jean reno

lahrivus
doğum: 30 temmuz 1948, casablanca-fas.


gerçek adı: juan moreno.


aile: ilk evliliğinden iki çocuğu olan reno, 1996’da ikinci evliliğini nathalie dyszkiewicz ile yapar ve bu evlilikten de 2 çocukları olur.


çocukluk: franco’nun zulmünden kaçan ispanyol anne ve babası fas’a yerleşirler. sinemaya olan düşkünlüğü çocuk yaşlarda başlar. tüm zamanını, john wayne, william holden, marlon brando, jean gabin ve louis jouvet’nin filmlerini izleyerek ya da şehrin sıcağından kaçıp fas’ın sahillerinde denize girerek geçirir. 1967’de çıkan iç savaş jean’ın fas’ı terkederek fransa’ya gitmesine sebep olur. askerligini fransa da yapar.


eğitim: reno’nun casablanca da tiyatro eğitimi almış olması, fransa da askerliğini oldukça rahat bir şekilde tamamlamasına yardımcı olur.


şöhret: 70’li yıllar tiyatro ve tv ağırlıklı çalışmalarla geçer. ilk övgüler 1979’da costa gavras’ın "clair de femme" filminden gelir. ardından didier flamand’ın tiyatro grubu ile avrupa turnesine çıkar.

luc besson ile yolları çakıştığında artık şöhrete giden yolun ilk basamaklarını çıkmaya başlamıştır. önce l’avant dernier (1981), ardından le dernier combat (1983) tamamlanır. la dernier combat filmi ile birçok fransız film ödülleri alırlar. 1985’te subway’i çekerler. 1988’de beklediği çıkışı besson’un le grand bleu’su (the big blue) ile yakalar. big blue, fransa ve tüm avrupa’da mükemmel gişe yapar ve reno’nun şöhret patlayışının onayı olur. la femme nikita (1991) filminde, kısa rölünde bir tetikçiyi canlandırır. bu karakter besson’un 1994 kült karakteri leon’a bir köprü görünümündedir. 1993’de les visiteurs (the visitors) fransa’da büyük başarı getirir.

18 kasım 1994’de the professional filmi ile reno, hollywood‘da gerçek yerini bulur. bu film besson ve reno’nun amerikan hayran kitlesinin alt yapısını oluştururken, fanatik hayranlarının kalbine kült bir kahraman olarak imza atar. filmin amerikan seyircisine ağır gelen 23 dakikası çıkartılır. ancak 15 ağustos 2000 yılında un-cut versiyonunun, amerikadaki hayranlarına da ulaşması düşünülerek dvd’si piyasaya sürülür.

1995’te french kiss, 1996 da mission: impossible tamamlanır. her iki film de iyi olmamakla beraber mission: impossible iyi gişe yapar ve box officedeki yeri de reno’nun şöhret ışığını yanık tutmaya yardım eder. bu dönemde reno fransa’ya döner, le jaguar ve un amour de sorcière’i çeker. 1997’de amerika’ya dönerek roseanna’s grave ile amerikan seyircisini komedyen yönü ile kazanmayı hedefler. çabası sonuç vermez çünki amerikan seyircisi reno’yu sadece aksiyon filmlerinde görmek istemektedir.

1998 sırada godzilla vardır. yazın en iyi filmi olması beklenirken sonuç hayalkırıklığıdır. eleştirmenler aynı görüşü paylaşırlar. filmdeki tek iyi şey reno’nun performansıdır. 1998’de başarılı bir yapım ile yüzler güler. robert de niro ile birlikte oynadığı ronin, godzilla’nın ilk hafta yaptığı gişeyi toplamda da geçemese de çok daha iyi bir filmdir. godzilla’dan sonra the visitors filminin devamı için reno fransa’ya döner ve amerikan versiyonunu çekerler. 2001 de film gösterimdedir.

eylül 2000’de jean-christophe grangé’ın bestseller romanından uyarlanan les rivières poupres (the crimson rivers) gösterime girer. ardından da 2001’de wasabi ve 2002de bir tekrar filmi olan rollerball.


ödüller: 3 kez cesar ödüllerine aday gösterildi. 1989 da le grand bleu filmi ile en iyi yardımcı aktör, 1994 de les visiteurs la en iyi aktör, 1995 de leon filmi ile en iyi aktör dalında aday oldu.


biliyor musunuz?: muhasebeci, kamyon şöförü ve fotoğraf stüdyosunda tezgahtar olarak çalıştı.

ingilizce, almanca, fransızca ve italyanca konuşuyor. amerikan star sisteminden hoşlanmıyor. güney fransa ve los angeles’daki evleri arasında mekik dokuyor.

fransa da güven verici görünümünden dolayı kadınlar tarafından seks sembolü olarak görülmekte.

matrix’deki agent smith rolü için yapılan teklifi godzilla’da oynamak için reddetti.

söz: "burada tam anlamıyla bir yıldızsınız, tüm dünyanın gözü önündeki bir yıldız. amerikalılar filmlerini tüm dünya için yapıyorlar. fransa’da hiçbir zaman bir titanic veya godzilla yapamazsınız." (amerikan filmleri ile fransız filmlerini kıyaslaması istendiğinde.)

"oynadığım her amerikan filmine karşılık bir fransız filminde oynamak istiyorum. rol seçme fırsatına sahip olduğum için şanslıyım. elimden geleni yapıp, rollerimi dikkatli şekilde seçtikten sonra mutluyum."

sinemafanatik.com’dan alintidir.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol