pucca

3 /
elma sekeriiii
sevgilisine vermek istediği hediyeyi milliyet gazetesinin cadde ekine yazmış:

"bir yıl boyunca bütün salaklıklarıma katlandın, şımarıklıklarıma dayandın, yemek yapamıyorum diye fast food’a alıştın. o gün eline rusya bileti verdiğim an sevinçten çılgına döneceğini biliyorum, bence hak ettin, git, gez toz..."

http://cadde.milliyet.com.tr/2011/12/25/yazardetay/1480077/umarim_hediyeni_begenirsin

elma sekeriiii
keşke arkadaşım olsaymış. hayatı ti’ye alıp eğlencenin dibine vuran birini dost olarak görebilmek, yaşamı ciddiye alıp iplememek için birincil sebep haline geliyor.

çok yaşasın, çok yazsın.
elma sekeriiii
yine sevgilisinden ayrılmış ama diğerlerinin aksine ardından küfür etmiyormuş.

bu ne kaderdir arkadaş, hiç mi bir dikişte ilmek tutturulamaz?!
tasarimharikasi
muadilleri pinkfreud ve mesutbahtiyar gibi boş beleş şeylerden olağanüstü çıkarımlar yaptığını sanan, neye gülüneceğini ve ağlanacağını bilmeyen bir kitleye sahip olan haybeye yazıp çizen ve ağlaklığın prim sayıldığı bir dönemde el üstünde tutulan bir abladır. hepsi bu.
elma sekeriiii
sevgilisinin ardından kendi bloğuna yazdığı yazı:

karma

" bira içip leş olduğum geceleri özledim sanırım.
artık bira içmiyorum mesela, bir bira bir ekmek yemeye eşmiş.
ben ne zaman bunları düşünür oldum ki?
aslında hep düşünüyordum, ama uygulama yoktu
yoksa iki artı bir büyüklüğünde götüm nasıl olurdu...
göt demişken, aklıma ara ara takılıyorsun merak etme
insan insanı sikiyormuş, anasına avradına kadar hem de acı acı sikiyormuş
o bile acıtmıyormuş ama insanın insanı unutması acayip koyuyormuş.
avuçlarımın içleri hep dışa dönükmüş seninleyken,
beraberken hep ’ben’ diye başlayan cümlelerim şimdi sen olmuşsun.
buna da allahın bana vermiş olduğu bir ceza diyelim.
şimdi bir köpeğim var, onunla annelik güdülerimi ölçüyorum.
en çok korktuğum şey anne olmaktı, ya be-ce-re-mez-sem derdim.
becerebiliyormuşum.
ya da dur ya, köpekle bebeği aynı standartta mı değerlendirdim az önce
lafımı geri aldım biraz daha zaman gerek bana...
eskiden canım acırken slow turk dinlerdim,
şimdi müzik duymak bile istemiyorum sanırım.
biraz başım ağrıyor,
baş ağrısı da hep bana yalan gelirdi doğrusu
doğruymuş... beynimin içinde solucanlar ürüyormuş
ben artık bu diğer yarımı bulma olayından çok sıkıldım
büyü yok, sihir yok,
o karnımda uçuşan kelebekler götümden çıkmak istediği çırpınıyormuş
her şeyi yanlış anlıyorum.
bir daire var ve ben ne onun etrafında dolanıp duruyorum
yaşlanıyorum, korkuyorum, korktukça siniyorum
ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
olayları yazmaktan hislerimi unutmuşum
çok uzun zamandır dizi izlemiyorum
hepsinin sonunu biliyorum
kötü kişi gidiyor, iyiler birlikte oluyor
kahraman hep kazanıyor.
çünkü kahraman iyi, çünkü ilk başta çekingendi,
çünkü diğerlerine göre hep daha sakindi
insanlar taşkınlık yaparken bir tek onun aklına durmak geliyordu
başına gelen bütün belaların nedeni diğerleriydi
ki bu normal hayatta olsa, kendisi kahraman değil ezik olacaktı
işte bu yüzden diziler, filmler baştan yalan, karakter yalan."
hmmmmmtmmcnm
Hamileymiş. Ara ara okurum yazılarını. Yapılan eleştirilerin aksine sempatik ve eğlenceli buluyorum. Evlenmek, aile kurmak falan çok istiyordu. Valla onun adına ben mutlu oldum. Sağlıkla mutlulukla bebeğini kucağına alsın.
hmmmmmtmmcnm
bence senaryo falan yazmalı bu kadın. doğruya doğru kitaplarında yüzeysel de olsa güldürmeyi başarıyor. kaderimin tuttugu yere götür, aşk ve mavi, aşk ve bilmemne, paramparça vs gibi dizilerdense bu kadının mizahını izlerim.
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol