bolivya günlüğü

shevek
che’nin bitiremediği günlük, önsözünü fidel castro "zorunlu bir giriş" adı altında yapmıştır.

günlüğü okuyarak görebileceğimiz tek şey bolivya’da hiçbir şeyin hiçbir zaman iyi gitmediğidir. gerilla savaşı adına da bir şeyler çıkarabilir okuyucu ve bir de che’nin kaleminden çıkan son yazıları okumuş olur.

her şeyin kötü gittiği o günlerden birini sizlere sunmak istiyorum. che’nin ağzından yakalanmasından bir ay öncesi, bolivya günlüğü:

"10 eylül

"kötü bir gün. iyi belirtilerle başladı, fakat sonra hayvanlar çok kötü olan yolda ilerlememek için direndiler. sonunda biri geride kaldı, yürümedi, onu karşı kıyıda bıraktık. irmağın epeyce kabarması karşısında coco bu kararı almıştı. ayrıca öte tarafta dört adet silahımız da kaldı: moro’nunki ve benigno’nun silahı için 3 tanksavar bombası da kalan silahlar arasındaydı. irmağı katırla yüzerek geçtim, fakat, geçerken kunduralarımı kaybettim; şimdi abarca giymek zorundayım bu da hiç hoşuma gitmiyor. nato elbiseleriyle silahlarını muşambaya sarıp bohça yaptı ve akıntı güçlü olmasına karşın ırmağa atladı, ama herşeyi yitirdi. bu kez’öbür katır suyu geçmek istedi, fakat artık su geçit vermediği için onu geri çektik. leo’un suyu katırlarla birlikte geçmeyi yeniden denemesi, neredeyse hepsinin boğulmasıyla sonuçlanıyordu, çünkü akıntı çok şiddetliydi. sonunda hepimiz hedefimiz olan ırmağa vardık, ama doktor kötü durumda: bütün gece el ve ayaklarındaki nevralji sancıları yüzünden sızlandı durdu. niyetimiz hayvanları yine yüzerek karşıya yollamaktı, ama ırmak kabarması ve bunu engelledi, alçalmasını beklememiz gerekiyor. uçak ve helikopter bölgede dolaştı, helikopterler hiç hoşuma gitmiyor çünkü ırmak boyunda pusular yerleştirebilirler. yarın, nerede olduğumuzu iyice anlamak için ırmak boyunca her iki yönte keşfe çıkacağız.

"bir olaya değinmeyi unuttum: bugün, 6 aydan fazla bir süreden beri ilk kez yıkandım. kısa sürede bu rekora daha birçok arkadaş ulaşacak.

"yükseklik 780 metre."
shevek


3 ekim

uzun ve gereksiz bir gerginlik günü: üssümüz olan kampa gitmek üzere yola çıkmıştık ki, urbano geldi ve birkaç köylünün, "dün gece sözü geçen adamlar işte bunlar" dediğini duyduğunu bildirdi. doğru bir habere benzemiyordu bu, ama ciddiye alır göründüm ve susuzluğumuzu gidermeden, askerlerin geçtiği yola hakim bir tepeye tırmandık. günün geri kalan saatleri tam bir durgunluk içinde geçti; karanlık basarken tepeden indik ve su acı, kap yağlı olduğu halde pişirdiğimiz kahvenin lezzetine doyum olmadı. bu kapta daha sonra orada yemek için hamur ve götürülmek üzere tapir etiyle pilav pişirdik. bir keşif yaptıktan sonra, saat 3’te yola çıktık. chaco’yu kolaylıkla atlatıp seçtiğimiz boğaza ulaştık. su yoktu, fakat askerler tarafından keşfedildiğini gösteren bir ize rastlamadık.

radyo iki kişinin tutsak edildiğini bildirdi: antonio dominguez flores (leon) ve orlando jimenez bazan (camba). bu sonuncusu orduya karşı savaştığını kabul ediyor, ama diğeri başkanın sözüne güvenenerek teslim olduğunu söylüyor. her ikisi de, fernando ile ilgili birçok bilgi vermişler, hastalığını anlatmışlar. daha da kamuoyuna açıklanmayan neler neler söylemişlerdir kimbilir. iki kahraman gerillacının öyküsü böylece sona erdi.

debray’in, provakatör bir öğrenciyle yaptığı cesur konuşmayı dinledik.

yükseklik 1360 metre.

*

25 nisan

kara gün. saat 10’da pombo gözetleme yerinden gelip 30 askerin küçük eve doğru ilerlediğini haber verdi. antonio gözetleme yerinde kaldı. hazırlandığımız sırada koşup baktı, askerlerin 60 kişi kadar olduklarını ve daha gelenlerin bulunduğunu söyledi. gözetleme yerinin yetersiz olduğu artık ortadaydı; bu yer olayları önceden haber almamıza elverişli değildi. kampın giriş yolunda, o andaki olanaklarımızla pusu kurmaya karar verdik. alelacele akarsuyun kıyısında, 50 metre görüş uzaklığı olan küçük, dik bir yokuşta mevzi aldık. urbano, miguel ve ben otomatik tüfeklerle yerleştik. doktor, arturo ve raul sağı tuttular, görevleri kaçışı ve o yönden ilerlemeyi engellemekti; rolando, pombo, antonio, ricardo, julio, pablito, dario, willy, luis, leon onları yandan bastırmak için akarsuyun öbür yanında mevzi aldılar. inti, sel yatağında kaldı, oraya sığınmaya kalkışanlara saldıracaktı. nato ve eustaquio gözetlemeye geçtiler, ama ateş başlar başlamaz çekilmelerini emrettim; el chino, kampı korumak için artçı kaldı. elimdeki yetersiz mevcuttan üç kişi eksilmişti: kaybolan pacho, onu aramaya giden turna ve luis. (sayfa 103)

çok geçmeden düşman öncüleri göründü. bunların üç alman çoban köpeği ve kılavuzdan kurulu olduğunu görmek bizi şaşırttı. hayvanların sinirli bir görünümü vardı, ama bizim oradaki varlığımızı sezmişe benzemiyorlardı. yollarına devam ettiler; ilk köpeğe nişan aldım, ama vuramadım, namluyu kılavuza çevirdiğim sırada m2 tutukluk yaptı. miguel başka bir köpek öldürdü ya da bana öyle geldi ve artık kimse pusuya girmedi. ordunun böğrüne aralıklı atışlar başladı. ilk arada urbano’yu geri çekilmeleri emrini iletmeye gönderdim, fakat rolando’nun yaralı olduğu haberi geldi.biraz sonra getirdiler; çok kan kaybetmişti ve plazma verilirken öldü. kurşun oyluk kemiğini delmiş, atardamarlara ve sinirlere ulaşmıştı; daha birşey yapmaya fırsat bulamadan tüm kanını kaybetti. gerilla en iyi üyesini ve aynı zamanda temel taşlarından birini kaybetmişti. çocuk denecek yaştan beri arkadaşımdı. istilaya kadar 4’üncü kolun habercisiydi ve bu yeni devrimci serüvene de katılmıştı. bu adsız ölü hakkında, gelecek için kalıplaşabilecek söz olarak şunu söyleyebiliriz: "senin küçük, cesur yüzbaşı bedenin, sert görüntüsüyle sonsuzluğa kadar yaşayacak".

daha sonrası ağır bir geri çekilme harekatı oldu. rolando’nun (san luis) cenazesini de beraberimizde taşıdık. pacho bize daha geç katıldı. yanılmış ve coco’ya katılmış, bu yüzden dönüş bütün gecesini almış. saat 3’te cenazeyi ince bir toprak tabakasının altına gömdük. saat 16’da benigno ve aniceto geldiler, ordunun pususuna (daha doğrusu bir karşılaşma) düştüklerini; sırt çantalarını kaybettiklerini anlattılar. ama sağsalim kurtulmuşlardı. olay, benigno’nun hesabınca, biz nacahuasu’ya vardığımız sırada olmuştu. işte, iki çıkış yolumuz da kapanmıştı ve artık tepelere tırmanmak zorundaydık. rio grande’ye doğru gitmek iki yönden iyi değil. ilk olarak, bura doğal bir çıkış yoludur ve ikinci olarak, bizi henüz haber alamadığımız joaquin’den uzaklaştırır. akşam, yolun nacahuasu ve rio grande’ye doğru ikiye ayrılan yerine vardık ve orada uyuduk. grubumuzun tamamlanması için coco ve camba’yı da orada bekliyeceğiz.

harekatın bilançosu son derece olumsuz, rolando öldü; yalnız bu değil, orduya verdirdiğimiz kayıp da olup olacağı iki adamla bir köpek. durumu iyi inceleyememiştik, nişancılar da düşmanı görmüyorlardı. gözetleme yeri de çok kötüydü, bu yüzden önceden hazırlanmamıza yeterli değildi.

bir helikopter, papazın evinin yanına iki kez indi, sanırım bir yaralıyı almak için. uçaklar eski mevzilerimizi bombaladılar; bu da onların hiç ilerlemediklerini kanıtlıyor.

*

25 mart

gün, olaysız geçti. leon, urbano ve arturo, ırmağın her iki kıyısına da egemen olan bir noktaya gözlemciliğe gittiler. öğleyin marcos pusudaki yerinden çıktı ve herkes asıl pusunun bulunduğu yerde toplandı. saat 18.30’da, bütün gerillacıların önünde, yolculuğun ve anlamının bir analizini yaptım. marcos’un hatalarını eleştirdim ve onu görevinden alıp öncü gücün önderliğine miguel’i getirdim. ayrıca paco, pepe, chingolo ve eusebio’ya, çalışmadıkları taktirde kendilerine yemek ve sigara verilmeyeceğini ve eşyalarının alınıp ihtiyaç sahiplerine dağıtılacağını duyurdum. kolle’nin gelip görüşmek istediğine de işaret ettim; burada bulunan gençlik kolu üyelerinin kovulmasının sözkonusu olduğu şu sırada bu geliş çok isabetliydi. önemli olan olaylar, olaylarla doğrulanmayan sözler boş. eğitime ve ineğin aranmasına başlamalarını söyledim.

pedro ve doktor’la konuştum, onlara, gerillacı niteliğini yarı yarıya kazanmış olduklarını müjdeledim, aynı şeyleri apolinar’a da tekrarlayarak moralini yükselttim. nvalter’i, yolculukta kendini koyvermesi, savaştaki tutumu ve uçakları görünce korkuya kapılması nedeniyle eleştirdim. hiçbir tepki göstermedi.

el chino ve el pelado ile bazı ayrıntıları belirttik ve fransız’a da durumun sözlü bir açıklamasını yaptım.

toplantıda gurubumuza "bolivya ulusal kurtuluş ordusu" adını verdik. (çatışma hakkında bir bildiri yayınlayacağız.)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol