confessions

ederleziavela

- Yazar -

  1. toplam entry 790
  2. takipçi 1
  3. puan 54854

goetica

ederleziavela
#585605

sasırmıs bilgic.

sabahın besinde kozmetık urunlerı ıle ılgılı baslık acarak elımdekı sutu dusurmeme sebebıyet vermıstır.sanırsam hatun bılgıc zira bu saatte bu tıp baslık acıp entry gıren erkek bılgıce ben bılgıc degıl bılgos derım.

yeni ayakkabı ile top oynarken babaya yakalanmak

ederleziavela
konuyu 70 - 80 olarak yani milattan once ve/veya milattan sonra olarak iki sekilde degerlendirebilecegimiz trajikomık konu.

oncelikle konuyu jenarasyon ile iliskilendirmekte fayda var.zira 70 jenarasyonu icin futbol oynamak babadan dayak yeme sebebidir.

oyleki, donemın ekonomik sartları ebeveynleri etkiledigi kadar hıkayemızın kahramanı olan, esas oglanı da etkılemektedır .

bilindigi uzere 70 li yıllarda bedo olarak bilinen bedrettin dalan’ın eski buyuk sehir belediye baskanlıgı yaptıgı donemden bahsediyoruz.zira donemin karikatur dergilerine adı berbadettin dalan olarak gecen bu buyuk hortumcu sey pardon siyasetci sahsıyetın vatandasa tapu vaadi ile hazıne arazılerını para karsılıgı sattıgı iddialar arasında.ha gote girer belki mantıgı ile bu duruma iddia demek istiyorum zira bedrettinzede olarak cumlelerı her ne kadar temkınlı secsemde " anladınız siz onu" ...!

donemin parası ile 33 milyon lira, simdiki kura gore tahmini 150 - 200 milyar liranın bır sekilde belediye tarafında odunc alınarak gerı verılmemesı durumunda ister istemez ekonomık zorluk cekıyorsunuz.dogal olarak bu durum hıkayenın esas oglanını olumsuz etkilemistir.

bu uzucu duruma ragmen calıskan ebeveynler yılmadan cocuklarının gelecegı ıcın calısmaya ara vermemesı takdire sayandır.lakin esas oglan bır cocuktur nitekim ve caktırmadan camurlu bır futbol sahasına ulasmak, cocuk icin amerikaya ilk ayak bastıgı rivayet edilen amerigo vespucci olmak ile es degerdir.

her ne olursa olsun, buyuk bır azımle camur/caylak ıcınde top oynamak ınsana buyuk haz verır.hele ayagınızdaki yırtık ayakkabının bali ve/veya turevleri maddeler ile yapıstırıldıgını dusunursenız kendınızı bır baska motıve eder bır baska haz alırsınız.

gun gelır beden egıtımı dersı ıcın gerekli yalanı ıle babaya zoraki aldırılan yenı spor ayakkabıyı ayagınıza gıydıgınız anda kendınızı donemın en onemlı futbolcusu rıdvan dilmen gibi hissederseniz.babanın top oynama uyarısını iplemezsınız hele annenın " evladım aman yenı ayakkabılarınla top oynama bana gorur " telkını bır kulagınızdan gırer bır kulagınızdan cıkar.

ne olursa olsun ayagınızdaki burnu kalkık cakma pumalar ıle o camurlu sahaya atarsınız kendınızı.oyleki 100 metreden bellı olan o beyaz papucların cevresıne tum arkadaslarınız toplanır ve istahla bakarlar.bu durumu almancıların 10 sene calıstıktan sonra bır mercedes kapıp kahvenın onune park etmesıne benzetırım.zira tum mahalle okeyi, batagı bırakıp arabanın cevresıne toplanıp arac sahıbıni pohpohlardı.

ve ıste o an gelir maca baslarsınız.

sıze hayatta pas atmayan arkadaslarınız ne hıkmetse ayaklarına gelen her topu sıze gonderır ve nedendır bılınmez her attıgınız sutun gol olmasını beklerlerdi.

tum bu ahval ve serait ile cakma pumalarınız sayesınde sahanın yıldızıyken bırden koseden gotlu, gobekli, beyaz gomleklı, uzun saclı, uzun favorılı ve ıspanyol paca pantolon gıyen bır sıulet gunesın yenı yenı battıgı o anda 100 metre mesafeden belırır.

ve o an can havlı ıle sunnetınızde attıgını deparlar gelır aklınıza , genclıgınızın ve ayagınızdakı spor ayakkabının verdıgı efor ıle ben johnson kımlıgıne burunup baba ıle aranızdakı mesafeyı oldukca acar ve yırttım amına goyım dersınız.fakat onununze sızden daha buyuk , daha gelısmıs abınız cıkar.evet baba ıle kooalısyon yapmıstır yavsak.aslında ıyı anlastıgınız kardesınız ayagınızdakı yenı ayakkabıları kıskandıgı ıcın kacmakta olan sıze bır elense cekerek yere ındırır.kurtulursunuz bırde kunde atar.

uzatmayacagım , kıssadan hısse yersınız dayagı oturursunuz asagıya.ve duydugunuz cumle sudur.

(bkz: topcu olup da ne olacaksın )

milattan sonra dıye tabir ettıgımız doneme gelırsek eger, yanı 80 ve sonrası bu durum gecerlılıgını yıtırmıstır.es kaza baba ben balet olacagım dersenız ya dayak yersınız ya da ıbne mı molacaksın evladım cumlesı ıle karsılasırsınız.sız ıstemeden orjınal lotto kramponlar alınır, sıradan bır kulubun alt yapısına yerlestırılır ve ılerıde ıyı bır futbolcu olup para kazazmanız beklenır.

bir kültür göstergesi olarak ingilizce

ederleziavela
yıllardır bir kanser gibi yayılan kara mizah.

insan turkce’nin yozlastıgına mı yanar yoksa turkceyi ingilizce ile birlikte kullanıp bunu bir kultur gostergesi olarak algılayan denyolara mı ?

gunumuzde bircok turk insanının kullandıgı ingilizce kelimeler ister istemez bilinc altımıza yerlesmektedir.aslında bu durumu kisisel hatadan ziyade toplumsal bir hata olarak algılayabılırız.zira " medya kuruluslarından tutun gazetelere kadar tum basın yayın organları dilimize yeterınce onem gostermemekte ve hatta turkce’nin yozlasmasına on ayak olmaktadır.

egilim yerine trend ya da durumu cagdas dil evrimine gore moda olarak telafuz etmek yozlasan kulturumuzun bir gostergesidir.ha bu yozlasmanın bize bir zararı var mı? kesinlıkle var.zira bir ulusun kulturunun yapı taslarını olusturan tarihi, anıtları, dili, gelenek ve goreneklerıdır.bu yapı taslarını degısıme ugratmak bir ihanet gostergesi olmasa da buyuk bır hatadır.

atatürk bu husustaki düşünce ve inancını şöyle açıklar;

- türk demek, dil demektir.

- türk milleti’ndenim (türk milleti’nin dili türkçe’dir) diyen insanlar,herşeyden evvel ve mutlaka türkçe konuşmalıdır.

-türk milleti’nin milli dili ve milli benliği, bütün hayatında hakim ve esas(temel) olacaktır.

türk mutasavvıf ve şair ahmed yesevi bir dortlugunde ne guzel ifade etmistir.

sevmez sözde bilginler
bizim türkçe dilini
bilgeler konuşursa
açar gönül ilmini

dejenerasyon, dijital, şov, printer vb kelimleri ıster istemez gunluk yasantımızda kullanmaktayız.lakin kazın ayagı oyle degil.bu durumu su istimal eden bazı guruhlarca bu yozlasma gereklidir.zira kuresellesen dunyada ingilizce vb dilleri ogrenmek bır kultur gostergesidir.tamam ingilizce kuresel bir dil olabilir her turk evladı da bu ve/veya bu gibi dilleri ogrenmelidir lakin ne bok yemeye turkce ile birlikte kullanılır anlam vermek mumkun degil.hatta olayın bokunu cıkarırlar ve bu durumu marifetmis gibi algılar ve hatta ingilizce bilmeyen ya da bildigi halde gunluk konusmalarında kullanmayan kisilere e.t gozuyle bakarlar.

bre deyyuslar diyesim gelir bu zerzevat i kiramlara ama uzulurum yurdum ınsanlarına.

yabancı dillerin gerekliligini kıcından anlamak uzucu bır durum tabı.

kucuk bir alıntı ile durumu orneklendırmekte fayda var.

yıl: 1965
"karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle ’akşam-ı şerifleriniz hayrolsun’ dedim.."

yıl: 1975
"karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. ne yapacağıma karar veremedim,heyecandan ayaklarım titredi. ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum,yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ’iyi akşamlar’ dedim.."

yıl: 1985
"karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım.. nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. amma ve lâkin kısa bir süre sonrakendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ’hayırlı akşamlar’ dedim.."

yıl: 1995
"karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. fenâ hâlde kal geldi yâni..ama bu iş bizi bozar dedim. baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim..manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle ’selâm’ dedim.."

yıl: 2006
"âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni.. oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni.. ama concon muyum ki ben,baktım ki o da bana kesik.. sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. ’hav ar
yu yavrum?’"

yıl: 2026
"ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden.. off, ay dont nov âbi yaa.. ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita.. ’hay beybi..’"


ulkemızın tuhaf bir popülerlik algısı var. yabancı dil gibi tamamen kültürle ilgili bir olgu bile, gün geliyor, kültürel bir hadise olmaktan çok anlık bir hevese, hatta bir tür oyuna dönüşebiliyor. yabancı dilin bile modası var. bir zamanlar turkceyi fransızca ile birestirip konusmak modaydı. bu aralar ingilizce.

yabancı dil, farklı kültürleri orijinal dilleriyle takip etmek, dilimize çevrilmemiş kitap, dergi ve makaleleri okumak veya sinemalarda gösterilmeyen filmleri bulup onları izleyebilmek için değil, sadece yabancı dil bilmiş olmak için öğreniliyor genellikle. veya bir haftalığına çıkılan turistik avrupa seyahatlerinde bir iki kelime konuşup tur arkadaşlarına hava atmak için.

uzuzcu bir durum zira yabancı dilin insan hayatındaki onemi kulturel bır sorgulama olmamalıdır.zira turkce-ingilizce karısımı tuhaf bir dılın ortaya cıkarılması modadan ziyede yozlasmanın gostergesıdır.hele hele ingilizce bilmeyen ya da az bilen insanların bu tip kelimelerın anlamını bılmemeleri bu zavallı guruhlarca cehalet belırtısı olarak algılanmakta ve inanlar bu anlamda kafaya alınmaktadır.

bir yabancı hevesi almıs basını gidiyor hadi hayırlısı diyelim ve verilen bu toplumsal mesaja alınmadan mumkun oldugu kadar turkceyı dogru kullanmaya calısalım.

yabancı araba merakı
yabancı avrat merakı
yabancı icki merakı


bu boyle uzar gider lakin herseyin yerlisi makbuldur kanımca.zira rus hatun pesinde kosmak yerine turk hanım kızlarımıza sahip cıkalım ya da absolute, vıski yerine milli degerimiz, ickilerin arasında duygu sahibi olan rakımızı icelim.

bunlar kisisel tercihlerdir ama ne demisler.

(bkz: yerli malı yurdum malı herkes kullanmalı)

(bkz: insan ya meraktan gidermis ya da kalpten)

voltron un çocuklar uzerindeki etkisi

ederleziavela
70 ya da 80 kuşağının vazgeçilmez cizgi filmi voltron ile büyüyen birçok cocugun travma gecirmesi ya da potansiyel sapık olması bu duruma örnek teşkil eder.

öyleki, öğlenci olan talebelerin bile, her sabah saat 7:30 sularında yayınlanan bu çizgi film için saat 7:00 de kalktığı bilinir.büyük bir şevk ve istek ile tv başına geçen çocuklar, ortalama 10 dakika yayınlanacak bu cizgi film için yaklaşık 4 saat uykularından feragat ederdi.

olaylar gelişir.

kötü robotlar yine iş başındadır ve ibneliklerine son sürat devam ederler. ve sahneye voltron çıkar.

ibnelerin, biri dagdan çıkar, biri volkandan, biri sudan, biri topraktan, biri de tam hatırlamıyorum ama bir yerden cıkardı.genelde, assolist edası ile yavas ve magrur kırmızı aslan en son kafayı oluşturduktan sonra, o akıllara kazınan " voltran voltran voltran " repliği 75 model itt schaub lorenz marka tv nin bozuk hoparlorlerinden duyulur ve nedendir bilinmez seyreden çocuklarda bir irkilme, bir fevri hareketlilik ve akabınde, eller yumruk yapılmış vaziyette repliğe eşlik ederek kollar havaya kaldırılırdı.

enteresan olan koca 10-15 dakika bu ibne robotların 30 sanıye oluşması için seyredilir ve tekrar uyku moduna girilirdi.

birlikten kuvvet doğar mesajını aldıktan sonra okulda arkada$larla " voltron " efendinin kritiği yapılır hatta 5 velet bir araya gelir voltronu oluştururdu.eger bu oluşum sırasında velet sayısı 6 ise kavga kaçınılmazdı.ayrıca "kırmızı aslan ben olacagım " tartısmaları sonuç vermez ve uzlaşılamazsa veletlerden biri bu duruma içerler küsüp giderdi.baskın karakter olan diger cocuk " gidersen sikime gitmezsen sikime adam mı yok voltronu oluşturacak " repliğini kümüş cocuga ilettikten hemen sonra, başı olusturmak için yüksek bir yere çıkar " hadi şimdi voltranı oluşturuyoruz " gibi, birebir cizgi filmden araklanmıs repliği söyler ve kalan 4 velet bir anda enteresan sekillere bürünerek birleşirdi.yuksek bir yere çıkan kırmızı aslan rolundeki velet, oluşumun tamamlanması ile o 4 cocugun ustune atlar ve hep beraber " voltran voltra voltran " dedikten sonra, ayrı ayrı yerlere anlamsız koşular yapıp habeş maymunu gibi zıplarlardı.

tabi bazı cocuklar, voltron efendinin oluşma sebebinin birlikten kuvvet doğar oldugunu anlamaz ve bunyede ters etki yapar.

buguün grup seks hayranları kesinlikle bu çizgi filmin ana temasını götlerinden anlayıp farklı etkilenmişlerdir.

(bkz: birlikten kuvvet doğar)

bonusu;

(bkz: birlikte daha zevkli olur )

islamiyette ibneligin yeri

ederleziavela
ulvi konularda yetersiz bilgiye sahip olmamdan dolayı yıllardır merak ettiğim ve bir o kadar üzüldüğüm konu.

nedir bu ibnelerin çektiği ya rab ?
yok mu sözlükte bir hafız ya da bilgi sahibi bir eril lütfen konuya açıklık getirsin.

az çok bildiğim kadarı ile fıkıh bilginlerine göre ibne kardeşlerimizin durumu oldukça hassas bir konuymuş.

zira dinimizde erkeklerin kadınlara benzemesi ya da kadın gibi davranmaları doğru olmadığı gibi günahmış.bu kişiler fizyolojik olarak kadın özellikleri barındırıyorsa buna hunsa deniyor.lakin çelişki burada başlıyor.hunsa yani hermafrodit ya da bilinen adıyla erdil ..!

kısaca hunsa hem dişi hem erkek tenasul organı taşıyan bireylere denilmektedir.fakat bizim konumuz maalesef bu değil.ibneler de dişi tenasül organı yoktur.

şimdi üzülerek şu konuya parmak basıyorum.

bu ibne kardeşlerimiz hayatın her alanında hor görülmekte, aşagılanmakta ve hatta ahirete bile gidip gidemeyecekleri muallakta.hani filmlerde iki dünya arasında kalan ruhlar vardır.işte bu ruhlar kesin bu ibne kardeşlerimizdir.

muhtemelen , yukarida işlerin karısık olması ve gereken yasa tasarısının çıkmaması sebebi ile burada mahsur kalırlar.bu süre zarfında arada kalmışlığın verdiği sıkıntı ile milleti rahatsız ederler.

(bkz: ghost whisperer )

bunların namaz kılmaları da $aibelidir.zira erkekler ile mi yoksa kadınlar ile mi bilinmemektedir.şahsen ben imam olsam arkamda namaz kılan bir ibne istemem.keza kadınların arasında olması da sakıncalı.

bu sebepten dolayı bu kardeşlerimizi hor görmeyiniz.hayat vurmus sillesini bir de sizler vurmayınız.cinsel ayrımcılığa son diyor ve bu konu hakkında bilgi sahibi olanların acilen entrylerini kasmalarını temenni ediyorum.

nasıl bir islamiyet anlayışı cinsel statuye gore ayrım yapar anlam vermem mümkün degil.

(bkz: hepimiz ibneyiz)
(bkz: hepimiz eşcinseliz)

salon fotoğrafcisina çekme diyememek

ederleziavela
ogrenim gordugunuz yıllarda basınıza gelebilecek komik hadise.

zaten aileden aldıgınız harclık ile ay sonunu guc bela getirirsiniz.talebe olmanın verdigi eziklik ve fukaralık yetmezmis gibi zamansız evlilik kararı alan arkadaslarınız bu duruma tuz biber ekmektedır.

ama olsun der dugunun yapılacagı semte gitmek icin bir saat onceden yola cıkarsınız.hatta az masraf yapmak icin leventten metroya biner sisli de inip bedava akbil hakkınızı kullanarak dugunun yapılacagı semte gidip minibus ucretınden yırtarsınız.

iceride gordugunuz arkadaslarınıza el sallayarak masalarına oturur, pasta kesimi, takı merasımı gıbı kombinasyonları atlatır o acı duruma 2 adım daha yaklasırsınız.

bedava ikram edilen 3. sınıf pasta ve limonatayı afiyetle mideye indirip doymus yag oranınızı tetikler ve derin bir nefes alırsınız.

arkadas gurubunuzda bulunan " mualla " isimli asifteye platonik askınız 100 metre mesafeden anlasılmaktadır.masada bulunan herkes umit besen sarkısı esliginde dansa kalkmakta lakin umit babanın, kisinin psikolojik durumunu kaosa surukleyen o igrenc musiki eserini duydukca adeta koltuga civilenırsınız.

mualla asiftesine ilginizi bilen yavsak arkadasınız aklı sıra muziplik yaptıgını sanıp " aaa eder, mualla hadi ama siz de dans edin " gibi, potansiyel pezevenk cumlesını sarf ederek sizi ne derece zor bir durumun icerisine soktugunu bilmez.

cebinizde olan son 5 milyona mı yanarsınız, hayallerinizin kadını ile ilk, umit besen sarkısı eslıgınde dans ettıgınıze mı ?

hayat bır kere vurmasın tokadını ya rab.

bu kadar zorluga ragmen mualla asiftesi kollarınızın arasında iki ileri bir geri suzulmektedir.beynınızın sag on lobunda sorf yapan dusunce " ceylan gibi namussuz " dur.

ve iste o an gelir.

salon fotografcısı zebellah gıbı karsınızda dikilir " cekeyim mi agabey " der.mecburen karizmayı cizdirmemek icin " cek amına koyim " dersiniz.

sonrası malum.yavsak fotografcı sırıtarak gelir.cektıgı resmi verıp cebınızdekı son 5 milyonu acımadan alır.

(bkz: neyseki akbılım vardı sozluk)

bilgi sözlük istanbul hadi hamama gidek lo zirvesi

ederleziavela
yer : galatasaray hamamı

saat: 17:00

tellaklar:

eder

etom

(bkz: gotten zirve uydurmak)

cinsiyet ayrımcılığı yapılmayacak erkek ve hatun yazarlar bir arada çimeceklerdir. çimmek

efendim, yazarların kayna$ması adına düzenlenen bu zirveye i$tirak kayıtsız şartsız yapılmalıdır.

muhtemelen oldukça nezih ve sıcak bir ortam olacaktır.
aslen tokat sosyetesınden olmamdan dolayı, kese üzretsiz olup bizzat tarafımdan yapılacaktır.eger yetersiz kalırsam devreye ekibim girecektir.

hiç bir beklentimiz olmadan, tamamen kamuya hizmet amaçlı bu zirve planlanmı$tır.

sınav yorgunu arkadaşlar, sevgilisinden ayrılmış hatun yazarlar, ya da sevgilisi olmayan hatun yazarlar hiç farketmez hepsi katılabilir.

tamamen amme hizmetine dayalı bir zirve olacaktır.

isteyen zirve için gerekli tarbuka, tef,kanun, çanak, çömlek ve yiyecek getirebilir.

zirvede alkol almak , gazoz içmek mecburidir.sakın korkmayınız ederleziavela kişisi siz yazarlarımızı korur kollar.

(bkz: yonetim uyuma yazarına kese at)

babayı tanga giyerken yakalamak

ederleziavela
kişide b 12 etkisi yaratan, sen misin cocukken bana bisiklet almayan? ile başlayıp sigara içerken yakalanıp yediğiniz o tokatlara kadar, hayatınızın bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçmesini sağlayacak aktivite.

her ne kadar baba " oğlum yazın rahat oluyor" ya da " temiz don bulamadım bu annenin " gibi palavralar sıksa da bir türk erkeğinin tanga giymeyecegini bilirsiniz daha doğrusu şekerlenmemiş bir türk erkeği diyelim.

hayat burada zor kararlar almanıza vesile olacaktır.ya ispiyonlayıp o bisikletin ve yediğiniz tokatların acısını çıkartacaksınızdır ya bu durumu belgeleyen bir adet resim ile babayı ömür boyu haraca bağlayacaksınızdır.

işte tam burada, aklınıza yıllardır babanızdan duyduğunuz, beyninizi kemiren o palavra cümle gelecektir.

(bkz: yemedim yedirdim giymedim giydirdim)

(bkz: allahtan giydirmedin)

annenin temizlik yaparken vibrator bulması

ederleziavela
annenin temizlik yaparken porno cd arsivinizi bulmasindan daha beter bir durum.zira eve gelindiğinde masanın üzerinde porno ar$şiv yerine 20 cm lik tırtıklı, kendinden $arjlı, darbeli yapay çükü bulmanız a$ikar.

yakalatan $ahsın cinsiyeti ile ilgili tuhaf durumlar olu$abilir.zira erkekseniz ziki tuttugunuz an bu andır.hemen olaya müdahale edip sağlam bir yalan uydurulmalıdır.

-bu ne evladım ?
-su tabancası anne
-dur seni bir ıslatayım
-anne tabanca ile şaka olmaz

yakalatan hatun ki$i ise eger topu annenin üzerine atabilir.

-bu ne evladım ?
-anneler günü hediyesi
-daha çok var kızım anneler gününe
-e bende sonra vercektim
-test mi ediyorsun?
-olur mu anneee
-yürü doktora, bekaret kontrolü yaptıracagız
-ama anneeee

gibi palavralar uydurulsa bile, bu durumdan yırtmanız utopik bir düşüncedir.tek kurtulu$unuz " babanızın viagraya olan muhtaçlığı " ve " annenizin bu durumdan $ikayetçi olmasıdır"

nikahta keramet var

ederleziavela
koca karı safsatasıdır.

genellikle, birbirini pek tanımadan görücü usulü evlenen ciftlerin son dakika kıvırmaları sonucu, aile e$rafı tarafından söylenir.

doğru mudur ? değil midir? zamanla öğrenilir.hatta bu durumun daha ileri safhası da " çocukta keramet vardır "

bu mantık ile evlenen bir çok çiftin sonu adliye koridorlarında biter. olan masum bebelere olur.
20 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol