confessions

shevek

- Yazar -

  1. toplam entry 2359
  2. takipçi 1
  3. puan 30955

mihail solohov

shevek
1905’te don bölgesi’nde doğar. annesi bir kazaktır. babası orta rusya’dan göçüp don kıyılarına yerleşmiş biridir. sholohov lisedeyken; birinci dünya savaşı başlar, bunu 1917 ekim devrimi ve iç savaş takip eder. 16 yaşındayken, devrimcilerin yanında savaşa katılır. iç savaş sona erdiğinde, bir süre; hamallık, taşçılık, ilkokul öğretmenliği ve gazetecilik yapar. yazmaya 17 yaşında başlar. ilk hikayesi doğum lekesi’ni 19 yaşında yazar. 1922 yılında moskova’ya gider ve gazetecilik yapar. geçimi için gazetecilik yeterli değildir. bu dönemde taş işçisi, rıhtım işçisi ve muhasebeci olarak da çalışır. 1924’de geri döner ve kendini tamamen yazmaya verir. aynı yıl evlenir. bu evlilikten iki kız, iki de erkek çocuğu olur.

ilk kitabı, 1. dünya savaşı ve iç savaş yıllarındaki kazakları anlatan don hikayeleri, 1926 yılında basılır. aynı yıl durgun don (ingilizce’ye "ve durgun akardı don" diye çevrilmiştir, rusçası "tihi don"dur) adlı romanını yazmaya başlar. bu romanı yazması 14 yılını alır ve stalin nişanı ile ödüllendirilir. bu roman sovyetler’de zamanın en çok okunan yapıtlarindan biri olur ve 1965’de nobel edebiyat ödülü alır. bitirmesi 28 yılını aldığı uyandırılmış toprak adlı romanı ile de 1954 yılında lenin nişanı’na layık görülür. 1957’de kısa hikayesi insanın yazgısı (fate of a man) film olarak da çekilir. vatan için dövüştüler isimli eseri bitirilememiştir.

ikinci dünya savaşı boyunca gerçekler (pravda) gazetesinde savaş hakkında yazılar yazmıştır. 1956-1960 yılları arasında toplu eserleri sekiz kitap olarak yayımlanır.

şolohov ayrıca 1932’de sscb komünist partisi’ne, 1939’da sscb bilimler akademisi’ne üye oldu ve seçkin sovyet ünvanı aldı. sscb komünist partisi merkez komitesi’ne seçildi. iki kere sosyalist kahramanlık madalyası ile ödüllendirildi. sovyet yazarlar birliği’nin yardımcı başkanlığını yaptı.

şoholov 20 şubat 1984’de, rostov ilinde hayata gözlerini yumar. mezarı don nehri kıyısındaki veşki köyündedir.

gözlemlerime göre türkiye’de ne şolohov’dan haberi vardır insanların, ne de eserlerinden.

ataman

shevek
"ataman" kelimesi geniş anlamıyla reis demektir.

kazaklar tarafından kendilerine çeşitli kademelerde önderlik etsin diye seçilen liderler. don ordusu başına ordu atamanı denirdi. bir müfrezenin başına müfreze tarafından seçilen atamana savaş atamanı denirdi. kazak sancaklarının merkezi olan stanitsaların başına da stanitsa atamanı denirdi.

don kazaklarının bağımsızlıklarını kaybetmesi sonucu "atamanlık" ünvanı çarın babadan oğula geçen bir yetkilendirme yetkisi oldu ve çar istediği kimseleri ataman olarak tayin etti, ataman seçimi ortadan kalktı. kazak birliklerinin başlarına çar tarafından tayin edilen atamanlar geçince kazakların bu yönden de bağımsızlığı kısılmış oldu.

timun

shevek
turkish international model united nations

üsküdar amerikan’ın düzenlemiş olduğu 1995’ten beri de düzenlenen uluslarası platformlarda tanınan mun konferansıdır. 2007 yılı için 6-9 aralıkta gerçekleşecektir.

detaylı bilgi için www.timun.org

gemun

shevek
genova model untied nations

internet sitesi için, www.gemun.it
italya cenova’da yapılmış ve uzun süredir yapılan bir konferans için pek de başarılı olduğu söylenemeyecek etkinliktir. yine de iyidir, güzeldir, hoştur... yeni insanlarla tanışılmış, tadım pizza’dan alınan karışık pizzanın italya’da yenilen has ve saf pizzadan daha güzel olduğu keşfedilmiştir.

rcimun

shevek
robert college international model united nations

2006’da ilk konferans duyurulmuş, ama yapılamamıştır. 2007’de tekrar bir ilk konferans düzenlenmiş, fevkalede başarılı olunmuştur. türkiye’den okulların yanı sıra konferansa yahudi, alman ve yunan okulları da katılmıştır.

web sitesihttp://www.rcimun.com’dur.

sayokan

shevek
karateden çalma dövüş sporu. isminin açılımı pekala vahşidir ve bu sporun öğrenilme mantığını (ve neden öğrenilmemesi gerektiğini) özetler: savaşçının yolu kan...

bu sporun bir savaş sanatı olduğu falan da iddia edilir, hayır değildir. sokakta hiç bir işe yaramaz ve salon sporu olmaktan öteye de geçemez.

valla sporu yapan milliyetçi takım sinirlenecektir ama bu sporun federasyonu başındaki nihat yiğit adlı vatandaş (ve aynı zamanda bu sporun kurucusu ve yaratıcısıdır da bu kimse), her ne kadar yabgu ünvanı ile sağda solda ahkam kesmekte olsa da, sonuçta zamanında çıkıp "karate, tekvando yapıyorum ben... bari japon’a benzeyeyim de tam olsun" mantığıyla gitmiş ameliyat olmuş kaşıyla sağıyla soluyla oynamış ve bu estetik amelyatlarından sonra bugünkü görünümüne kavuşmuştur (yoo, bugünkü görünümü iğrenç falan değildir, ama sonuçta kaşlarına bir ara bakmanız tavsiye edilir).

sayokan 4 bölge-4 hilal üzerine kurulmuştur ve her hilal alparslan’ın malazgrit taktiğini simgeler. sayokanda terimlerin kök türkçe olmasına dikkat edilmiştir.

aslında sayokana o kadar haksızlık edilmemelidir, her şey çalınıp da isimleri değiştirilmemiştir. arada osmanlı tokadı gibi kültürümüze has farklı teknikler de vardır.

nasuh mahruki

shevek
korkunun bir motivasyon ve korunma amacı olduğunu, fazla korkunun da korkusuzluk gibi sonunda insanı başarısızlığa götüreceğini düşünen, anlatan, açıklayan ve vurgulayan dağcı.
113 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol