kitap okumak

0 /
orqn
insanın kendini en özgür hissettiği aktivitedir.

altıma bir kawasaki zzr 1400 versen, al bununla istediğin yere git desen bile bu kadar özgür hissedemem. sinemada, tiyatroda, müzikte ya da aklınıza gelen herhangi bir sanat dalında olmayan bir büyü var kitaplarda. aidiyet duygusu var. mesela ikimiz sinemada yan yana oturup anayurt oteli’ ni izlesek, çıktığımızda ikimiz de aynı filmi izlemiş oluruz. ama gidip bir kitapçıdan 2 adet anayurt oteli alsak, okusak o kitapları, kitaplar bittiğinde aynı kitabı okumuş olmayız. senin zebercet’ inle benimki asla aynı insanlar olamaz. evet kitaplarda hikayenin özüne müdahale edemiyorsunuz belki ama onun dışında kalan her şey sizin ellerinizde. gecikmeli ankara treniyle gelen kadın’ ın çayını tek şekerli içtiğine yazar karar vermiştir, buna karışamayız; ama açık mı yoksa demli mi içtiği hakkında bir şey söylememiştir. hikayenin burası, biz nasıl istiyorsak öyledir.

bu özgürlük, okuduğunuz kitaba bir şeyler katmanıza yol açıyor. bu da sizi biraz daha bağlıyor o kitaba. artık sizin için daha değerli bir hale geliyor okuduklarınız. iyi hissediyorsunuz.
ilseyim
hayal gücününü oldukça geliştirdiğini düşündüğüm eylem. zira görüntüler, sesler, hareketler filmlerde olduğu gibi hazır verilmez kitaplarda. siz, anlatılanlardan yola çıkarak kafanızda canlandırırsınız. kitaba kendinizi kaptırırsınız, iyi yazılmış bir kitapsa kitabın dünyasına o kadar çok girersiniz ki bir çok dünya, insan tanımış olursunuz. bu yorum gücünüzü, ufkunuzu geliştirir. kitap okumayana kitap okumanın faydalarını anlatmak boştur ne yazık ki. çünkü zaten dar dünyasının dışına çıkıp da sizin söylediklerinizi anlaması zordur. bir de kitap okumak bazı kesimler tarafından vakit kaybı olarak nitelendirilir. bu nitelemeyi yapanların çoğu vakitlerini daha mı yararlı şeylere harcarlar, tartışılır. veya kitap okuyanların garip olduğu, o yüzden çok kitap okumanın iyi olmadığını iddia edenler de vardır. düşünce dünyasını geliştirerek sürüden ayrılmak gariplik olarak algılanabilir sürüdeki bir insana. ama bu sürüdekilerin hepsinin doğru düşünüp, doğru yaşayıp da; sürüden ayrılan "garip" insanın yanlış düşündüğü anlamına gelmez. ama zaten okumayan, düşünmeyen insan kendi bildiğinin doğru olduğundan o kadar emindir ki... bir insanın bilgisi arttıkça bilgilerinden şüphe duyduğunu ve ne kadar az şey bildiğini fark ettiğini, buna rağmen az şey bilenlerin her şeyi bildiğini sandığını söyleyen bir söz vardır. oldukça doğrudur.
bir de kitap okumayı kendine yakıştıramayanlar, okuyanları da entel bozuntusu diye lekeleyen bir kesim vardır. bu kesim otobüste, kafede, orada burada boş duracak yerde kitap okumayı seçen insanları rahatsız etmek için elinden geleni yaparlar.
kitap okumak nasıl bir eylemse okuma oranı yüksek olan ülkeler hep gelişmiş ülkelerdir. acaba insanlar refah düzeyine eriştikleri için mi okurlar yoksa okudukları için mi refaha erişirler bilemiyorum. ama kimi kitaplar yasaklandığına göre kimi kitapların okunması da devletleri rahatsız ediyor olmalı.
kitap okumak; teşvik edilen, yasaklanan, hor görülen, özenilen,... bir eylem.
rhapsody
gercekleştirilmesi farz olması gereken eylemdir;cünkü fransa da kişi basına düşen okunan kitap sayısı 24,japonyada 18 iken bu durum bizde tam tersidir.yani okunmak üzere her insana altı kitap düşmektedir.bu içinde oldugumuz vahim durumu kanımca acıkca ortaya koymaktadır.
angelus
bi’ de bunun reklamını yapan totoşlar vardır, arkadaş. ulan bi’ ton yazarın bi’ ton külliyatını okumuş hatmetmiş birisiyim de çıkıp anlatmam bunu öyle ulu orta. ayıp ya hu. bu ne hadsizlik.

not: selam ederim.
independence
cok muhtesem bir seydir ve fakat bos zamanla da dogru orantilidir. ozellikle is hayatina atilip gunun buyuk bir bolumu calisan insanlarin ne yazik ki boyle bir guzellige ayiracak zamani olmuyor, olamiyor. sevgilim herhalde 20 gun kadar once bir kitap verdi bana "al oku baban gibi, e$ek olma" nidasi ile, o gun bugundur daha kapagini acma firsati bulamadim. oysa ne guzel olurdu yataga uzanip aklinda hicbir sey olmamaksizin tum zamanini kitaba vermek.

seneler once neredeyse gunde bir kitap bitirirdim, o kadar bos zamanim vardi. simdi yok iste.
bezir
sağlam bir kitap okunuyorsa eğer sizin o karakteri yaşamanıza imkan verir. sanki başka bir hayatı yaşarsınız onunla, yarım bıraktığınızda da merak içinde devam edecek günü beklersiniz.
kitap biter, sizde yaşanmış bir anı kalır. ne olacağını bildiğiniz halde tekrar okumak cesaret ister. ayrıntıları daha rahat bulabilecek olmanız rahatlatır sizi.
hmmmmmtmmcnm
Bu aralar eksikliğini çok hissettiğim şey. Biz farkında olmayabiliriz ama düzenli kitap okuyunca kurduğun cümlelerden, anlatım şekline herşey bambaska güzel oluyor. Çok uzun süredir bir kitap bile bitirmemiş olmak ise benim öz hakiki eşşekliğimdir.
galahad
çok geç kazandığım alışkanlık.önümde tonlarca kitap var hangisinden başlasam bilemiyorum.

önerilere açığım.
herkonudafikrimvar
bence kur-an okuyarak başlamak lazım. daha sonra pırıl pırıl bir zihne sahip olacağın için hayata yeniden başlamış gibi olacaksın. okuduğun tüm kitaplardan tat almaya başlayacaksın
gicikcik
ne çok özlemiş olduğum bunu da yeni fark ettiğim eylemdir.hızlı okuma kursundan sonra okumadan soğumuştum ne büyük hataymış şimdi okumaya doyamıyorum otobüste yolda cafe de orda burda her yerde okuyorum açığı kapamam lazım okunucak bir sürü kitap birikmiş.
independence
en karanlik, en can sikici, en bunalim donemlerin bile imdadina yeti$en bir ali$kanliktir kitap okumak. ayrica insanin konu$masina da inanilmaz faydalari vardir. uzun zaman kitap okuma ali$kanligini edinen insanlarda super bir diksiyor ve akici konu$ma yetisi tespit edilmi$tir. ben kendimde ettim ordan biliyorum. bayanlara selam ederim buradan.
melusine
öğrenmek,boş zamanı değerlendirmek veya eğlenmek amacıyla yapılan eylem.alışkanlık haline geldiğinde onsuz hayatınız boş ve anlamsız gelmeye başlar.
tiryaki
evirip çevrilen yapraklar,her bir yaprakta ayrı bir aleme dalan gözler,en mahrem sırlara,en kadim gerçeklere yol veren öğreti şöleni.televizyonun asla başa çıkamayacağı en faydalı iş.
televizyon başında ya da sinemalarda görselliğe dökülen hikayeler,konular...esrarını kaybetmiş yüzler,mekanlar...çoğu zaman kendinizle özdeşleştirmekte güçlük çektiğiniz durumlar. her şey apaçık ortada,düş gücünün sınırlarını yok eden o zorba görsel ayin...
diğer tarafta içinde her zaman için ayrı bir gizem ayrı bir lezzet barındıran tabiri caizse hayal kapısı.çeşit çeşit maceralar, puslu,sırlı mekanlar...kimi zaman at üstünde bir şövalye kimi zaman dalından kopan bir yaprak...her bir zafere ortaklık eden ,her bir acıdan kendine pay çıkaran üçüncü karakterler:kitap okuyanlar...


fasa fiso
yeni basimlardan cok sahaftan alinmi$,20-30 yillik olanlarini okumak daha buyuk zevk verir.okurken hayallere daha cabuk dalarsiniz sararmi$ yapraklari cevirirken.
zaman ve mekan olarak da acik havada,vapurda okursaniz tadi damaginizda kalir.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol