mustafa kemal atatürk

5 /
walide sultan
insanogluna hayatta sadece bir defa kaderini iyi yonde degistirecek buyuk firsat sunulur...kisi bunu farkedip iyi degerlendirdiginde ilelebet huzura ve mutluluga kavusur...mesele uluslar boyutundan bakacak olursak da aynen boyledir...buyuk onder ataturk, turk ulusuna yeniden varolmak, ilelebet huzur ve refah icinde yasayabilmek icin sunulmus bir firsatti...degerlendirilememistir...yazik olmustur yarinlara...simdi bekleriz ki bir yenisi daha gelsin...gelmez asla gelmez...kacirilmistir o buyuk firsat...toparlayabilir miyiz yeniden? bu da baska bir baslik konusudur...
yesil
ah be atam
sen değil misin “muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur” diyen
gel de gör şimdi o damarlarda alkol ve uyuşturucudan başka bir şey dolaşmayan gençliğini…
“ne mutlu türküm diyene” ne güzel de demişsin… türk olana dememişsin türküm diyene demişsin… var mıdır atam gurur duyduğumuz türk kültüründe sokak köşelerinde içip içip sızmak sonra millete sataşmak polise kafa tutmak…
“vatan bir bütündür bölünmez”.senin ve silah arkadaşların sayesinde topraklarında ahkâm kestiğimiz ülkeyi bölmeye çalışan nankörleri hainleri gel de gör.
“öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” ah atam ah gel de gör iki kuruş para için pırıl pırıl çocukların hayatlarını hiçe sayan, senin okullarında eğitim vermek yerine kendi ceplerine para girecek diye geleceğin gençlerini hiç güçleri yeter mi diye düşünmeden özel derslerine zor koşan meslektaşlarını öğretmelerini gel de gör. işte biz onların eseriyiz ve işte sana böyle sahip çıkmaya çalışıyoruz… senin okullarında yetişip sana düşman olarak…
sanki sen din düşmanıymışsın gibi tam da kendilerine yakışır bir şekilde yani sinsi sinsi insanların beyinlerine tamamen yalan haince olan bu düşünceyi yerleştirmeye çalışan dini sömürüleriyle insanları yönetmeye çalışan en komiği de bunu senin savunucunmuş maskesiyle yapmaya çalışan politikacı meslektaşlarını gör…
bunların dışında daha neler neler…
gelme atam gelme!!! ne gel ne de görüp de o güzel gözlerin maruz kalsın bunlara… seni geri istemek yerine, senin izinde bir millet olmak zor geldi bizlere… ama sen zaten biliyordun böle olacağını da temellerini böylesine sağlam bir cumhuriyet, bir vatan bıraktın bizlere ve her şeye rağmen de yıkılmayacak, bölünmeyecek, seni unutmayacak bu vatanın, rahat uyu sen yerinde…
sergey
cumhuriyet’in ilanindan sonra istanbul’da bir resepsiyon verilir.tum dunya ulkelerinin elcileri ve ateseleri de davet edilir.davet guzel bir sekilde devam etmektedir fakat ingiliz atesesi olan binbasinin bakislari mustafa kemal’in gozunden kacmaz.butun davet boyunca kendisine dik dik bakmistir ve bakmaya devam etmektedir.yaver mustafa kemal’e soyle der:
-pasam, kendisine neden ters bir tavir takindigini sordum, o da bana mustafa kemal’in canakkale’de babasini oldurdugunu soyledi.
bunun üzerine mustafa kemal soyle der:
- git sor bakalim babasinin canakkale’de ne isi varmis?
muque
hayatının ilerleyişi olacakların habercisi gibi olan örnek kişilik.

1881
mustafa’nın selanik’te dünyaya gelmesi.

1893
mustafa selanik’teki askeri hazırlık okuluna başlar ve burada öğretmeni
tarafından kendisine ikinci ismi "kemal" verilir.

1895
mustafa kemal manastırdaki askeri liseye başlar.

1899
mustafa kemal istanbul’da harbiye’nin hazırlık sınıfına başlar.

1902
mustafa kemal harbiye’den mezun olur ve buradan sonra harp akademisine
devam eder.

11 ocak 1905
mustafa kemal harp akademisinden kurmay yüzbaşı olarak mezun
olur ve şam’da bulunan beşinci orduda görev almak üzere şam’a gönderilir.

ekim 1906
mustafa kemal ve arkadaşları şam’da "vatan ve hürriyet" adıyla gizli bir
dernek kurarlar.


eylül 1907
mustafa kemal üçüncü orduya tayin edilir ve selanik’e gönderilir.

