yaran fıkralar

14 /
x
bir adamla karısı hayvanat bahçesini gezerken çiftlik hayvanlarının bulunduğu bölüme gelmişler ve bir çitin önünde durmuşlar. çitin üstündeyse ’’bu boğa geçen sene tam 50 kez çiftleşti’’ yazıyormuş. kadın bunu okuduktan sonra kocasına dönerek;
- ’’bu boğadan öğrenecek şeylerin olmalı’’ demiş.
adamın siniri bozulmuş ama ses çıkarmamış. bir başka çite gelmişler ve;
- ’’bu boğa geçen sene 100 kez çiftleşti!’’.
kadın kocasına dönerek;
- ’’deminkini boşver asıl bunu örnek almalısın kendine’’ demiş.
adam yine sesini çıkarmamış. bir sonraki çitte ise;
- ’’bu boğa geçen sene tam 365 kere çiftleşti!!!’’.
kadın kocasına dönerek;
- ’’çüşş!!! bir yıl boyunca hergün çiftleşmiş. asıl bu boğayı kendine idol olarak seçmelisin!’’ demiş.
adam artık dayanamamış;
- ’’peki karıcım ama bi sor bakalım, arkadaş hep aynı inekle’mi çiftleşmiş?’’..

cocabora
köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkını sıraya dizer... grubun başı köy halkına derki...
- hayatta kalabilmeniz için bir şansınız var. köyün erkekleri tek sıra dizilecekler. hepiniz mallarınızı çıkartacaksınız. karıların gözünü bağlayacağım. gözü bağlı olarak kadınlar hepsine elleyecek. kim kocasınınkini elleyerek tanırsa o karı kocanın hayatını bağışlayacağım... derken kadınlar birer birer gözleri bağlanıp getirilir.
- birinci kadın başlar. “ bu değil, bu değil, bu değil bu!! “ kocasını ve kendini ölümden kurtarır.
- ikinci kadın gelir. “bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu!”.. onlarda kurtulurlar. üçüncü kadınıda getirdiklerinde terörist dayanamayıp adamların arasına geçer. kadın başlar kocasını aramak için ellemeye.
- bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu bizim köyden değil, bu değil, bu değil, bu....
cocabora
alkolik bir adam bir marketin önünden geçerken viskilere bakıp, ahbe şöyle işedik mi viski olsa ne olur sanki diye hayal kurmuş. bunun üzerine dileği kabul olmuş. akşam eve gelip karısına hanım iki bardak getir de viski içelim diyince karısı da ne oldu paramı buldun demiş. adam olanları anlatmış, karısıda görmek için hadi yap ta içelim demiş. adam gerçekten viski işiyormuş. gel zaman git zaman adam bir gün yine akşam olmuş evine gelmiş karısına hanım bir bardak getir kafayı çekeceğim demiş. karısı da bey bugün bensiz mi içeceksin diyince adamda hayır sen bugün şişeden içeceksin demiş.

cocabora
4 rahibe ölmüs ve cennet cehennem sınırında sorgulamaya alınmışlar. sorgulama meleği demiş ’ şimdi herkes sırayla dünyadayken işledigi en büyük günahı anlatsın. sakın atmayın tespit ederiz. 1. rahibe ben hayattayken bir kere penise dokunmustum parmağımın ucuyla demiş melek hangi parmağınla diyince sağ elinin isaret parmağını göstermiş. melek: tamam yavrum şimdi git ve günahı işlediğin o parmağı yan taraftaki kutsal suya sokarak arın günahlarından demiş. 2. rahibe ben hayattayken bir kere penisi tutmuştum melek: hangi elinle demiş. sag elini kaldırmış 2.rahibe, melek de ona gidip o elini yandaki kutsal suya sokarak günahlarından arınmasını ögütlemiş. bu sırada 3. rahibeyle 4. rahibe aralarında fısıldaşıyolarmış. sonra aniden yer değiştirmişler. sorgulama meleği bunu farkederek:
’bir dakika ne oluyor, siz niye yer değiştirdiniz ’ diye sorunca daha önce 4. sırada olup 3. sıradakiyle yer değiştiren rahibe:
’’ izin verirseniz, arkadaş kutsal suya götünü sokmadan ben bi ağzımı çalkalayıp çıkayım efendim...
assassin
adolf hitler’e getirilen esirlerden biri fransız,biri ingiliz,biri de yahudiymiş.hitler esirlere:
"hepinize birer soru soracağım bilen serbest kalacaktır."demiş.esirler tabii ki kabul etmişler.
hitler fransıza sormuş:
+titanik kaç yılında ilk sefere çıktı?
-fransız:1912 demiş ve serbest kalmış.

sıra ingiliz’e gelmiş.ingiliz torpilli tabii sorudan titaniğin bandırası ingiltere-liverpool olduğu için.
+hitler:kaç kişi öldü titanikte?
-ingiliz:yaklaşık 1.500 demiş ve serbest kalmış.

sıra yahudiye gelmiş ve hitler:"ölen insanların isimlerini say ulan" demiş.
yahudi:ööö.ehem.şey?!gibisinden şeyler diyerek sıçtığı anı sözlere dökmüş.
shickhel
bir gün tavşan ormanda gezintiye çıkmış bakmış ki zürafa eroin çekiyor ya yapma zürafa kardeş sağlığa zararlı gel koşalım sağlıklı yaşayalım demiş biraz ilerlemişler bi kaplumbağa kokain kullanıyor tavşan yine sağlığa zararlı bu kardeş gel sağlıklı yaşayalım koşalım demiş biraz daha ilerlemişler aslan elinde iğne koluna uyuşturucu enjekte edecek tavşan ya aslan kardeş der demez aslan parçalamış tavşanı.zürafa ya niye öyle yaptın deyince aslan
-bu ibne ne zaman extacy alsa tüm ormanı bize koşturuyor demiş.
chavez
kadın soyunur, tam duşa girecekken kapı çalar.
kadın "kim geldiyse sonra yine gelir." diye düşünür ve kapıyı açmaz. fakat gelen postacıdır, pencereden yanan ışığı görmüştür ve ısrarla zile basmaya devam eder... kadın ısrarlı kapı zili karşısında meraklanır, soyunuk halde kapıya yönelir ve kimin geldiğini görmek için gözetleme deliğine doğru uzanır.
postacı ise bu sırada eğilmiş, anahtar deliğinden evde kimse var mı diye bakmaktadır.
ve postacı içeri seslenir:
-kıvırcık, annen evde mi?
ali biberon
dursun bir gün internet cafe’de cep telefonundan mesaj alır. heyecanla telefonuna bakan dursun, temel’den şu mesajın geldiğini görür;

" dursun, senin telefon numaran kaçtı? "

