ludingirra

şimşek çakınca allah fotoğraflarımızı çekiyor sanıp korkuyla karışık poz verirdim.
böyle bir salaktım.

ilk önce etek toplanır, sonra külot çıkarılır, ardından bacaklar ikiye bölünür ve son olarak çarpmaya başlanır. 4 işlem kadar basittir.

laurence stern’in, -the life and opinions of tristram shandy, gentleman-adlı romanının film uyarlaması. yamulmuyorsam 2005 yapımıdır ve başrolde steve coogan oynamıştır.
üstün zeka ve yetenek ürünüdür. isterken dvd’cinizi versene ulan şeklinde hırpalamayı unutmayın derim.

bilgiç adayıymış.kendisine hoşgeldin derken, nickinin bir laurence sterne kitabı adı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. tam adı -the life and opinions of tristram shandy, gentleman- olmakla birlikte, kitabın baş kahramanı uncle toby’dir. a cock and bull story adıyla da filmleştirilmiştir ayrıca.

tahminimde skor açısından yanıldım. #766066
beşiktaşın 2. yarıya iyi başladığı bir karşılaşma oldu. ibrahim toraman ümit karanın böğürüne göçtü ve bir penaltı da atlandı evet. gözden kaçmadı o.beşiktaş haketti galibiyeti diye düşünüyorum, sakin olmak gerek.
ps: hakem, ibneydin kabul et.

ancak ve ancak sözlük ortamında çoğalabilen familyadır.

isviçreli bilimadamları, bu garip familya üzerine son yıllarda yürüttükleri laboratuvar araştırmalarından, yumurtadan çömezus sapience olarak çıktıklarını, sonra kabuk atıp homo bilgiç olduklarını ve daha sonra homo guide, homo gammaz yada moderatörus olarak yaşamlarını sürdürdükleri sonucunu çıkardı.

bu familyanın lideri jedidir.bilgiç bireylerinin kafasında antenler bulunduğu gibi, muhtelif yerlerinde butonlar bulunur. bu butonlar aracılığıyla jedinin direktiflerini alır ve uygular. jedi, bu butonları kullanarak familya üyelerine ayar verir.homo bilgiçler, sözlüğün açık başlıklarındaki entryler ile beslenir.

yaşamak için öldürmez bu bireyler.yaşamak için yaşatır.
antenleriyle anında gidecekleri yeri bulurlar. aramaya inanırlar bunlar.butonlarına basarsanız,kan emici özellikleri de vardır.

tüylü olanları da var aralarında, tüysüzleri de.bir tek angelus bireyinin diğerlerinden farklı olarak kanatları vardır.ama diğerlerinin de uçabilme özellikleri mevcuttur.
uyarılmaya gelemezler.müberra ve necatileri severler, onlara dokunmazlar.

daha geçen gün butonlarından biri bozulup ayarı alamayan 2 bilgiç bireyinin houston yakınlarındaki frame sahiline düştüğü belirlendi.2 bilgiçi yemeye çalışan 3 kişi sözlük ortamında göt edildi.böyle de acımasızdır bunlar ona göre.

7 nolu oxygen değilse, antalya ile ucundan bucağından ilgisi olduğunu düşündüğüm bilgiç. öyle mi? olabilir, olmayabilir de.
ayrıca hoşgelmiş.

gidenlerden, yaklaşık 160 dakika sürdüğü ve şebnem ferahın yine harika ötesi olduğuna dair duyumlar alınmış ve ne yazık ki gidilememiş konserdir.

konser repertuarının, izmir konserindeki repertuar ile aynı olması dikkat çekmiştir.

(bkz: erken kalkmak)
(bkz: amuda kalkmak)
(bkz: tersinden kalkmak)
(bkz: kaldırmaya kalkmak)

ironide usta bilgiç.
puanında da bir ironi var mı bilemedim.
boş entryleri yok, ondan eminim.

mütemadiyen maden ocağında çalışan bir işçinin yapması muhtemel hadise.
eve isi getirirken, işi de getirmiş olur bir nevi kanımca.

(bkz: istikrarsızlık)

istikrar şart.

kafasını toplamayı beceremeyen insan yavrularına feda olsun.

ve karşınızda, günlük hayatın tek ihtiyacı. ctrl+f

+ulan bu sabah hediye mediye diyodum ben, napıcaktım ki ben.
-ara: hediye
-nerede: bu sabah
...
...
- allahın salağı annenin doğum günü lan bugün!
+hmm. anladım.

çok gerekli.evet.

+necati yine mi iş!
-ne yaptım yine müberra. kıyma bu bildiğin kıyma! elimin altında varken başka kasaptan mı alayım ne diyosun!
+kaç kere söyledim sana eve iş getirme diye. dükkanda işler kesat diye düşünüp yiyemiyorum onu ben yaa! getirme eve, bırak orda kalsın!
-bsg müberra bsg rica ediciym.

muhteşem bir tiamat parçası.

ahanda sözleri;

always learn from history
to be sure you make the same mistakes again
dig with bare hands or a silver spoon
but never change the masterplan

the face of god
in velvet black
the skies are full of angel holograms

london bridge is burning down
my fifteen minutes seem like fifteen years
as time goes by we slowly rot away
it happens here and now and everywhere

bol kartlı, sert, temposu gel-gitli ve galatasarayın 1-0 üstünlüğüyle bitecek bir ilk yarı;
fazla pozisyonun olmadığı ancak beşiktaş taraftarının da oyuncunun da kendini göstereceği ve galatasarayın üstünlüğüyle 2-1 sonuçlanacak bir ikinci yarı düşündüğüm karşılaşma.

ertuğrul hocanın daha önceki maçlardaki taktik eksikliği yüzünden bu maçta beşiktaşın zorlanacağını düşünüyorum ve endişelerim var.hiç atamamasından korkuyorum açıkçası.

iyi oynayan kazansın önce. ve de hakemin ibneleşmeyeceği bir maç diliyorum.

beşiktaşı bayağı zorlayacak maç olacak kanımca.ancak, umarım güneşin tribünleri ısıttığı bahar gününde, çim sahalardaki o coşku yeniden diline düşsün taraftarın.

beşiktaşın, 2008 de galatasarayı ilk defa evinde konuk edeceği karşılaşmadır.

sahil güvenlik komutanlığı ile birlikte 90’a yakın askerin yedikleri yemeklerden dolayı ağır zehirlenme teşhisiyle acile taşındığını duyduğumuz gün bütün şehir dumur olmamıza neden olan hadiseye ev sahipliği yapmış canım şehrimin güzel tugayı.

yer:erzurum
mekan:taş mağazalar caddesi
kişiler:2 çarşaflı kadın

+teyze, karda sürünüyor bu. sonra eve giriyorsunuz.kirlenmiyor mu!
-kirlensin teyzem.hergün yıkıyom bunu ben.
+ihram falan tak yada başını ört pardesü giy olmuyor mu!
-olmaz.örtün demiş dinimiz.biz böyle gördük kızım. benim herif kızar bu olmadan sokağa çıkarsam.
+peki sıkılmıyor musunuz bunun içinde.
-istemiyom teyzem ama yapacak bişey yok.
.......

yer:trabzon
mekan:of ilçesi, bir ev.
kişi: 1 türbanlı kadın

+eşarbın hoş ama bağlama stili mi var bunun?
-evet.herkes farklı bağlıyor. renkli iğnelerle tutturuyoruz.
+sen mi istedin örtünmeyi?
-dinime bağlı olmasaydım örtünmek zor gelirdi.sıkılırdım, anlamsız olurdu. hangi kadın ister ki. kimisi kocasının isteğiyle, kimisi ailesinin isteğiyle takıyor.din böyle emrediyor, böyle dediler.benim de yapacak birşeyim yok.
takıyorum.
+aciz misin sen? beğenilmek hakkın değil mi?
-emirler bunun önüne geçer bazen.ben senin gibi giyinemem, kocam bacaklarımı kırar.
+siz bir kalıp yaratmış olabilir misiniz? yani din ne diyor sizce?
-din, saçınızın bir teli bile görünmeyecek diyor.
+eee. saçını kapat o zaman sadece.
-başı örtük kıçı artık derler.vücut hatları belli olur pardesü giymezsem.her yer kapalı olmalı.
+sıkmıyo mu, terlemiyor musun bununla?
-aslında sıkıyor bazen. yazın burası ne halde düşünsene.istemem aslında canım ama her emir yerine getirilir.kimisini isteyerek yerine getirirsin, kimisini mecbur olduğun için.
+sen kendin mi kapandın!
-ailem de istedi ama aslında dinime bağlı olduğum için kapandım. muhafazakarız biz. vücut hatlarının belli olmaması gerek. dini bütün insanlar kapanır burada.
+örtünmeyen dini bütün değil mi şimdi?
-...
+yani bu kadar mı! sırf seni sıktığı için mi? yani kadın olarak yeni aldığın giysiyi, saçlarını görmesini istemez misin insanların?
-isterim ama olmuyor.
+peki bişey sorucam. emre itaat etmeyen de oluyor mu? var mı tanıdığın?
-yok genelde, dayatma hep. ama emirmiş.emre itaat edeceksin.
+nasıl yaa.
-kaçış yoksa güzelim, hoşlanmayı sevmeyi bileceksin.

esneklik ya da ironi.
algılanan şekli binbir tane, fakat algılanması gereken şekli tek.
neden görmek istediğimiz gibi görüyoruz da, görülmesi gereken şekliyle görmüyoruz?
artık camiler yerine sanat okulu açılsın demek, diyebilmek sadece vurgu.
şimdi daha net oldu bence.
camiler kapatılsın, sanat okulları açılsın yada camiler kapatılıp onlar birer sanat okuluna dönüştürülsün denmiyor ki...
hangimiz ibadet edecek mekan bulamıyoruz? bulamamak bir kenara, yeterince de değil, fazlasıyla yok mu cami zaten ülkede?
evet neden hastane, sanat galerisi, okul değil de, hala cami açma derdindeyiz?
derdindeler? inananların hala, ibadet edecek bir ortam bulamamasından mı!
yoksa, korkudan mı bu her arazi cami olsun, mutlaka olsun mentalitesi!
evet sanat galerimiz yok!
evet hastanelerimiz az!
evet okullarımız yok, olanlar da dökülüyor, yazık değil mi onca çocuğa!
ve evet, okul ve sanat galerisi olmayınca sanattan da, sanatçıdan da anlamamız mümkün değil.
siz, güneydoğu’nun en ücra köşesine var olan camilere yeni camiler eklendiğinde mi gurur duyarsınız, yoksa ona harcanacak parayla bir okul ısıtılmış taa kilis’te, şırnak’ın bir beldesinde yada sanat okulu, galeri açılmış dendiğinde mi sevinir, o mentaliteyi alkışlarsınız.
hassasiyet belli, önümüze arkamıza sağımıza solumuza cami. yine cami, yeni bir cami.
eee ne bu?
aşarsak, kimbilir sol anahtarından bile ürken, sanat eserine çarşaf geçiren bu mentaliteden kurtuluruz.
umuyor muyum? evet.
inanıyor muyum?
yürekten savunursak!
#765817 katılıyor ve teşekkür ediyorum.
biraz düşünmek gerek evet. biraz...