recep tayyip erdoğan

deepblack


dinle başbakan


sayin başbakan...

bütün şehit aileleri, kurulmuş plak gibi, "bir evladımızı şehit verdik, diğerini de vermeye hazırız" demez ki...

bütün şehit aileleri, "vatan sağ olsun! allah sizi başımızdan eksik etmesin" demez ki...

içlerinden biri çıkar, "benim oğlum neden öldü?" diye sorar.

bir şehit ailesi için...

"vatan sağ olsun" demek ne kadar meşru ise...

"benim oğlum neden öldü?" diye sorgulamak da o kadar meşrudur.

ne yani?

oğullarını kurban vermiş anne ve babaların, aykırı bir çıkış yapmaya bile hakkı yok mudur?

ne yani?

bir şehit ailesinin iki dakikalık sitemine bile katlanamayacak mısınız?

***

sayın başbakan...

size televizyonda, "neden aykırı çıkışlar yapan o şehit ailesini aramadınız?" diye sorulduğunda...

"ben şimdi oturup bunları mı dinleyeceğim" dediniz.

ben sorunuza yanıt vereyim:

evet, dinleyeceksiniz sayın başbakan!

telefon açacaksınız o şehit ailesine...

o anne ile baba telefonda size bin bir sitemde bulunacak.

"bizim oğlumuz neden öldü?" diye soracak.

"neden üç aylık eğitim almış bir askeri böyle bir savaşın içine sürdünüz?" diyecek.

"neden yeteri kadar önlem alınmadı" diye sizi eleştirecek.

ve belki de ileri gidip yakanıza yapışacak.

bütün bunlara karşı...

size düşen sabırdır, tevekküldür.

size düşen "ne derseniz deyin, başımızın üstünde yeriniz var" demektir.

***

sayın başbakan...

şehit aileleri, "kendilerine telefon edilip gönülleri alınmayı hak etmiş cici şehit aileleri" ve "kendilerinden uzak durulması gereken ve kendilerine asla kulak verilmeyecek aykırı şehit aileleri" diye ikiye ayrılmazlar.

şehit ailesi, şehit ailesidir.

"vatan sağ olsun" diyen de, "benim oğlum neden öldü" diyen de bir evlat vermiştir.

ve bir evlat vermek, çok fazla şey vermek demektir.

bu nedenle...

katlanmalısınız sayın başbakan.

hem yapacağınız öyle zor bir şey de değil.

iki dakika pek hoşunuza gitmeyen şeyler dinleyeceksiniz.

bu öyle bir alışveriş ki...

onlar bir evlat verecekler, siz de buna karşılık iki dakika sitem dinleyeceksiniz.

oysa...

görüyoruz ki siz, bu "adaletsiz alışveriş"e bile tahammül edemiyorsunuz.

o zaman soralım:

allah’tan reva mıdır bu?

mihrabım diyerek

ismailağa camii cinayetinin failinin nasıl öldüğüyle ilgili polisin tuttuğu rapor hálá tartışılıyor.

"cinayetin faili kafasını mihraba vurarak öldü" şeklinde bir izah tarzı, hakikaten tartışılmaya muhtaç.

ben bu tartışmaya girecek değilim.

ancak "kafayı mihraba vurmak" ifadesinin bir avni anıl bestesini anımsattığını belirtmeden geçemeyeceğim.

tamam, bağlamı çok farklı ama "mihraba kafa atarak ölmek", sizin aklınıza da "mihrabım diyerek sana yüz vurdum" şarkısını getirmedi mi?

hani şu ajda’nın da yorumlamaya kalktığı, ancak zeki müren’in güçlü yorumu karşısında pek yavan kaldığı etkileyici şarkıdan söz ediyorum.

muhalifler işi espriye vurdu

tezkereye "hayır" oyu verenlerin sayısının 6’da kalması, akp içindeki muhaliflerin ne kadar acıklı bir durumda olduğunun kanıtı.

ancak...

muhalif kanatta ne yılgınlık var, ne umutsuzluk.

duyduğumuza göre "zoraki muhalif" turan çömez, 6 kişilik muhalif güce "birkaç iyi adam" denilmesini isteyerek moral güçlerini yüksek tutmaya çalışıyormuş.

hatta çömez’in bugünlerde adı sanı duyulmayan "birkaç iyi adam" grubunun, "birkaç iyi adam / uçacaktık yıldızlara" şarkısını dilinden düşürmediği de gelen iddialar arasında. bu kadarla kalsa yine iyi.

bir başka "hayırcı" nurettin aktaş ise, "bize 6 kişi derler" diyerek olaya bir parça fiyaka katmaya çalışıyormuş.

ahmet hakan coşkun
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol