mustafa kemal atatürk

6 mart 1922’de tbmm’de yapmış olduğu konuşmadan:

"efendiler!
avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanmıştır.

artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi.

halbuki hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleri ile, ecnebilerin planları ile yükselebilsin?

tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.’

hakkında bizden çok bizimle savaşan ülkelerin büyüklerinin bahsettiği,bilimum övgülerin haklı sahibi,büyük önder ayrıca kitap kurdu olduğunu bildiğim süper bilgili yüce şahsiyet

büyük önderimiz

her zaman en fazla prim yapmış isimdir.isteyenin istediği biçimde kullandığı isim
ulusalcılar:ilk ulusalcı mustafa kemal atatürk tür(bkz:emperyalistlere karşı yaptığı mücadele)
milliyetçiler:ilk bozkurt mustafa kemal atatürk tür(bkz:güneş dil teorisi ve mu ülkesi)
laikler:ilk laik mustafa kemal atatürk tür(bkz:1923 anayasası)
karşıtları:o en büyük diktatördü((bkz:1923 ve 1938 dönemleri
demokratlar:o en büyük demokrattı(bkz:yapmış olduğu inkılaplar)
gibi.....
isminin ileri geri , yerli yersiz kullanılması acilen yasaklanması gereken kişi..
ama unutmadan o en büyük pragmatist türk tü

dünyanın en zeki insanı.

türkiye de rejimi değiştiren cumhuriyet ve demokrasi getiren ulu önder.
son zamanlarda ise siyasetçiler tarafından sıklıkla kullanılmakta. siyasetçi kendi düşüncesini atatürk e aitmiş gibi utanmadan söylemekte ve hiç de utanmamaktadır.

hatalarıyla, yalnışlarıyla ve doğrularıyla hayatını dengelemesini bilmiş gerçek bir lider.

daglarda tek tek atesler yaniyordu.
ve yildizlar oyle isiltili oyle ferahtilar ki
$ayak kalpakli adam nasil ve ne zaman gelecegini bilmeden
guzel, rahat gunlere inaniyordu
ve gulen biyiklariyla duruyordu ki mavzerinin yaninda,
birden bire bes adim saginda onu gordu.
pasalar onun arkasindaydilar.
o, saati sordu.
pasalar ’üç’ dediler.
sari$in bir kurda benziyordu.
ve mavi gozleri cakmak cakmakti.
yurudu ucurumun kenarina kadar,
egildi durdu.
biraksalar
ince uzun bacaklari ustunde yaylanarak
ve karanlikta akan bir yildiz gibi kayarak
kocatepe’den afyon ovasi’na atlayacakti.

nazım hikmet

20.yüzyılın en büyük mucizesi.dünyada bağımsızlığını kazanmak isteyen ülkelerin lider saydığı yüce önderimiz.

atam...nesiller önce bizler için kendini ateşlere atmış atam! ne bilirdin değil mi böyle olacağını? ne bilirdin ucuza alınıp ucuza satılacağımızı...gecelerimizi özgür kılmaktı isteğin ama gecelerimiz çok karardı atam.bizlere ne "aş" kaldı ne "aşk".hani biz geleceğin sahibi yeni nesildik? ne oldu atam vaadlere? senin gibi olamadı mı kimse?vicdanıyla beynini ritmik çalıştıramadı mı?okumuyoruz atam, okutulmuyoruz! önce vazgeçmeyi öğrettiler,savaşmıyoruz...biz ne olacağız şimdi? sana böyle "çok yalnızım be atam" tadında yazılar mı yazacağız...ne olduk biz...ne oldu "damarlarımızda dolaşan asil kan"a?

7 yasindayken babasini kaybetti ve yetim kaldi.yalniz ve icine kapanik biri olarak yasamaya, oradan oraya
suruklenmeye basladi.

8 yasinda okuldan alindi ve koyde yasadi. zamanini tarlalarda kargalari kovalamakla gecirdi.

10 yasinda yuzu kanlar icinde kalacak sekilde, yeni okulu! ndaki hocasindan dayak yedi. ailesi onu okuldan aldi.
sinirden ve korkudan uc gun evinden cikamadi.

17 yasinda hayalindeki okulun istedigi bolumu icin gerekli not ortalamasini tutturamadi.

24 yasinda tutuklandi, gunlerce sorguya cekildi ve 2 ay tek basina bir hucrede hapis yatti.

25 yasinda surgune gonderildi.

27 yasinda kendisinden bir yas buyuk meslektasi, kendisinin de uyesi bulundugu dernegin calismalari ile kahraman
ilan edilirken, kendisi hic onemsenmiyordu. dogdugu sehrin merkezinde rakibi torenlerle karsilanirken, o kalabalik arasinda
yalniz basina olanlari izliyordu.

30 yasinda kendisi baska sehirleri dusman elinden kurtarmaya calisirken, dogdugu sehir dusmanlarin eline gecti.

30 yasinda amiri, onu kendisinden uzaklastirmak icin baska goreve atanmasini sagladi. yeni gorevinde fiilen issiz
birakildi. aylarca bos kaldi.

37 yasinda ! bobrek hastaligindan viyana’da 2 ay hasta ve yalniz halde yatti.

37 yasinda komutan olarak yeni atandigi ordu dagitildi.

38 yasinda savunma bakani tarafindan gorevinden atildi.

38 yasinda bir toplantida giyebilecegi bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve baskasindan bir redingot odunc aldi.
ayrica cebinde sadece 80 lirasi vardi.

38 yasinda kendisi icin tutuklama karari cikarildi.

38 yasinda en yakin bes arkadasindan ucu, onun kongre temsil heyetine uye olmamasi icin oy kullandi.

39 yasinda idam cezasina carptirildi sonra ne mi oldu?

42 yasinda turkiye cumhuriyeti cumhurbaskani oldu!

icimizden biri?!

okudugunuz oyku efsanevi lider mustafa kemal ataturk’e aittir.

zekasina ve davranislarina hasta oldugum buyuk onder.okudugum kitaplarda adi gectigi an heyecanlanirim sozleri beni derinden etkiler.ozgurlugumuzu ve turkiye cumhuriyeti devletini ona borcluyuz ama ona yaptigimiz en kotu sey onun izinden yuruyememek olmustur.

tarih yazmak, tarih yapmak kadar muhimdir.
yazan yapana sadik kalmazsa degismeyen hakikat insanligi sasirtacak bir mahiyet alir.

kara çarşafı kaldırarak içinde ne olduğunu öğrenmemizi ve görmemizi sağlayarak, şimdiki gençliği dahi kötülüklerden koruyacağını bilecek kadar ileri görüşlü büyük lider, muhteşem insan.

(bkz: asik oldugum en büyük türk)

aklına ve zekasına hayran kaldığım büyük önder.elindeki imkanları en iyi şekilde değerlendirmiş fakat yinede bazı fikirleri yarım bırakıp gitmiştir.keşke bir kaç yıl daha yaşasaydı da üzerimizdeki bazı sorunları kökünden çözseydi.ancak umut ediyorum ki o günler bir gün gelecek ve biz tekrar parmakla gösterilen devlet haline geleceğiz.allah bize o günleri görmeyi nasip etsin.sen rahat uyu atam bu ülkenin refahı için gerektiğinde türk gençliği canını bile vermekten vaz geçmeyecektir.ne mutlu türküm diyene

her siyasi partinin adini kullandigi, hic ummadiginiz partilerin bile guya! ilkelerine bagli kaldigi veya kalacagini deklare ettigi ata’miz.

hakkında çok büyük yanılgıya düştüğümüzü düşündüğüm zeki insan. o yanılgı, atatürkü normalüstü bir insan olarak görüp, yüzyıllar boyu türkiye cumhuriyeti hakkında kafa yorduğunu, yüzyıllar sonra türkiye olarak ne yapmamız gerektiğini düşündüğünü zannetmemizdir.

(bkz: size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum )