yaran fıkralar

13 /
x
**son dakika**
rus fizikciler yerin 100 metre altinda bakir tel bulduklarini, bunun ise atalarinin bundan 1000 yil öncesinde telefon şebekelerinin oldugunu kanitladigini duyururlar.
bu olaydan 1 hafta sonra amerikan gazetelerinde ilginç bir manset okunur:
amerikan bilim adamlari yerin 200 metre altinda 2000 yil öncesine ait fiber optik hatlar bulduklarini, bunun ise, amerikan toplumunun, ruslardan 1000 yil öncesinde gelismis digital haberlesme sistemleri oldugunu söylediler.
bir hafta geçmeden türk gazetelerinde yeni ve bomba gibi bir manşet okunur:
türk bilim adamlari yerin 500 metre altina kadar kazdiklarini ve hiçbirsey bulamadiklarini, bunun ise atalarinin 5000 yil öncesinde kablosuz (wireless) iletisim sistemlerini kullandiklarini söylediler...
incem ben
isa mesih, bir gün çölde gezinirken, ağlayan bir ihtyar görmüş ve yanına yaklaşıp, derdini sormuş. ihtiyar:
- kaybolan oğlumu arıyorum ama artık umudu kesmek üzereyim..
deyince isa mesih yaşlı adama acımış ve:
- oğlunu beraber arayalım..
demiş. ve sonra sormuş:
- peki, oğlunu tanıyacağımız bir işaret, bir iz var mı? mesela doğum lekesi filan...
ihtiyar:
-evet, oğlumun ellerinde ve ayaklarında çiviler vardı...
isa mesih’in gözleri dolmuş ve haykırmış:
-baba!!!
ihtiyar da haykırmış:
-pinokyo!!!
incem ben
temel amerikaya gelir ucaktan iner passaport olayi filan falan
immigration office alirlar bunu memur sorar :
- what’s your name sir?
-temel
-surname?
-kaya
-sex?
temel gayet sakin cevaplar
- 3 times a week
memur sasirir ve olayi toparlamaya calisir...
- sir you understood me wrong..i mean male? or female?
temel yine hic beklemeden cevaplar
- doesn’t matter
teski
tilki her akşam masayı donatıyor kafa çekiyormuş
ormanda gezen hayvanlar görüp soruyorlarmış
-tilki kardeş ne yapıyorsun diye
tilkide
- ne olsun içiyorum içiyorum sonrada arslan ikiyorum diyormuş
bunu duyan hayvanlar kralları için böyle konuşan tilkiyi şikayete gitmişler.
-kralım tilki her akşam içiyor içiyor sonrada aslan ikiyormuş öyle diyor demişler.
arslan
- tamam ben hallederim demiş
akşam tilkinin yanına gitmiş ve sormuş
-tilki kardeş ne yapıyorsun
tilki
-ne olsun be kralım içiyorum içiyorum sonrada amcık amcık konuşuyorum
esrakesh
bir ülkeyi ikiye bağlayan bir köprü vardır. kral da köprüyü vergilendirmeye karar verir ve köprünü bir ucuna bir adam diker, her geçenden bir akçe alması için.

aradan biraz süre geçer kral bakar halktan ses çıkmıyor öteki uca da bir adam diker böylelikle köprüye bi girerken bir de köprüden çıkarken insanlardan 1 akçe alır.

aradan biraz daha zaman geçer kral bakar gene halktan ses seda çıkmıyor ortaya da bir adam koyar her geleni s.kmesi için.baktı gene halktan ses çıkmıyor tüm milleti meydana toplayıp sorar "sizin benden hiç bi şakeyitiniz yok mu??" diye halktan önce ses seda çıkmaz kral bir defa daha tekrarlar sorusunu.en sonunda biri ezile büzüle "kralım benim sizden şikayetim var" der kral heyecanlanır ve "neymiş peki??" der adam da "köprünün ortasına koyduğunuz adam biraz yavaş işliyor birini daha koyamaz mıyız?"
pistimsah
kızılderili çocuk babasına soruyor:
- baba diğer milletlerin ne güzel
adları var, ali, ay, hans, tom.... hepsi kısa kısa isimler. bizimkiler, sanki birer öykü.gece uluyan çakal, gün doğarken uçan kartal, bunlar ne biçim adlar?
- bak yavrum, kızılderili adları, gerçekten bir öyküdür ve güzeldir.
örneğin, küçük kardeşin dolun ay, aydolunay halinde iken, annen yanıma
geldi,birlikte olduk, o güzel çocuk doğdu.. erkek kardeşin, çakan şimşek; annenle bir güngezerken, sağanak halinde yağan yağmurdan kurtulmak için girdiğimiz mağaranın ağzında,şimşekler çakarken annenle birlikte olduk ve o kahraman kardeşin, çakan şimşek oldu.
ablan, bahar çiçeği; ilkbaharda annenle otların arasında koşarken, birlikte
olduk ve o güzel çocuk, bahar çiçeği oldu.
şimdi anladın mı yırtık prezervatif?
busabahlarinbiranlamiolmali
temel kürtlerin olduğu bir apartmanda oturmaktadır..hergün hemen altındaki komşusuna çocuklarınızı sevmeye geldim diyerek gitmektedir..komşularıda onu içeriye alıp bir güzelde karnını doyururlar..artık adamın canına tak eder temel der yarında biz sana gelecez..temel tabi nedemek der hemen..ertesi gün temelin kapısı çalınır ama içeriye giren aile tam bi hayal kırıklığına uğrar çünkü masanın üstünde yalnızca bir tas süt durmaktadır..aile babası der temel bu ne böle biz seni böle mi doyuruyoduk peynirler yoğurtlar tatlılar..temelde der ee peynirde bundan oliyi yoğurtta bundan oliyi..adamda tamam der..ertesi gün temel tekrardan gider kapılarına çocukları sevmeye geldim diye..adamda indirir donunu al bunu sev der..temel şaşkın şaşkın sorar nası yani diye..adamda der"eeee ayşe bundan oluyo ali bundan oluyo
hergele
adamın biri hep aynı bara gider bir bardak bira içer 40ytl lik ücreti birer lira masaya bırakır barmen parayı almak için elini uzattığında adam dizili olan paralara vurur paralar yere saçılır barmen paraları tek tek yerden toplar.
-adam yine gelir yine aynı şeyi yapar paralar yerdedir-
*-adam bir gün yine bara gelir birasını içer barmene 60 ytl verir.barmen 20 ytl para üstünü masaya bırakır adam tam alacakken bermen paralara vurur paralar yere dağılır...barmen kahkalar atmakatadır...
-adam yere 20 ytl daha atar ve barmene dönerek...bana bir bira daha der...barmen göt olmanın verdiği tarifsiz duygularla yerde ölece kalır...
huni delisi
dikkat:+18
adamın biri köyün birinden geçerken sokağın başındaki kalabalığı görür ve sorar:
-hayırdır noldu burda?
köylü-bu kadıncağız aniden fenalaşıp düşmüş bıracıkta ölmüş.der doktor nabzına bakar ve kadının ölmediğini sadece bayıldığını frkeder.sonra etraftakilereden yardım alarak evin bi odasına taşırlar genç kadını.adam köylülere dönerek:
-ben doktorum beni odada yalnız bıakın bu kadınla yarım saat sonra dirilticem.der ve yarım saat geçmeden meraklı bi köylü kapıyı aralayıp içeri baktığında adamı kadını sevişirlerken görür ve kadın canlanmış çırpınmaya başlamıştır.köylü koşarak diğerlerine olayı anlatır hepsi sevinç içinde doktor sandıkları adama teşşekkür ederler ve ikramlarda bulunurlar.adam köyden ayrılır aradan bi ay geçer ve yine aynı köye yolu düşmüştür.bu sefer başka bi evin önünde ki kalabalığa yaklaşır ve sorar
-hayırdır ne oldu burda.
-yav sormayın doktor bey bu yaşlı amca ölmüş. bir haftadır skiyoruz bi bok olduğu yok.
phaloe
dogu illerindeki bir aganin en buyuk zevki, kar uzerine çişiyle imzasini atmakmis. bu nedenle kar yagmaya basladigi andan itibaren koyde hayvanlar dahil hic kimse sokaga cikamazmis. kar biraz kalinlasinca, aga sirtina kurkunu giyer ve koy meydanina gelirmis. yaninda da aganin en yakin yardimcisi haso.
aga sirtini koye dogru doner sonra sorarmis:
"ula hasso, ahali bakiiy mi?"
hasso cevap verirmis:
"evet agam, hepisi de bir olmus, pencerelerden bakiir."
aga cisiyle karin uzerine imzasini atarmis "abdullah cizrelioglu", sonra da bir nokta koyarmis ve sorarmis:
hala bakiirler mi?"
"he agam, hem bakiirler hem de cilgin gibim alkislirler."
her sene ayni toren surermis. aradan 7 yil gecmis. aga yine kar tuttuktan sonra cikmis koy meydanina. sormus hasso’ya:
"ahali bakiir mi?"
"he agam bakiirler, kopekler, kediler bile camdadir."
aga adini yazmaya baslamis "abdullah" diye. "cizreli" demis ki,
kalakalmis, cunku yas geregi prostat. halka rezil olmak var. alcak sesle hasso’ya sormus:
"bakiirler mi?
"he agam bakiirler de, sen ne diye durdin ogle?"
aga caresiz "ula gel yanima, arkani don ahaliye, tamamla sunu" diye emretmis. hasso bir an durmus, sonra cisini yapmaya hazirlanmis ve aganin kulagina egilmis "agam" demis, "kirk
yildir kafama vurdin salak dedin, sirtima vurdin aptal dedin. he bu kulun okumayi yazmayi sokemedi ki, tut da yazinin devamini sen yaz."
kurban
temel cuma’ya camiye gitmis. camide
hoca vaaz veriyor ve sarap
içenleri siddetle kinamaya basliyor.temel can kulagiyla dinlemeye
baslamis. hoca dayatmis, "sarap icenler obur tarafta her turlu ceza
gorecek. sarap icmeyenler her turlu sefa gorecek... hatta icmeyenlerin
herbirinin emrine 40 huri verilecek... sarap icenlerin ise ictikleri her
sise sarap kıl
kopruden gecerken boyunlarina asilacak...!!!
temel dayanamamis durdugu yerden seslenmis
"hoca efendi, o siseler dolu mu olacak, bos mu..?"
hoca gurlemis, "bre zindik, sen dolu siselerle obur tarafi meyhane mi

sandin..?"
temel basini sallayip itiraz etmis, "iyi ama hoca, adam basi 40 huri
ile sen de obur tarafi kerhane mi sandin..?"

chavez
aslan yavruları ormanda oynarken, tavşan çıkagelmiş ve şöyle demiş:
-sizin ananızı skicem...
yavrular ağlayarak kaçmışlar.
ertesi gün yeniden yakalamış tavşan yavruları:
-sizin ananızı skicem...
yavrular yine topuk...
bu birkaç gün devam edince yavrular dayanamamış ve annelerine şikayet etmişler.
anne aslan olanca siniriyle tavşanı aramaya başlamış, ve nihayet bulmuş. kovalamaca başlamış... tavşan kaç, aslan kovala, tavsan kaç, aslan kovala... sonunda tavsan bir ağac kovuğu bulup içine dalmış, tabi aslan da peşinden. tavşan küçük ya, arkadan çıkıvermiş, fakat aslan belden aşağısı dışarda kalacak şekilde ağacın içinde sıkışmış. tavşan kendinden emin tavırlarla aslanın yanına yürümüş ve şöyle demiş:
- hiç niyetim yoktu, ama çocuklara söz verdim...
chavez
amerikan havayolları uçağı iran üzerinde uçmaktadır.
birden uçağın dört motorundan biri iflas eder, pilot hemen kuleyle bağlantıya geçer:
-tower control, tower control! this is american airlines speaking. one of our engines stopped. please help us...
cevap gecikmez:
-american airlines american airlines! this is tower control speaking. you are american, you are big nation. 3 engines seems to be enough for you. please continue...
biraz sonra ikinci ve üçüncü motorlar da susar ve her seferinde aynı diyalog gerçekleşir.
dördüncü motorda susunca:
-tower control, tower control! this is american airlines speaking. all of our engines stopped. we are falling down. sos sos!!!
cevap yine gecikmez:
-american airlines! this is tower control speaking! you are american, you are big nation! but you can not fly without any engines. so please repeat after me:
eşhedü en la ilahe illallah...
instrument
temel hastaneye gitmektedir. giriste birinin agladigini görür. yaklasir ve sorar,
"hayrola hemserim!.. neden agliyorsun?" adam, "kan tahlili yaptirmaya geldim.
parmagimi kestiler." der. bu sefer temel daha siddetli bir sekilde aglamaya
baslar. ne oldugunu anlayamayan adam temel e sorar, "hayirdir hemserim. sen
niye aglamaya basladin?". temel, " ben..." der, "idrar tahlili yaptirmaya
geldim"...
instrument
bir gün, cia, kgb ve mit teskilatlarindan hangisinin daha basarili oldugunu
tespit etmek için bir "istihbarat yarismasi" düzenlenmis. bu yarisma uyarinca,
her üç teskilatin en iyi adamlarindan olusan onar kisilik ekipleri kongo nun balta
girmemis ormanlarina göndermisler.
ormanin girisinde görevlerini açiklanmis :
"ormana girip, en kisa sürede bir zürafa bulup getiren kazanir..."
önce kgb liler gitmis. 15 dakika sonra bir zürafa ile çikagelmisler.
sonra cia gitmis. 10 dakika sonra zürafa ile gelmisler.
en sonunda bizim mit gitmis, 7 dakika sonra bir fille dönmüsler.
yarismayi düzenleyenler "bu da nedir?.." diye sorunca fil atlamis :
"abi valla ben zürafayim..."

sarkilarbircigligasiginmaksasimdi
^herkes biliyor^


temel, paris’te bir dükkâna girmiş. bakmış, dükkânın bir köşesinde harika bir papağan... hayran hayran seyrederken, dükkân sahibi yanına gelip, "bu harika bir kuştur, karşısına geçene bakar ve ona nasıl birisi olduğunu söyler" demiş. temel, papağanın karşısına geçer geçmez, kuş "sen aptalsın" demiş. temel, papağanı satın almak istemiş, ancak adam satılık olmadığını söylemiş. bunun üzerine temel, papağanın yumurtalarından rica etmiş. adam, "yarın gelin verelim" demiş. ertesi gün gittiğinde temel’e üç tane yumurta vermiş. temel derhal trabzon’a dönmüş, eş-dost, akraba, komşu kim varsa toplamış ve papağanın özelliklerini anlattıktan sonra, gururla yumurtaları göstermiş ve hep birlikte yumurtaları kuluçkaya yatırmışlar. bir süre sonra, yumurtalardan birisi çatlamış ve içinden normal bir tavuk civcivi çıkmış. bir anlam verememişler. fakat, ikincisinden bir bıldırcın, üçüncüden de keklik çıkınca, temel’in tepesi atmış. uçağa atladığı gibi varmış paris’e, dükkânı bulmuş, dalmış içeriye... papağan, temeli görür görmez, "sen salaksın" demiş. temel daha da kızmış ve "ula baa bak" demiş, "benum salak olduğumi burda bi sen bileyisun, ama senun orosbi olduğuni tirabzonda cümle âlem biliyi".



ederleziavela
temel trt1 de bir yarismaya katilir ve kazanir. kendisine bir kitap hediye edilir. kitabin adi da "düz mantik" tir. temel hediyeyi alirken sorar;
-bu kitapta ne yaziyo?
-okuyunca ogrenirsin...
-ben onunla ugrasamam, anlat bakiim sen bana.
-ok bak simdi; senin evinde akvaryum var mi mesela?
-evet var...
-o zaman icinde su da vardir?
-evet var...
-içinde su varsa balik da vardir....
-evet var...
-balik varsa hayvanlari da seviyosundur sen?
-evet....
-hayvanlari seviyosan insanlari da seversin heralde?
-evet...
-o zaman senin sevgilin de vardir?
-evet var.
-yasli gorunuyorsun o zaman sen evlisindir?
-evet.
-e karin olduguna gore de, homoseksuel diilsindir?
-evet.
-bak gordun mu?...

temel cok etkilenir. kitabi alir koltugunun altina eve dogru giderken dursun’u gorur...
dursun sorar;
-temel o ne?
-duz mantik kitabi!
-nasi bisey bu anlat bakiim...
-bak simdi; sizin evde akvaryum var mi?
-yook!
-o zaman sen ibnesin.
13 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol