pamuk şeker

uc gram yagmurdan yana yakila kacan insanlara verilen ad.

(bkz: pamuk prenses)

tadı mükemmel, fakat yemesi bir o kadar zahmetlidir, ısırarak yemeye çalışırsınız, ağzınız yüzünüz yapış yapış olur, kopara kopara yemeye çalışırsınız, kopmaz, kopuncada devasa birşey olur, ellerinize bulaşır, yapış yapış olur. ha ama değer mi değer.

çocukluğun vazgeçilmezlerindendir.siz sokakta oynarken sokaktan pamuk şekerci geçer camın önüne gider annnneeeeee diye bağırırsınız anneniz para atar pamuk şekerci amcaya gider paranızı uzatırsınız butun heyecanla alırsınız yerken ağzınız burnunuz yapış yapış olur ama değer küçük pembe pamuk mutluluğa.

ekurisi icin:
(bkz: elma sekeri)

(bkz: pamuk helva)

aslan parcasi sezerin her filminde en az bir kere yedigi muthesem tatli yiyecek.

o kadar kızgınım ki sana
büyümeseydik çok isterdim küsmeyi..
dudaklarımı büzüp
ka$larımı çatarak bakmak isterdim $imdi sana
ama maalesef artık büyükçe kırılıyoruz
ve pembe renkli pamuk helva $ekerler
mutlu etmiyor artık bizi..

(bkz: ceyhun yılmaz)

küçük bir veletken böye akşamüstü sıraları mahalelden geçen yaşlı abi’den alırdık yapış yapış yerdik onu güle güle.şimdi ne oldu zaman değişti,mutlu olmak eskisi kadar kolay olmuyor belki,belki o amca da öldü zaten,geride kaldı o günler.

dünyanın en güzel, en nostaljik, en cocuk seyidir. buluta benzer. pembesi mavisi beyazı vardır. yenirken çiğnenmemelidir, ağızda eriyene kadar bekletilip emilmelidir. bir de ele ağıza bulasır yapıs yapıs eder, bu sebepten oturu yiyen herkes cocuk olur. evet.