13 eylül 1911
mustafa kemal istanbul’daki genel kurmaya tayin edilir.


9 ocak 1912
mustafa kemal libya’daki tobruk taarruzunu başarılı bir şekilde yönetir.

25 kasım 1912
mustafa kemal hareket başkanı olarak akdeniz boğazları özel kuvvetlerine
atanır.

27 ekim 1913
mustafa kemal sofya’ya askeri ataşe olarak atanır.

25 nisan 1915
ittifak devletleri arıburnuna çıkarma yaparlar ve mustafa kemal tümeni
ile ilerlemelerini durdurur.

9 ağustos 1915
mustafa kemal anafartalar grup kumandanlığına getirilir.

1 nisan 1916
mustafa kemal tuğgeneralliğe terfi eder.

6-7 ağustos 1916
mustafa kemal bitlis ve muş’u düşmandan geri alır.

31 ekim 1918
mustafa kemal yıldırım orduları grup kumandanı olur.

30 nisan 1919
mustafa kemal erzurum’da bulunan dokuzuncu orduya geniş yetkilerle
müfettiş olarak atanır.

16 mayıs 1919
mustafa kemal istanbul’u terkeder.

19 mayıs 1919
mustafa kemal samsun’a ayak basar.

8 temmuz 1919
mustafa kemal gerek üçüncü ordu müfettişliği görevinden gerekse
ordudan istifa eder.

23 temmuz 1919
mustafa kemal erzurum kongresi başkanlığına getirilir.

4 eylül 1919
mustafa kemal sivas kongresi başkanlığına getirilir.

27 aralık 1919
mustafa kemal icra heyeti ile ankara’ya gelir.

23 nisan 1920
mustafa kemal ankara’da türkiye büyük millet meclisini açar.

11 mayıs 1920
mustafa kemal istanbul hükümeti tarafından ölüme mahkum edilir.

5 ağustos 1921
mustafa kemal büyük millet meclisi tarafından başkumandan olarak atanır.

23 ağustos 1921
türk birliklerinin mustafa kemal tarafından yönetildiği sakarya savaşı başlar.

19 eylül 1921
büyük millet meclisi, mustafa kemal’e mareşal rütbesi ile gazi
unvanını verir.

26 ağustos 1922
gazi mustafa kemal büyük taarruzu kocatepe’den yönetmeye başlar.

30 ağustos 1922
gazi mustafa kemal paşa dumlupınar savaşını kazanır.

10 eylül 1922
gazi mustafa kemal izmir’e girer.

1 kasım 1922
büyük millet meclisi, gazi mustafa kemal’in hilafetin kaldırılması
yönündeki önerisini kabul eder.

14 ocak 1923
mustafa kemal’in annesi zübeyde hanım izmir’de vefat eder.

29 ekim 1923
türkiye cumhuriyetinin ilan edilmesi ve gazi mustafa kemal’in
ilk cumhurbaşkanı seçilmesi.

24 ağustos 1924
gazi mustafa kemal istanbul sarayburnu’nda ilk kez şapka giyer.

9 ağustos 1928
gazi mustafa kemal sarayburnu’nda yeni türk alfabesi ile ilgili konuşma yapar.

12 nisan 1931
gazi mustafa kemal türk tarih kurumunu kurar.

12 temmuz 1932
gazi mustafa kemal türk dil kurumunu kurar.

16 haziran 1934
büyük millet meclisi bir yasa geçirerek gazi mustafa kemal’e "atatürk"
soyadını verme kararı alır.

10 kasım 1938
atatürk vefat eder.

josef k
ilkokul dönemlerinden başlayarak adını hafızamıza kazıdığımız,serbest çağrışımlarla tekrar tekrar bizi geçmişimize götüren,hakkında bilimsel bişeyler okumasak da kendisi hakkında roman yazacak derecede a priori bilgiye sahib olduğumuz kurtuluş savaşı lideri.
josef k
bildiklerim tamamiyle süpekilasyonlardan ibaret.denilirki:türkiyede sansür o kadar ileridedirki,nutuk adlı kitabının bazı bölümleri bile sansürlenmiştir.
tekin79
efendiler
bir şeyin zararıyla, bir şeyin imhasıyla yükselen şeyler, bittabi o şeyden zarara uğrayanı alçaltır. hakikaten avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlana durmuştur. artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi.
halbuki;
hangi istiklal vardir ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlariyla yükselebilsin?...
tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!..
(6 mart 1922, tbmm)
jelibonur
kisiligi ile dünyaya örnek olmus bircok ülkede heykelleri bulunan,ders kitaplarında okutulan türk milletini yoktan var eden yüce önder.gurur duyulası kisilik.
huzursuz
nereye gittiği büyük bir bilinmezliğe girmiş olan türkiye’nin her saniye ihtiyacı olduğu şahane pusula. yüce insan, zeki asker. biz elimizden geleni yapıyoruz o rahat uyusun diye ama bazıları baş örtüsünden başka birşey görmemekte ısrar ediyor.
darkofdirt
seni burdan anmak ne acı bana!

yanında,mezarının basında aglayamamak!

senin yaptıgın hiç bir seyi anlayamayan bizler ne kötü örnekler oluyoruz,ne kötü devam edenleriz biz!verdiğin atesi tutup kosmak yerine üstümüzü basımızı yaktık!

acı cekiyorum,sanırım bu gerilik insan olmaktan, yani bir noktaya kadar bir farklılık hissedemiyorum kimse arasında.öyle bir sey emanet ettin ki kanınla,uykusuz gecelerin ve içindeki gözyaslarınla lütfen anlamamızı bekleme!

ah bizler en iyi;bir köpek gibi havlamayı biliriz,sakın bir yükselme bekleme sadece kendinle övün ve seni sevenlere bir ufak tebessüm et!artık bir umudum yok!

hayallerimden hep yararlı olma isteği ülke bilinci akıyordu ama su sıralar sadece kin!

cıkmaz sokaklarda gösterdiğin mum öyle kirletildi ki hissetmek için gözyasları yetmiyor zaman zaman!

bir kurt yuvası oldu bu bahce!her taraf baska baska bahcivanlarla kesilir-biçilir oldu,sen ne güzel tohumlar vermiştin oysa ki!

seni anmakta acı veriyor utanc duyuyor ve kalbim sıkısıyor daha bugün dilenen kadının o hasta cocugu kullandıgını ögrendim bir hukucu tarafından! meger bu anne rolundeki kadın sadece bir serefisiz ve belki de... neyse...insanlıktan cıktık-insan bile değiliz!- ne bekleyebilirsin ki artık bizden!

insanlar sen öldükten sonra her seyi tartısma konusu yaptılar kendi içlerine-iç çekişmelerine-döndüler!

ilerleme ve cagdas milletler seviyesine yükselme bizde bir rüya bile değil artık bir avrupa birliği diyoruz ki bu kanımızı emenlere daha da kapıyı acmak için!

bizler kendi kaynaklarımızı bile kullanamayan ahmaklarız!

sanırım hiç bir umudum yok,senin belki de kemiklerin sızlarken ben gündelik hayatıma yasamıma devam etmek zorunda oldugum için-ah bu iğrenclik!- devam ediyorum,edicem
istediğin sey değilim,ben değilim ki bekleyemiyorum!kendimi belki bilgiye verebildim zaman zaman bilinçli olamaya,ama asla yeterli değil
ah tanrım!bu kadar odunu yontacak insan cok az!

öyle bir andayız ki tüm gerizekalılara zeki diyebiliyor ve deger yargılarımızı tekrar tekrar kirletiyoruz,seni bırak okumayı baskalarından edindiğimiz önyargılarla tanıyan ccuklar yetiştiriyoruz...

tekrar toplanma gücünü arıyoruz! sen bundan daha zor bir durumda önderlik ettin bize,evet daha kötüydü...
ama bir fark var hala temiz dimaglar hüküm süren topraklardan ordunu kurdun sen...

oysa şimdi....

bir böcek toplulugu hepside sadece kan istiyor ne kaybederlerse kaybetsinler;kan!

allah korkusu da yok bu insanlarda!agızlarına ne deseler yakısmıyor senin deger verdiğin kurdugun her kuruma kara bir bulut bunlar...

nefret ediyorum ve korkuyorum hepsinden yürümek onlar arasında,ah mecburum ama inan yasamanın o kapalı sokaklarını hissettiriyorlar...

tekrar basa dönmeliyiz senin bakısını düşünüyorum;o kudret!
damarlarımızda olmayan bu kudret! inan bunu edinmeye calısıcagım buna mecbur hissediyorum... yazarken ellerim titriyor sana,sana yazmak en zor olanıymıs,bu baska hiç bir yazıya benzemiyor....
tigris
bu ülke topraklarında yaşayan bütün herkesin büyük minnet duymaları gereken, adını anarken bile 2 kez 3 kez düşünmeleri gereken büyük şahsiyet. ama ne yazık ki insanımız hiç kıymetini bilmemektedir.hala onun büyüklüğü tartışılmakta hala onun hakkında yalan yanlış konuşmaktadır.
5 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol