david lynch filmlerini bir rüyayı izler gibi izlemek gerekir. bir olayı izler gibi düşünürseniz doğal olarak saçma ve anlaşılmaz görünür... lynch, hikayenn akışını karakterin zihninde/ruhunda geçenler yoluyla anlatır. bu filmde de (çok oldu seyredeli, isimleri unuttum) siyah saçlı kadının masum, güzel ve büyüleyici şekilde çekici göründüğü kısımlar sarışının ona olan aşkı-tutkusu nedeniyle onun zihnindeki tasvir. oysa ki gerçek çok acı... kendisi oyunculuk konusunda daha yetenekli olduğu halde siyah saçlı olan yönetmenle işi pişirip, sarışını da bir güzel değersizce terk etmiştir. halbuki öncesinde sarışın kadının tüm tutkusuna karşılık vererek onu kullanmıştı ve sarışın olan kapılıp gitmişti çünkü o da melankolik ve ruhsal açıdan dengesiz birisiydi. acı gerçeğe katlanamayıp kendine rahatlatıcı bir fantezi uydurdu. bunu her birimiz az ya da çok yaparız...
film bu hikayeyi sarışının gözünden anlatıyor. rahatlatıcı fanteziyi ise sonunda gerçekler galip gelerek bozuyor ve kızcağız aklını kaçırıyor. sonunda da intihar ediyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?