melih gökçek

hakki bashar
kemal kilicdaroglu melih gokcek kapismasinin en sonunu hatırlayalım. ne demişti oturumu yöneten uğur dündar?
- "sayın gökçek, şunu da belirtmeliyim ki, bir daha sizin olduğunuz bir programa katılmam"
neden böyle söylemişti? melih gökçek’in verecek cevabı olmadığından devamlı bağırıp çağırmasından, oturuma müdahale etmesinden ve kemal kılıçdaroğlu’nu konuşturmamasından ötürü.
peki img ne demişti? hani mızıkçı veletler olurya "o zaman ben de seni sevmiyorum, o zaman ben de bunu yapmıyorum" falan der.
- "ben de sizin olduğunuz programa katılmıyorum" demişti.

bu ikilinin düşmanlığı artık belli olmuştu bu laflardan sonra. hatta uğur dündar ertesi gün star ana haber bülteni’ne telefonla katılarak img’yi burada da eleştiri topuna tutmuştu.

gelgelelim bugüne; img sincan mitinginde aynen şöyle dedi;

- "uğur dündar ve mehmet ali birand’a bu dünyayı dar edeceğim"

nasıl yani? pardon siz belediye başkanı ve adayı değil miydiniz? bu ne ya? ne oluyoruz? kimsin be adam? tabiki de bu kurtlar vadisi’nden çıkma polat alemdar tehditleri karşısında büyük tepki aldı. ne dedi biliyor musunuz?

- "efendim ben bunu derken sizi emin çölaşan’a döndüreceğim demek istedim"

çevir kazı yanmasın! hem ne demek şimdi bu? emin çölaşan’ın nesi var? hala çatır çatır döktürüyor senin hakkında, hem de biz kendisini severek izliyoruz!

tekrar belediye başkanı seçilirse disneyland yapacakmış. bir internet sitesindeki reklamda california’da, tokyo’da, paris’te var, ankara’da da disneyland olacak diyor. arkadaş inşallah sen seçilmezsin, ama seçildin diyelim, umarım yapacağın o disneyland tahmin ettiğin gibi turist çeker de bir boka yarar.

kendisi hakkında çoğunuzun bilmediği birkaç bilgi daha vereyim;
img’nin oğlu benimle aynı sene başkent üniversitesi’nden mezun oldu. babası, mehmet haberal’ın yanında protokolde yerini almıştı tabiki. fakat bu güzel günde hesaba katmadığı birşey vardı. o da öğrencilerin kendisini yuhalamaları.

hemen bir bilgi daha; ankara eryaman’da oturan arkadaşımın anlattıklarını aktarıyorum. birgün bir bayan ile bir bay, arkadaşın kapısını çalıyorlar. diyorlar ki;
- "efenim biz belediyeden geliyoruz, size sosyal yardım amaçlı şu kadar liralık çek veriyoruz, şayet oyunuzun fotoğrafını çekip img’ye oy verdiğinizi kanıtlarsanız ve img tekrar seçilirse size aynı çekten bir tane daha vereceğiz"
kendisi de oyunu kesinlikle img’ye vermeyeceğini söylemiş cevap olarak.

dürüstlüğünden şüphe duyduğum fakat oyunu kesinlikle img’ye vermeyeceğinden emin olduğum arkadaşıma şöyle dedim.
- "çeki alsaydın sen de"

cevap şöyleydi;

- "çeki alınca da kuran’a el bastırıp yemin ettiriyorlar"

inanması güç değil mi? bu kadar şeyleri gözüyle gördükten sonra bir insanın oy vermemesi gerekir ama mecbur bırakılıyor bir sadakaya, bir dini istismara.

çok yazık..
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol