yaran fıkralar

17 /
senaristanbul
aslan, akıl hocası tilkiyiçağırmış.
-bir bahane uydur ki, önüme geleni dövmem için haklı olayım.
+dövmek istediğinize "neden şapkan yok" diye soralım; sonra dövelim.ormanda kim şapkayla dolaşır ki?
-çok güzel..bak bir tavşan geliyor.
tilki tavşanı durdurur:
+neden şapkan yok senin bakiim?
tavşan şaşırır: -ne? şapka mı?
aslan pata küte girişir.
...
böylece bir süre herkesi döverler; sonra aslan tilkiye:
-hep aynı bahane ile dövmek yakışıksız oluyor, başka bir şey bul.
+o zaman, geleni malbora almaya yollayalım.kısa alırsa uzun almadı diye; uzun alırsa kısa almadı diye, olmadı light almadı diye döveriz.
-çok iyi fikir..bak, tavşan geliyor.
tilki tavşanı durdurur:
+şuradan bi malbro kap gel bakalım.
tavşan korkarak emri yerine getirmek için fırlar, aslan ile tilki sinsice gülerler. ancak, tavşan biraz ilerde durup arkasını dönüp bunlara sorar:-nasıl olsun, kısa?uzun?light?
aslanla tilki bakışırlar; aslan kızgın:
-gel lan buraya!...şapkan nerede senin bakiim?
incir cekirdegi
nasil yagmur nasil firtina, adam bir taksiye el kaldirir, taksi durur.
>
>adam gidecegi yeri söyleyince, taksici kizarak "ohoo orasi çok yakin alamam seni" der vegazlar gider. adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi basarir. ertesi gün sans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici,
>evinin önündeki taksi duragindadir ve üçüncü siradadir.. hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanasir:
>
>- "ataköye kaça götürürsün ?"
>- "5 ytl"
>- "sana 20 ytl veririm ama bir kere verirsin"
>- "hadi be sapik misin, defol.." adam bu cevabi alinca ikinci siradaki taksiye yanasir.
>- "ataköye kaça götürürsün ?"
>- "5 ytl"
>- "sana 20 ytl veririm ama bana bir kere verirsin"
>- "vay sapikkk vayy defol" sira üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.
>
>adam yanasir:
>
>- "ataköye kaça götürürsün ?"
>- "5 ytl"
>- "peki sana 20 ytl veririm ama bir sartim var"
>- "nedir ?"
>
>- "giderken diger taksicilere el sallayacaksin"
>
>- "ayip ettin abi, tabii..."

incir cekirdegi
üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip
üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş.
profesör kaşlarını çatarak: " okuzler ve kuslar ayni masada oturamaz!" ogrenci: "o zaman ben ucuyorum..."
profesor cevaba cok sinirlenmis, sinavda ogrenciye takmis ve sinavini basarisiz gecmesi icin elinden geleni yapmis.
yanliz sinavda ogrenci tum sorulari mukemmel bir sekilde cevaplamis. profesor ogrenciye: sana son bir soru soracagim - demis.
yolda yururken iki torba buldugunu hayalet, birinde akil var, digerinde ise para var. hangi cuvali alirsin?
ogrenci: "para olan cuvali secerdim..."
profesor: "ben akil olan cuvali secerdim..."
ogrenci:"normal! kimde ne eksikse onu secer...
profesor cok sinirlenmis, ogrencinin not defterini alip icine "okuz" yazmis. ogrenci nota bakmadan odadan cikmis.
bir dakika sonra ogrenci kapiyi aralamis : "sayin profesor, imzanizi atmissiniz, fakat notumu yazmayi unutmussunuz."- demis.
incir cekirdegi
birgun carlsberg , miller , tuborg ve efes pilsen in ba$kanlari barda icmeye gitmis. garson gelince teker teker soylemisler;
- ben bi carlsberg aliyim
- ben bi buyuk miller istiyorum
- ben tuborg icecegim
sira efes pilsen’in adamina gelince;
- ben bir kola aliyim, demis.

garson gidince yanindakiler sormus: "yahu sen niye efes istemedin" diye;
- kimse bira icmiyordu, ben de size uyayim dedim.. demis..

sepulturk
saatlerin geri alındığı duyan temel evdeki ne kadar saat var toplar ve saatçiye; "bu saatleri geri al. saatler geri alınıyomuş" der.

bunun üzerine saatçi de; "sadece bir saat geri alınıyomuş, o sebepten sadece bir tane saatini geri alabilirim" der.
deepblack
adam evine telefon eder, telefonu yabancı bir bayan açar. adam karşıdaki sesi duyunca şaşırır, bayana sorar:
- "sen kimsin?"
kız cevaplar:
- "evin hizmetçisiyim."
- "iyi de bizim hizmetçimiz yok ki!"
- "evin hanımı beni bu sabah işe aldı."
- "ya. öyle mi? ben de evin beyiyim. hanımı çağırır mısın?"
- "hanımınız şu an yatak odasında kocası sandığım bir adamla beraber."
adam şaşırır, sinirlenerek,
- "elli bin dolar kazanmak ister misin?" kız,
- "tabii ki isterim. kim istemez!"
-"o zaman çekmecedeki silahı al, yukarı çıkıp o cadı ile o sümsük herifi vur!"
önce ayak sesleri duyulur, sonra iki el silah sesi. hizmetçi telefona geri gelir:
- "öldürdüm efendim, cesetleri ne yapayım?" adam,
- "cesetleri havuza at."
kadın duraklar:
- "ama burada havuz yok ki?"
adam bir süre düşünür ve cevap verir:
- "orası 112 43 44 değil mi?
- "hayır!
- "pardon! yanlış numarayı aramışım!
manaste
bir televizyon ekibi, doğuda bir köye gider. orada yaşlı bir amcayla sohbet etmek isterler.
muhabir sorar: amca bize çok mutlu olduğun bir anını anlatır mısın?
amca: bir gün bizim haso’nun eşşegi dağda kayboldu, gittik aradık aradık , sonra bulduk. öle sevindik öle sevindik ki hepimiz eşşeği...
muhabir:( kameramana) kessssssss!!!! amca noluyor öyle essek falan, biz bunu yayınlıcaz, sen mutlu olduğun baska bi anını anlat bize.
amca: bir gün bizim hasa’nun karısı dağda kalboldi. aradik, aradik sonunda bulduk. öyle sevindik öyle sevindik ki hepimiz karıyı...
muhabir: (kameramana)kkkkesssssss!!! amca olmuyor böyle. sen en iyisi bize üzüldüğün bir anını anlat.
amca: ben bir gün dağda kayboldi..
muhabir :( kameramana) kkeessssssss!!!!
calamitycans
bir adam çok zengindir fakat calısmamaktadır ve aileden de kalan bir mirası yoktur. bu durumdan suphelenen maliyeciler pesine duserler. adamın hep vakit gecirdigi barda adama sorarlar calısmıyorsun, ailenden zengin degilsin sen nasıl para kazanıyorsun diye. adam iddiaya giriyorum diye yanıtlar. maliyeciler de hadi canım sende hep kazanamazsın ya derler. adam kazanıyorum gelin sizle 100 dolarına iddiaya girelim ben gözümü ısırırım der. hadi ordan der maliyeciler ve adam gozunden çıkardıgı lensi ısırır. hadi gelin sizle bir iddiaya daha girelim ben kulagımı ısırırım der maliyeciler yine hadi ordan derler adam takma dislerini agzından cıkarır ve kulagını ısırır. maliyecilere son olarak 1000 dolarlık bir iddia teklif eder. benim penisim kare gibi köseli der. maliyeciler biraz zaman isterler ve arastırırlar bu durumu. daha sonra bara donerler maliyeci adamın pantolonunu acar ve adamın penisini eline alır, bakar ki her sey normal. kaybedecegini bile bile neden bu iddiaya girdin diye sorar adama. adam da soyle yanıt verir: salak su karsıda duran adamla maliyecilerin eline veririm diye 5000 dolarına iddiaya girdim.
tafa
bir gün kamyon şöförü evlenmek ister. annesine evlenmek istediğini söyler. anneside onu karşı komşunun kızıyla evlendirir. evlenmeden bir gün önce kız annesine gerdek gecesinde ne yapacağını sorar. oda;
- ’’krem sür acımaz’’ der.
zaman gelir bunlar odaya girerler. kız kremini sürmeye başlar. bunu gören adam bir şaşkınlık geçirdikten sonra boynundaki kolyeyi sikine sarar. bunu gören kız hayretle sorar;
- ne yapıyorsun.
- ’’40 yıllık kamyon şöförüyüm bana patinaj mı çektiriceksin’’ der.
hallucinogen
adamın biri ölür ve kendini cehennemde bulur. karşısında bir zebani:
-neden suratın asık? der.
adam
-dalga mı geçiyorsun ne yapacaktım burası cehennem!
zebani
-o kadar dert etme burası cehennem ama o kadar da berbat değil, ayrıca burada acayip eğleniriz,örneğin içkiyi sever misin?
adam
-tabii rakiya bayılırım.
zebani
-tamam işte sen o zaman pazartesilere bayılacaksın, biz burada her pazartesi
catlayana dek raki içeriz, ayrıca viski ve ne istersen
adam
-yok yaaaa çok iyi!
zebani
-ayrıca sigara puro içmeyi seviyorsan salılara tapacaksın. çünkü biz her salı cehennemde ciğerlerimiz çatlayana dek havana purosu içeriz. hem kanser derdin de yok, zaten ölüsün
adam
-yaşadık desene!
zebani
-ha unutmadan her çarşamba da bütün gün kumar oynarız, ne dersin?
adam dağılır.
-lan oğlum ne demek sonuna dek poker oynarım
zebani
-perşembeleri ise narkotik günümüzdür. bir büyük kase uyuşturucu, uyarıcı ne ararsan hepsi senin!
adam
-yok ya burası bayağı güzel bir yermiş!
sonra zebani sorar:
-eşcinsel misin?
adam şaşırır ve
-hayır, niye sordun?
zebani
-ooooo, o zaman cumalardan hep nefret edeceksin..
durum
çocuk babasına sorar:
baba politika gerçekten nedir?

-bak oğlum ben eve para getiriyorum öyleyse ben bir kapitalistim.
-annen parayı yönetir öyleyse o da hükümettir.
-deden paranın doğru idare edilip edilmediğine dikkat eder o da sendikadır.
-hizmetçi kız ise işçi sınıfıdır.
-bizlerin ise tek hedefi vardır senin rahatlığın dolayısı ile sende halksın ve sargı bezi içinde yatan kardeşin ise gelecektir.
oğlum anlaya bildin mi?

çocuk düşünür ve babasına bu gece anlattıklarının üzerinde düşüneceğini söyler.

gece yarısı çocuk uyanır.küçük kardeşi sargısına pislemiştir ve bağırmaktadır.ne yapacağını bilemeyen çocuk anne ve babasının yatak odasına gider.

annesi yalnız ve derin bir şekilde yatmaktadır bu yüzden uyandıramaz.

böylece hizmetçi kızın odasına gider. bakar ki babası hizmetçi kızla yataktadır. dedeside pencereden gizlice onları seyretmektedir.
hepsi öyle meşguldürler ki çocuğun orada olduğunun farkına bile varmazlar. çocuk hiçbirşey yapamadan yatağına geri döner.
ertesi sabah baba çocuğuna kendince politikanın ne olduğunu anlatmasını ister.

-evet diye cevaplar çocuk.
-kaptalizm işçi sınıfını kötüye kullanıyor.
-sendika bunu seyrediyor.
-bu arada hükümet uyuyor.
-halk ise dikkate alınmıyor.
-ve gelecek bokun içinde yatıyor.
-politika budur!!!!

egeninincisi
meşhur dörtlü bir ingiliz, bir fransız, bir amerikalı bir türk..işte bu defa onların esleri bir araya gelmiş önce ingiliz hatun başlamış anlatmaya:
- benim esim öyle romantiktir ki her sabah eline bir gül alır o gülü tüm vücudumda gezdirerek beni uyandırır.
amerikalı atlamış hemen:
- aaa benim esimde çok romantiktir. sabah ayak ucumuzdaki pencereyi
acar hafif rüzgar ayaklarımdan başlayıp tüm vücudumu gezerek beni uyandırır ve esim mutlaka başucuma bir çiçek bırakmış olur.
fransız gülümsemiş kendinden emin:
-bunlar da ne ki benim esim her sabah ayaklarımdan başlayıp tüm
vücudumu ve en son da dudaklarımı öperek uyandırır beni, ben her sabah
mutluluğun doruklarında uyanırım.
sıra türk hatuna gelince o şaşkın şaşkın diğerlerine bakmış ve
demiş ki:
-ben öyle orospuluklardan anlamam çişim gelir uyanırım.
cevizlisucuk
-iki deli hastaneden kaçmaya karar verirler gece olunca planı yapıp kaçarlar ve ertesi gün hastaneye tekrar dönerler arkadaşları sorar neden kaçtınızda tekrar geldiniz? deliler cevap verir bugün provasını yaptık yarın kaçacağız derler..
cevizlisucuk
çocuk kekemedir. öğretmen tahtaya "kedi sütü iç" yazar ve çocuğa okumasını söyler.
çocuk okur:
- "tedi tütü it" öğretmen azarlar çocuğu.
- "bir daha oku der" çocuk tekrar okur:
- "tedi tütü it" öğretmen sinirlenir bağırır
- "düzgün oku şunu" der. çocuk tekrar okur, ama nafile.
öğretmen bu kez döver çocuğu ve "oku" der. çocuğun canına tak etmiştir. öfkeyle haykırır:
- "anatını tittimin tediti! ittene lan tu tütü"!
bb
(tayip gül bahçesinde güllerle ilgilenirken eline diken batar ve eli kanar, küçük çocuk şaşkınlıkla sorar)
-aa
-n’oldu ulan?
-senin eline diken batar mı?
-ne diken,? attan bile düşerim... tabi ki batar.
-senin elin kanar mı?
-kanamaz mı.. burası yan gelip yatma yeri mi?
-ama..sen tayip değil misin?
-öyleyim çocuk..
-ama..
- bir gül ne kadar zor yetişiyor biliyor musun? tohumlarını israil’den getirt, unakıtan’ın oğluna ithalat kotası aç... sen kendine şunu soracaksın: ben burayı adeta pazarlamakla mükellef miyim? eğer mükellefsen, ne gül tohumu kotaları, ne de söylenenler umrunda olmayacak..
anani da al git buradan çocuk...
durum
sekreter
gazetede yayinlanan "daktilo bilen bayan sekreter araniyor" ilani uzerine uzun boylu yakisikli bir adam da basvurmustu. sirketin patronu,
-"iyi ama yanlislik olacak.biz bayan sekreter ariyorduk" deyince,adam elindeki bavulu acmis. icinden cansiz manken cikarmis,
-"iste efendim", demis.
-"modern teknigin son bulusu olan sekreteriniz! yemez icmez. hic bir kaprisi yoktur.izin nedir bilmez. telofonla ayni anda sekiz kisiyle gorusur, bu arada da bes ayri daktilo makinesinde bes ayri yazi yazar.bunlara kendisinin dokuz yabanci dil bildigini ve aninda ceviri yaptigini da eklemeliyim. maasi filan da yok.bana hemen besyuz milyon lira odeyeceksiniz. bu kadar!".
patronun akli yatmamis,yuzunu burusturmus. harika manken sekreteri getiren adam hemen
sekreteri oturtmus, bes dakikada elli sayfalik bir kitabi sekiz dile cevirmis, ayni anda telefonlara cevap verilmis falan filan... patronun gozleri faltasi gibi acilmis, derhal besyuz milyonluk ceki yazip adama vermis ve cansiz manken sekreteri almis. adam odadan cikip elinde bos bavulla asansorun gelmesini beklerken, iceriden feci bir feryat yukselmis,
-"ahhhhh!"
bunu duyan adam elini alnina vurmus,

-"tuh be! mankenin alt tarafinin kalemtras oldugunu soylemeyi unuttum!"


(bkz: erkek sekreter)
nightbreeze
bir gün bir fransız bir japon ve bir türk sihirli bir lamba bulmuşlar.lambaya ellerini sürtüp içindeki cini dışarı çıkartmışlar ve cin onlara üç soru haklarının olduğunu söylemiş.önce japon sormuş ve demişki:

-benim ülkem ne zaman dünyanın hakimi olucak?
+150 yıl sonra.

bunun üzerine japon başlamış ağlamaya ’’ben göremiycem,ben göremiycem.’’

sıra fransıza gelmiş ve o da ülkesiyle ilgili bir soru sormuş ve cevap olarak yine çook uzun yıllar almış.o da başlamış ağlamaya ’’ben göreycem,ben göremiycem.’’

bu sefer sıra türk olandaymış ve o da sormuş sorusunu.

-peki bizim ülke ab ye ne zaman girecek?

bu seferde cin başlamış ağlamaya ’’ben göreycem ben göremiycem.’’
egeninincisi
adamin biri yeni aldigi arabasi ile yola cikmis.
araba son model, radyoyu acmak istemis ama kanal ayar dugmesini bulamamis, hemen servisi arayip durumu bildirmis.

servis elemani : ’beyefendi endiselenmeyin bu yenimodel bir radyo, kanal ayari otomatik. siz ne dinlemek istediginizi
soyleyin o size uygunkanali bulur’ demis...

adam hemen radyoya seslenmis : ’iglesias’
radyodan bir ses duyulmus : ’julio mu? enrico mu?’
adam ’julio’ der demez radyodan kadife bir ses yukselmis ve
karsisinda julio iglesias’in en sevdigi sarkisi...

yola devam etmis, bir ara; ’jackson’ demis.
radyo sormus: ’michael mi? janet mi? jennifer mi ?
adam ’michael’ demis ve karsisinda michaeljackson...

arabadan memnun adam keyifle yola devam ederken yanindan hizlagecen kamyon arabaya camur sicratmis.
adam sinirle ’serrrefffsiz’ diye bagirmis.
radyo hemen sormus: ’ erdogan mi? gul mü?
17 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol