kesildiği eksen hasebiyle meşhur olan domatestir zira farklı bir eksende kesilmiş olsaydı salata tabağından öteye gidemezdi..
peki salatalık olmaktan öteye gidemeyen insanlara ne demeli? neye atfen bunu haber yaptınız? allah’ı ispat için ise “sırlar kapısı”nın ardındakini merak eden, teolojik mitlerle kendilerini kandıran insanlara yeni avuntular sunmaktan başka bir şey yapmadınız..siz yapmadınız elbette domates yaptı..
“eyvah eyvah domates sanamı düstü bu yük?
bu dava hor bu dava öksüz bu dava büyük”.
oysa
“insandır sanıyordum mukaddes yüke hamal”..
ünlü kelamcılardan er-razi hz.rabia’ya allah’ı bin bir delille ispat ettiğini söyleyince “bin bir şüphesi olanın bin bir delile ihtiyacı olur.ben bir tek delili bile zait bulurum”
bu ve buna benzer vakalar, akıl sınırları dahilinde mantıkla üretilmiş tanrılar doğuruyor..bu da dinin içini boşalıp kabuk bağlamış batıl bir inanca dönüştürüyor..şifreleri, domatesleri bir kenara bırakıp vahyin şekillendirdiği tasavvur ışığı altında maksada uygun hareket etsek allah yazısını kalbimizin içinde buluruz..
bu balgamda garaudy’nin sözü nokta mahiyetinde olur zannediyorum.
“tanrı’nın yaşayan varlığına, bu varlığa inanışın biçimlendirdiği bir eylemden başka tanık yoktur.”
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?