savaşma seviş

(bkz: make war not love)

emirvari mottolara uyum saglamaya is edinmis yurdum insani soylemi.

(bkz: sevişmeye inanmak)

bir şarkısında sezen aksu şöyle der:

savaşma seviş benle
hayata karış benle
iyi günde kötü günde
olmaya çalış benle

oğlan, aciz ve korkakların lafıdır, mücadele edecek kapasitesi olmayan bir takım lümpen takımı edebiyatıdır.

(bkz: savaşma sıvış)

savasin yerine daha iyi olabilecek eylem ama fazlasi zarar olabilir.

(bkz: savaşma barış) daha iyidir.

(bkz: savasma sevis ama bokunu cikartmadan)

savaş sırasında uygulanması durumunda herkes tuttuğunu seveceği için eşcinsel ilişki şovuna yolaçacak hadise.

- lan momentus, savas savas nereye kadar lan?
- ne bileyim ikarus, savas dediler savasıcaz iste.
- olum bu savastan yırtmanın bir yolu olmalı.
- aslinda bir yolu var.
- nedir?

ve o gunden sonra her zaman savasma sevis dendi...

sol framedeki başlıkları görünce söyleme ihtiyacı hissettiğim kelime.

en büyük savaş, aşk eylemidir. bu sebeple "savaşma seviş" sözü bana göre anlamsızdır. sevişmenin bir üstünlük mücadelesi olduğunu düşünüyorum; egemen olabilmek, hâkimiyeti ele geçirmek için verilen karşlıklı bir mücadele. heteroseksüel ilişki, iki düşmanın savaşmasından farksızdır, garipsenmez. homoseksüel ilişkiyse iki ittifağın savaşa girişmesine benzer; şaşırtıcıdır fakat artık kanıksanmıştır.

ıraktaki amerikalıların hem savaş hem seviş anlayıp bulduklarını becermelerine sebep olan söz olabilir galiba.

(bkz: artık sevişmeyi bırak savaş...)

rus ordusunun icerisine dalarak tum sari$in renkli gozlu ince belli bayan askerlere pratik yaparak ezberletmek istedigim cumle. amac dunya barisi$ina katkida bulunmaksa kendimi feda etmeye hazirim.

guzel bir gecenin sonunda ya$anacak cinselligi, onceki ili$kilerinden kalma buhranlari ile bir sava$ modunda ziyan eden bunyeye sarfedilecek uyari cumlesi de olabilir.

potansiyel diyaloglar ile ilgili varsayimlari da yaraticiliginiza birakip cekilirken, evet diyorum, sava$mayin sevi$in. deneyin bakin goreceksiniz, sonuctan memnun kalacaksiniz.