maçlardır.
sokak arasında oynanan ve taşlardan yapılan kaleyi muhakkak gelip bir arabanın bozduğu maçlardır.
bu maçlarda iki önemli adam vardır,bunlar alırım veririm yapan elamanlardır.mahallede herkesin haylidir birgün bu elamanlardan olmak ama bunlar hayalden öteye geçemez.bide en son alınanlar vardır bunların yerindede kimse olmak istemez.işte bu en son alınan elaman olmamak için herkes iyi oynamaya çalışır varını yoğunu ortaya koyar.bunun içindir ki mahalle maçlarında yeri gelir kavga edilir yeri gelir yağ çekilir;ama bunlar mübahdır.izlenmesi de keyiflidir
cuma günü istiklal marşı okunur okul dağılır koşa koşa eve gidilir önlüğü çıkarıp ekmek rasına birşeyler konur ayakkabıların bağcığını bağlamadan sokağa çıkılır.herkes yavaş toplanır topun sahibi özel olarak kapısına kadar gidilir ve çağrılır sonra hep birlikte diğer mahalledeki çocuklarla maç ayarlanır.toprak saha da maça başlamadan önce kaleler takım kaptanları tarafından sayılır ve artık her şey hazırıdr maç başlar.kaledeki kişi ufak tefe bişiyse abanmak yok kuralı uygulanır.üstten giden topun gol olup olmadığı tartışmaları çook uzun sürer şımaykıl mı bu nasıl kurtarsın lan denir ve oyuna devam edilir.top çok uzağa giderse oha be ali sami yen mi burası lafı hiç eksik olmaz.hava kararmadan başlanır hava karardıktan sonra da devam eder.işte böylsine unutlmaz ve keyifli maçlardır.
otomobillerin sahaya sürekli akın ettiği ve maçın sürekli durmasına sahne olan maçlardır.top patladıysa mahallenin zırzop çocuğu topu ikiyi yarıp kafasına takke yapabilmektedir.
sonucun ve skorun belli olmadığı hep dostluğun kazandığı farkında olmadan mükemmel falsolu vuruşların yapıldığı maçlardır.
sonucun ve skorun belli olmadığı hep dostluğun kazandığı farkında olmadan mükemmel falsolu vuruşların yapıldığı maçlardır.
bir zamanlar harikalar yaratırdım.
(bkz: mahalle maçı kuralları)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?