shevek

bağımlısı olmak istemediğim fakat yavaş yavaş beni kontrolü altına alan gereksiz ama şu an benim için gerekli şey.

üzerine bu kadar konuşmaya değecek bir şeye sahip olmadığını düşündüğüm çizgi film.

(bkz: zaman kaybı)

not: ha eskiden izler miydim? evet, izlerdim. bol bol da dalga geçerdim arada, ama izlerdim salak gibi.

üremek durumu.

sevgili ölmüş eşeğin tahtalıköyden arkadaşı eşek arısına yazdığı mektuplardan oluşan bir kitap. bir aziz nesin klasiği... detaya girmek istemediğim, gelecekte okuyacak kimselerin de bana bu yolla saymasını hiç istemediğim için daha fazla hakkında konuşmayacağım ama hakkında çok istenirse konuşulabilir, tartışılabilir kitap.

ayrıca öldüren kitaptır kendisi .

aziz nesin kitaplarında bu sözcük grubundan her sayfada vardı diye hatırlıyorum.

türkiye ve türk toplumu ile ilgili bir çok önemli tespitin mizahla karışık (ustanın her zaman yaptığı gibi) verildiği kitaplarından bazıları için:
(bkz: ölmüş eşek)
(bkz: zübük)
(bkz: yaşar ne yaşar ne yaşamaz)

kendisiyle aynı kafadan olduğumuzu düşündüğüm zat ı muhterem.

livaneli şarkıları adlı albümü altında zülfü livaneli’nin türkülerini söylemişliği vardır.

ayrıca
(bkz: nazım hikmet memleket)

muhteşem bir nazım hikmet eseri. kişiyi büyüler.

akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
birden
bire kuş gibi
.................vurulmuş gibi
.................................kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
....................uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

ah ne yazık!
................ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!


nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!


atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
atları rüzgâr kanat...
atları rüzgâr...
atları...
at...

rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

akar suyun sesi dindi.
gölgeler gölgelendi
....................renkler silindi.
siyah örtüler indi
....................mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
........................sarı saçlarının
..............................üzerine!

ağlama salkımsöğüt,
..........................ağlama,
kara suyun aynasında el bağlama!
..................................el bağlama!
..............................................ağlama!

(bkz: nazım hikmet ran)

not: sözlük boşluklara izin vermediği için sağa sola "..."lar koymak zorunda kaldım. böyle biraz çirkin oldu ama en azından özgünlüğü kaybolmadı şiirin, aksi takdirde şaire ayıp olurdu .

devletimin başbakanı rte sinirlerine hakim olamaz ve ağzından yine zeka dolu sözler dökülür belki bir gün diye umutla bekliyorduk... o gün geldi çattı!

şimdi mutlu olmak için tek yapmamız gereken her akp mitinginin olduğu gün akşamı ana haber bültenlerine bir göz atmak. tabi satılmış medya faktörü var, her kanal bizi güldürmeyebilir belli olmaz; ama bir şekilde güleceğimiz kesin, hem de gülerken ağızlarımıza ihtiyacımız olmayacak...

üzerinde insanların olduğu, bir kıtaya en uzak ada. nüfusu an itibariyle 269 kişidir.

adada 1 okul, 1 hastane, 1 postane, 1 müze (ne varsa içinde artık), 1 pastane, 1 bar ve 1 yüzme havuzu mevcutmuş.

edit: nüfusları 273’e çıkmış bulunmakta.

(bkz: hayvanlık)

paris düşerken, fırtına, dipten gelen dalga eserleri destansı bir üçlemedir..

görevde kullanılan uzay aracı ile aynı adı paylaşmakta olan ve bu aracın taşıdığı dünyaya asla geri dönememiş olan üç mürettebatı ile bilinen, uzay istasyonu salyut 1 ile kenetlenme görevi.

daha önce de uzay görevleri sonrası verilen can kayıpları olmuştur fakat bu görev öncesindeki ölümler, yere çakılma sonucu olduğundan dünyada gerçekleşmiştir. bu nedenle uzayda ölen ilk insanlar, soyuz 11 mürettebatıdır.

tarihteki ilk uzay istasyonu. 19 nisan 1971’de sovyetler birliği tarafından fırlatılmıştır.

uzayda gerçekleşen ilk insan kaybının da nedenidir ayrıca, bu istasyondan dönen üç kişilik soyuz 11 mürettebatı atmosfere girmeden ölmüştür.

1917 doğumlu ve halen yaşamakta olan büyük usta. kitaplarından "2001: bir uzay efsanesi", usta yazar için onu bugün tanınan arthur c. clarke yapan önemli bir dönüm noktasıdır. 2001 çalışmasından sonra, 2010, 2061 ve 3001 kitaplarını da yazarak efsaneyi bitirmiştir.

kendisi kalp ameliyatı sırasında kendisine verilen enfekte kan nedeniyle aids olmuş ve dokuz yıl sonra aids yüzünden ölmüştür. ölüm sebebi uzun süre saklanmıştır.

ayrıca kendisi gibi bir bilim kurgu devi için:
(bkz: arthur c clarke)

mitingle doğrudan alakalı olduğunu düşündüğüm iğrenç eylem.

amaç gözdağıdır. ama yarın asıl gözdağı mitingte halk tarafından verilecektir.

önemli bir psikolojik savaş yöntemidir. tarih boyunca her toplumda yeri olmuştur.

günümüzde propaganda için haberler, hükümet raporları, tarihin tekrar yazılması, kitaplar, broşürler, radyo, televizyon ve posterlerden yaygın olarak yararlanılır.

don kazaklarının çeşitli devirlerdeki yaşantısını veren yazarı şolohov’a nobel’i kazandırmış dev eser.