tüm karadeniz kahkaya boğulur.
kyrlanas
temel,fransız ve ingiliz’in bulunduğu uçak çöle düşer,sadece bu üçü kurtulur.çölde gezinirken bi lamba bulurlar,hemen ovmaya başlarlar içinden bi cin çıkar. cin şöyle bi bakar "şimdi üçünüze üç dilek versem uzun iş,ben iyisi mi yere bi kuyu açıyım kim nereye gitmek istiyosa yerin adını söyleyip atlasın" der. hepsi kabul eder,fransız koşa koşar "paris" der atlar, ingiliz koşar koşar "londra" der atlar, temel koşar koşar tam atlıcak ayağa kayar "ebenin amı" der kuyuya düşer.
hergele
adamın birinin çiftliği ve kümesi varmış kümesin horozu ölünce adam yeni bi horoz almış fakat horoz cok sevisgen çıkmış. kümesteki tavukların alayını becerdikten sonra çiftlikte bulduğu her hayvanı attır eşşektir köpektir demeden sıradan geçiriyomuş. horozun bu halini gören adam içinden "pompa uğruna genç öleceksin" falan diyomuş. sonra bigün bi bakmıs bizim horoz ayaklarini dikmis, dili bi karis disarda hareketsiz yatiyor, basında da bi tane akbaba dolaniyo adam horoza bakıp senin sonunun böyle olacagi belliydi demis, horoz da adama "sessiz ol akbabayı kacirtcaksin" demiş.
assassin
bir tane türk sanatçı ve köyden gelen arkadaşı amerika’da dolaşıyormuş.michael jackson ile tanışmışlar.
bizim türk:hello man,what is your name?
michael jackson:"hello man,my name is jackson,michael jackson!" demiş.köyden gelen diğer türk’e de sormuş michael jackson adını.
diğer türk:"my name is dıllah,abdıllah".
triceratops
bir gün cemaattan biri hocaya şöyle der:
-hocam cuma günü camenin arkasında ragı içmek günah mıdır?
hoca şöyle der:
+çuma günü!
+camenin arkasında!!
+hemide bensuuz!!!
assassin
fransız,ingiliz,temel aynı uçaktalarmış.ingiliz:benim annem orospuydu ben dayanamam bu acıya demiş ve uçaktan atlamış.fransızda aynı dertten muzdarip tabii.benim annem orospuydu deyip aşağı atlamış.temel tabii intihardan vazgeçirmek için çok uğraşmasına rağmen yine de atlamış fransız ve ingiliz.daha sonra temel demiş ki:ulan ben bu kadar orospu çocuğunun olduğu dünyada yaşayamam demiş ve o da atlamış aşağı.
elma sekeriiii
temel, seyahate çıkmış. uzun zaman evinden ayrı kalmış. bir akşam bir
kente gelip küçük bir otele inmiş.
odasına yerleştikten sonra, aşağıya telefon etmiş. telefonu otelin
sahibi açmış.
temel, ne istediğini söylemiş:
"bana bir fahişe bulup gönderin."
bunu söyledikten sonra telefonu kapatmış. otelin sahibi şaşırmış.
yanında duran karısına dönmüş:
"demin gelen müşteri kadın istiyor..."
otelin sahibinin karısı öfkeden deliye dönmüş:
"terbiyesiz adam, ne zannediyor bizim otelimizi. hemen git o
müşteriye ağzının payını ver..."
otel sahibi, müşteriye ağzının payını verme fikrini pek tutmamış:
"adama ne söyleyeceğim karıcım, bir terbiyesizlik eder, başım derde
girer..."
kadın çok sinirliymiş:
"sen gitmezsen, ben gider söylerim..."
ve, hışımla merdivenleri çıkıp temel’in ağzının payını vermeye
gitmiş. kocası da aşağıda bekliyormuş. yukardan gürültüler gelmeye
başlamış.
onbeş yirmi dakika sonra temel aşağıya inmiş. üstü başı yırtılmış,
yüzü tırmıklanmış...
otelcinin yanına gidip bir güzel çıkışmış:
"ne biçim kadın göndermişsin be. istemem diye tutturdu. becerene
kadar anam ağladı."
elma sekeriiii
imam ve tanrı


--------------------------------------------------------------------------------

bir köyün camisinde, imam cemaate vaaz vermektedir.
ansızın içeri dalan bir köylü, köyüsel basmakta olduğunu haber verir.
bütün cemaat hemen kendilerini dışarı atıp kaçar. sadece imam, bütün ısrarlara rağmen köyü terketmeyi reddeder ve tanrı’nın kendisini koruyacağını söyleyerek camide kalır.
kısa bir süre sonra sular camiye ulaşır, imam çaresiz minareye çıkar. sular minarenin ilk katına yükselirken bir tekne imamı kurtarmaya gelir. ancak dini bütün imam, tanrı’nın kendisini koruyacağını söyleyerek tekneye binmez.
sular yükselir. imam ikinci kata çıkmak zorunda kalır.
bir tekne daha gelir, ancak imam yine tanrı’nın kendisini koruyacağına inancının tam olduğunu söyleyerek tekneye binmez.
sular iyice yükselir. imam artık minarenin en tepesindedir. bir helikopter yaklaşır. içindekiler, durumun kötü olduğunu anlatarak , imama helikoptere gelmesi konusunda ısrar ederler.
imam helikoptere binmeyi de reddeder.
bir süre sonra sular iyice yükselir ve imam boğularak ölür.
kendisini cennetin kapısında melekler karşılar.
melek: hoşgeldiniz, cennette köşkünüz hazırlandı, buyrun.
imam: cennete girmek istediğimden emin değilim.
melek: neden?
imam: tanrı’ya biraz kırgınım.
melek: ne oldu ki?
imam: ben hayatımı ibadet ederek geçirdim, insanlara hep iyilik yaptım, günahtan uzak durdum. yaşadığım köyü sel bastı, herkes kaçtı ama tanrı’nın beni kurtaracağına inandığımdan ben kaldım. görüyorsunuz ki şimdi burdayım.
tam bu sırada yukarıdan tanrı’nın sesi duyulur.
"salağa, iki tekne, bir helikopter gönderdik"
14 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol