fatih akının filmi oldugunu filmin her saniyesinde anlayabileceğiniz bir film. aslında bu noktada yönetmeni çok taktir etmek gerek. nasıl ki bugun almadovar ın, gatlif in, gus van santın, lynchin filmlerini bu onun filmidir diye direk algılayabiliyorsa seyirci fatih akında bu filmiyle işte artık o noktada oldugunu kesin bir biçimde ispatlamıştır. diğer akın filmlerinde de oldugu üzere pek çok ulustan karakterler ve oyuncularla farklı bir zenginlik kazanan hikayede bir adam, o adamın lokantası, kardeşi, bel ağrısı, aşkı vs vs filmi oluşturur. basitliğin, yalınlığın ve buna karşılık kargaşanın enfes bir dengesidir bu film. muhtemelen avrupalı deneysel filmler çeken ya da etnik filmler çeken bir yönetmen tarafından çekilseydi pek çoklarının dibinin düşeceği, dillerinden eksik etmeyeceği filmdir. bu noktada akının yurtdışında neden daha başarılı olduğunu düşünmeye bile gerek yok. bu filmi izlememek çok büyük bir kayıp mıdır? kişisel fikrim bunun bir kayıp olacagı yönünde çünkü bi bokunu anlamadıgımız, anlamak için kitaplar, dergiler okuyup altyapı oluşturdugumuz, icabında yönetmenin başka filmlerini incelediğimiz filmleri izliyorsak eğer bu filmi izlememek büyük bir kayıptır. belki size çok şey katmaz ama aslında büyük bir trajediler yumağını nasıl yaşadığımızı ve nasıl büyük trajedileri aştığımızı görebilirsiniz. ve kesinlikle izlerken keyif alacagınız da garantili!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?