kabus

thenightwanderer
iste bu bir kabus ornegidir:
yuksek bir yerdeydim; balkon gibi ama bir korkulugu var miydi, hatirlamiyorum.
asagiya bakiyordum.
bulundugum yer ne kadar yuksekti bilmiyorum ama asagisi net olarak goruluyordu.
zeminin her yeri betondu, griydi ve betondan baska hicbir sey yoktu.
ne bir agac, ne bir baska ev, ne bir araba, ne de bir gokyuzu.
zemin tek renkle boyanmis bir kagit gibiydi tek bir ayrinti disinda.
orada dev bir beton canak icinde koyu kahve rengi toprak vardi.
kocaman bir ciceklik gibiydi gordugum sey, ama icinde sadece toprak vardi, ciplak…
ve bu canak tam da altimda bulunuyordu.
bulundugum balkonumsu seyin bagli oldugu binada ise sanirim bir sarmasik vardi.
tek hatirladigim yesil yapraklar ve dallar gordugum, ama bu yapraklar neye aitti, simdi bilmiyorum.
ayaklarim ciplakti.
uzerimde bol bir kahverengi t-shirt ve bol bir bej kumas pantolon vardi.
ellerimle bir yerlere tutunuyor gibiydim.
ruzgar yoktu, hic ses yoktu, hava sicak miydi, soguk muydu onu bile bilmiyorum.
ama aydinlikti her yer.
icimse bombostu.
oylesine bostu ki yapmak uzere oldugum seyin dusuncesi bile gecmiyordu aklimdan.
sanki yapmak zorundaydim, sanki bunu yapmak icin yaratilmistim, gorev gibi bir seydi sanki.
surekli dua ediyordum: “affet beni, lutfen affet, yalvaririm.”
kelime-i sahadet getiriyordum ve her seferinde yanlis yada eksik soylemisim gibi yeniden ve yeniden tekrar ediyordum ayni sozleri.
tam o anda korktum, yapmakta oldugum seyden degil, onu yaptiktan sonra olacaklardan korktum.
ama ayni anda biraktim kendimi.
once iki yana actim kollarimi ama sonra korkunc bir yalnizlik duygusuna kapildim ve kendi bedenime doladim kollarimi ve gozlerimi bir an icin bile kirpmadan giderek yaklasan toprak zemine baktim.
sanki filmlerdeki gibi agir cekimde dusmem gerekiyormuscasina oyle de olmasini umarken ben, olanca hizimla havada suzuluyormuscasina hizla zemine yaklastim.
son sozu bir dua olanlarin imanli gideceklerini dusunerek –bunu bilir gibi- once aklimdan sonra da sesli olarak tekrarladim bu sozleri.
korkum daha da artti ve gozume aniden o yesillikler carpti.
gozlerimi yumdum ve ayni anda bedenimin toprak zemine cakildigini hissettim.
hic canim acimadi.
gozlerimi actim.
ruhum once bedenimin o garip agirliginda ezildi.
sanki yere savrulmus bir cuval gibi kendi agirligim kendi bedenimi ezmisti.
nefes alamadim dustugum toprakta titreyen elime bakarken.
sonra o ezilme duygusu da yok oldu.
hafifledim, bel kemigimden biri tutuyormuscasina yukari cekildim, kendi bedenime baktim. garipti.
korkum devam ediyordu ama huzurluydum.
aklim sonmeden ayni seyi bir daha tekrar etmem gerekir diye dusundum.
yine de bombostum, az onceki gibi hem de.
uzaklasiyordum.
olmek o kadar da kotu degilmis, diye dusundum.
titredigimi fark ettim.
“affet beni.”diye mirildanmak istedim ama sadece aklimdan gecirebildim bunu. huzunlendim, korkunc bir uzuntu kapladi varligimi.
bedenimden kurtulmustum ama hala dusunebiliyordum.
ama ben boyle olacagini biliyordum.
kendime son bir kez daha baktim. icim sizladi.
uyandim….
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol