shevek

’bu sözlükte yoktur, dur giriyim bunu’ diye ne zaman bir başlığı yoklasam ya basta viva zapatista nickli tanımadığım, tanıyamadığım, tanışamadığım bu eski bilgicin başlığı açmış ve gerekli bilgiyi vermiş olduğunu görmekteyim. keşke burada olsaymış da tanışsaymışım.

edit: tanıştım.

(bkz: oğuz kağan destanı)

fazlası hımbıllaştırır, azı zayıf bırakır. ideali 8 saattir. bu süre içerisinde hem uzar, hem hasar almış dokuları yeniler, hem de yırtılmış protein bağlarına yenilerini ekleyerek kas yapınızı güçlendirirsiniz.

bir kere az uyumaya alıştı mı insan, hep az uyur. çok uyuyan da zaten uyanmaz, hep uyur. en iyisi kararında olanı.

gidin, yatın, uyuyun. rüyanızda beni görün. otları, çiçekleri, böcekleri ve sevgiyi görün... ya da istediğinizi görün, banane. sadece gidin ve uyuyun.

faşist teröre karşı silahlı mücadele ekipleri. 12 eylül 1980 öncesi faşist saldırılara karşı halkın can güvenliğini sağlamak için, dev sol ve dev genç tarafından faşizme karşı mücadeleyi başlatmak üzere ayrı ayrı kurulmuş devrimci ekipler.

diğer katliamlar için:
(bkz: bahçelievler katliamı)
(bkz: 1 mayıs 1977)
(bkz: çorum katliamı)
(bkz: maraş katliamı)
(bkz: sivas katliamı)

katiller için:
(bkz: abdullah çatlı)
(bkz: mehmet ali ağca)
(bkz: haluk kırcı)
(bkz: muhsin yazıcıoğlu)
(bkz: ökkeş kenger)
(bkz: alparslan türkeş)

online uyeler
shadowlord_26 (2. nesil bilgic) *
schenardi (2. nesil bilgic) *
satanist yiyen kedi (2. nesil bilgic) *
asturyas (2. nesil bilgic) *
bahodilo (2. nesil bilgic) *
tekteker (2. nesil bilgic) *
scapegoat (2. nesil bilgic) *
çetniklereölüm (3. nesil bilgic) *
purkinje (3. nesil bilgic) *
wish you were beer (3. nesil bilgic) *
artemisia (3. nesil bilgic) *
ibibikler öter ötmez ordayım (3. nesil bilgic) *
floydiandm (3. nesil bilgic) *
darklady (3. nesil bilgic) *
sheepmip (3. nesil bilgic) *
connor mac leod (4. nesil bilgic) *
armour (3. nesil bilgic) *
ederleziavela (4. nesil bilgic) *
zekirbelli (4. nesil bilgic) *
etom (4. nesil bilgic) *
betterthan (4. nesil bilgic) *
shevek (4. nesil bilgic) *
elma sekeriiii (4. nesil bilgic) *
dünümyokyarınımsır (4. nesil bilgic) *
islak ayaklar (4. nesil bilgic) *
el diablo (4. nesil bilgic) *
zenana (4. nesil bilgic) *


bu kadar bilgiç var, ama suskunluk, durgunluk hakim sözlüğe. demek ki herkes uyku moduna girmiş.

sanılanın aksine 12 eylül döneminde ortada bir anarşi durumu yoktur, ’anarşi var’ yargısı kenan evren ve saz arkadaşlarının halt yemesindendir. sol da, sağ da, devrimci de, ülkücü de kendi ideal devletlerinin arayışı içindedirler.

ortada abd için tekel, kenan evren gibi embesiller için mevki, dünya içinse tarih sorunu vardır. 12 eylül 1980 yalnızca türkiye cumhuriyeti geleceğini değil, dünya geleceğini etkilemiştir.

12 eylül 1980 bir muz cumhuriyeti oluşumuzun ispatı, amerikan emperyalizminin tamamen boyunduruğu altına girmemizinse acı bir izidir. 12 eylül bağımsızlığın söndüğü, mustafa kemal’in anıtkabir’de yattığı yerde döndüğü gündür. 12 eylül amerikan uşaklarının kazandığı, türk halkının, özgürlüğün, emeğin, sevdanın, barışın kaybettiği gündür. 12 eylül ankara’daki çocukların başardığı gündür. 12 eylül cia, kontrgerilla için büyük bir kazancın elde edildiği, soğuk savaş sovyetlerine darbelerin en büyüğünün indirildiği, insanlığa en büyük kazığın atıldığı küçük, minicik gündür. 12 eylül tarihin en kara sayfasıdır. 12 eylül türkiye’nin pazarlandığı, tapusunun emperalistlere verildiği gündür. 12 eylül ’ah, keşke’ denilen acı gündür. 12 eylül bu ülkenin kendi çocuklarını kendi geleceğini vatanseverlerini yok ettiği, ’ya filozoflar yönetici, ya da yöneticiler filozof olmalıdır’ diyen zihniyetin yönetemediği gündür.

12 eylül gün değildir, bir dönemdir. hala bitmemiş, gitmemiştir. doğan kapkara güneş hala simsiyah ışınlarıyla yurdumuzu ve yurdumuz insanının görüş mesafesini engellemektedir. 12 eylül karabulutları halen üzerimizdedir, onlar gidene kadarsa türkiye’de güneşli günler görmek yalandır. bulutları mavilikler sürmek dileğiyle, nazım’ın bir vatan haini (!) olduğunu unutmamak dileğiyle. 12 eylül cuntası yargılanmalı, hesap sorulmalı.

eğer ki vatan şose boylarında ölmekse açlıktan; amerikan emperyalizmi, donanması, topuysa vatan; vatan susturulmaksa bir özgürlük yalanının ardında yalnızca nazım hikmet değil, ben de vatan hainiyim. çünkü insan buna razı gelemez, adı vatan olan amerikancılığa razı gelmek ya kulluktur ya da korkaklık. 12 eylül çocuğu olmaktır kısaca. kölelik bilinçsizce ya da bilinçli...

bir 12 eylül bebesi: köle olmak yani. aslında ne geleceği var umutla bakabileceği, ne geçmişi aydınlık diyebileceği. yalnızca cehaleti ve zerkedilmiş avanaklığı... bu sayede mutlu zaten, bu sayede hizmet etmekte kendini köle edenlere, sömürenlere. bu sayede geçmişten şanlı tarih, kapitalizm kokan gelecekten de başarı diye bahsedebiliyor. bu nedenle de başarısız olmaya mahkum, zavallı. onun suçu yok, bu tarihi neticelerin zaruri sonucu. zavallı olan o değil gerçekte, zavallı olanlar onu bu hale getirenler. 12 eylülü yaratanlar gerçek zavallılar.

12 eylül hepimizin kaybettiği. 12 eylül 1980, türkiye’nin bundan böyle topal gezmeye zorlandığı tarih. gazetelerinden insanına yurdumun her yönden değişime, gerilemeye gittiği ve yurdumu ilerlemeden alıkoyan iğrenç gün. daha önce de dediğim gibi hala bitmemiş, kara güneşi batmamış gün. olsun... bazen kara güneşli, kara bulutlu gökyüzünde güçlü, parlak, ama uzak, ama umutlu yıldızların parıltıları, ışınları, göz kırpmaları kapkara gökyüzünde "daha yarın var, daha bitmedi." düşüncelerine yönlendirebiliyor insanları.

daha yarın var,
daha bitmedi.
kara güneş batar,
kızıl güneş doğar.


daha yarın var,
daha bitmedi.
uzak yıldızlar,
yaklaşırlar.

daha yarın var,
daha bitmedi.
gün gelir,
karanlık susar.

gün gelir, devran döner. gün yakın mıdır bilmiyorum, ama yalnızca gelse yeter; bekleyiş sürer. bu kara güneş batsa, kara bulutlar gitse bile yeter...

artık yeter!

#219312

(bkz: haydi cuntayı yargılayalım kampanyası)

(bkz: devlet)

"ne pahasına olursa olsun, evlenin. karınız iyi çıkarsa mutlu olursunuz, yok fena çıkarsa o zaman da filozof olursunuz."

(bkz: diyalektik)

’aynı nehirde iki kez yıkanamazsın’ sözüyle diyalektik yönteminin temelini atmış filozof.

"...tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir."

sokrates’in kendini bilgin sanan bireylere karşı aslında hiçbir sey bilmediklerini kanıtlamak için kullandıgı yöntem.

(bkz: herakleitos)

(bkz: david hume)

insanı kesin doğruya, gerçeğe götürmüş, getirmiş, tekrar götüren ve hep götürecek yöntem. hegel’e ait değildir, patenti marx’ındır; hegel yalnızca yardımcı eleman olmuştur kendi diyalektiği ile .

aslında kendi başına materyalizm ve diyalektik de gerçeğe gidip gelebilmektedir, fakat diyalektik materyalizm gerçeğin, doğrunun, tarihin sonunun, geleceğin doğrularının incelenmesinde en iyi yöntemdir.

diyalektik materyalizm, diğer adıyla tarihsel materyalizm kaçınılmaz olanın incelenmesi, yorumlanması ya da yalnızca görülmesinin yöntemidir.

(bkz: materyalizm)

empirizm ile rasyonalizmi birleştirmiştir.

diyalektik yoksunu ve tanrılarla, tanrıcılıkla çok içli dışlı oluşundan olsa gerek, rasyonalizm tarafından her daim ezilmiştir ampirizm. hem de her şeye rağmen.

ampirizm ile rasyonalizm arasındaki kavga büyürken ve yok bilgi akılla gelir, yok deneyimlerle deneylerle gelir denirken, ortam gerilmiş filozoflar birbirine girmişken nasıl olur da kimse her ikisiyle de gelir diyememiştir; ilginçtir, anlaşılmazdır. suç ampirik takılanlarındır. deneyim edene kadar akıllarını kullansalardı rasyonalizm ve empirizm çoktan birleştirlimişti. çok daha ileriydik.

kavga sürdü. büyüdü. hatta arada berkeley gibi gereksiz insanlar bile çıktı felsefe yaptı, ta ki kant’a kadar.

kant geldi, kavga bitti. ondan önce hiçbiri nasıl düşünememiş hayret, ayıp, yazık. ha bir de ilginç tabii.

’ampirizm’ olarak da bilinen felsefi akım.

’empirizm’ diye de geçer.