yaran fıkralar

nick nicki nickince
yaşlı ve zengin bir adamın hepsi birbirinden zeki 3 oğlu varmış. birgün amansız bir hastalıkla yatağa düşen yaşlı adam verasetini açıklamak için oğullarını yanına çağırmış.
"oğullarım benim vaktim geldi artık,
ecel kapıda. ben ölünce tabi ki mallarımın hepsi sizin ve siz çok zekisiniz, ama siz mallarımı bölüşeceksiniz diye, birbirinize düşmemeniz için
şehrin kadısına gidin. o kadıya benim selamımı söyleyin, o size mirası bölüştürür." ve adam ölüüür...oğulları da babalarının isteği
üzerine, kadıya gitmek için yola düşerler.
tabi yeşillik yerlerden, gölden, yağmurdan, çamurdan falan geçerler. derken önlerine bir adam çıkar ve bizim 3 biradere sorar; "efendiler ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mü?" der. büyük kardeş sorar;
"tek gözü kör müydü?"
adam "evet" der.
ortanca kardeş sorar; "kuyruğu kesik miydi?" adam "evet" der.
küçük kardeş sorar; "bir ayağı topal miydi?" adam ona da "evet" der.
bu sorulardan sonra 3 birader devesini kaybeden adama; "biz senin deveni görmedik " derler. adam birden sinirlenir. " yaa nasıl olur. hem bütün ozelliklerini bildiniz, hem de görmedik diyorsunuz. ben de sizinle beraber gideceğim ve gittiğiniz yerdeki kadıya sizi şikayet
edeceğim" der.
biraderler de " olur gel" derler. ve sonunda kadının yanına varırlar, huzuruna çıkarlar. 3 birader der ki;
"efendim bizim babamız vefat etmeden önce mirası bölüşmemiz için size gelmemizi aöylemişti. biz de bu yüzden geldik."
kadı devesini kaybeden adama döner ve; "sen niye geldin." der. adam da;
"efendim ben devemi kaybettim. yolda bunları gördüm. onlara devemi gördünüz mü dedim onlar da devemin bütün özelliklerini bildikleri halde görmedik dediler. ben bunlardan aüpheliyim" der. kadı biraderlere döner ve sorar:
"sen nerden bildin tek gözünün kör olduğunu."
" efendim, yolda gelirken yeşillik yerden geçtik. baktım ki yeşillikler hep bir tarafından
yenilmiş, öbür tarafına yanaşılmamış bile. tek gözünün kör olduğunu oradan anladım."
" peki sen nerden bildin kuyruğunun kesik olduğunu."
"efendim, yolda gelirken deve pisliği gördüm. devenin pislikleri hep dağınık düşmüş. halbuki kuyruğu olsaydı hep toplu düşerdi. oradan bildim
kuyruğunun olmadığını."
" peki sen nerden bildin bir ayağının topal olduğunu."
" efendim, gelirken gölden geçtik. baktım ki
devenin 3 ayağının tam izi, bir de yarım ayak izi var. tek ayağının topal olduğunu oradan anladım."
kadı devesini kaybeden adama döner ve ; "kardeşim bunlar senin deveni görmemişler" der. kadı o adamı gönderir ve düşünür;
"ulan bunlar benden zeki, ben bunlara nasıl miras bölüştüreceğim."
neyse ben bunlara bi ziyafet vereyim, sonra da kapı arkasından dinleyeyim bakalım ne konuşuyorlar" diye düşünür ve bizim 3 biraderi evine götürür. hanımına güzel bi ziyafet hazırlattırır,yemek gelir ve kadı;
" siz yemeğinizi yiyin, ben bi yere varıp
geleceğim" der ve kapı arkasına geçer.
büyük kardeş der ki;
"yaa, kuzu çok iyiymiş de, keşke köpek emmeseydi." kadı şaşırır.
ortanca kardeş der ki;
" yaa, şarap iyiymiş de, keşke mezar toprağından
yapmasalardı."
kadı iyice şaşırır.
küçük kardeş de der ki; " yaa, kadı iyiymiş
de, keşke ibne olmasaydı." kadı bu lafı duyar duymaz, gelenlerin zeki olduğunu düşünerek hemen araştırmaya gider.
kuzuyu aldığı adama; "bu kuzu ne emdi" diye sorar. adam da; "kuzunun annesi öldüydü, ben
de kapının önünde yatan köpeğe emzirttim" der.
daha sonra şarabı aldığı adama gider
ve "bu şarabın toprağı nerden" diye sorar. adamda; "valla bizim burada en güzel toprak mezarlıkta var, ben de mezar toprağından yaptım" der.
kadı; " ulan bunlar ikisini de bildi" diye düşünerekten annesinin yanına gider ve " anne ben ibne miyim " diye sorar. annesi de;
"oğlum hatırlamazsın, sen küçükken ormanda sana oduncu tecavüz etmişti" der. kadı bu şaşkınlıklar içinde bizim 3 biraderin yanına gider ve baslar sormaya.
büyük kardeşe; " söyle bakalım, kuzunun köpek emdiğini nerden bildin." " nerden olacak. bak kuzunun budunun bu kenarında yağ olmaz. ama köpeği emdiği için burada yağ var."
ortanca kardeşe; "söyle bakalım, şarabın mezar toprağından olduğunu nerden bildin." "nerden olacak. içiyorum içiyorum zevk yerine keder veriyor."
ve küçük kardeşe sorar;
" söyle bakalım, sen benim ibne olduğumu nerden bildin."
"nerden olacak, ibne olmasan girişe galatasaray bayrağı asmazdın."
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol