etom

0 /
kekec
amcamızdı abimizdi çok üzüldük sözlükten gitmesine her zaman muhalifti veee fa fadsffadvbedrbbbd..........
biranda bir hataya kapılıyordum ve önceleri bilgi sözlük yazarlarının ettiği kılışe lafları sayıyordum bu duruma bende düşmeden hep tahmin ettiğim gibi artık etom bize gerçek yüzünü gösterdi sanırım artık yazarlarımız anlamıştır ve başlık altına entry girdiğim kişi hakkında asıl ve doğru yorumları yaparlar gereksiz yağlamalara gerek kalmadığını umarım görmüşlerdir bu son gelişmelerden ötürü...
independence
bilindigi uzere etom nicki ile bilinen $ahis, sozlukten "siktiredildikten" sonra benim ve bilgi sozluk ile alakali bir forum kurmu$, kimi akilda$lari ile birlikte hakkimda iftiralar ve hakaretler ile bir karalama kampanyasina giri$mi$ti.

esasen kendisini hicbir $ekilde kaale almi$ligim yok ve bu iddialara cevap verecek de degildim.ancak fikrine deger verdigim bir kac arkada$imin israrlari sonucunda benim de bir iki kelam etmem hasil oldu.

elbette sozluk uzerinden degildi bu kelamlarim.buyurun buradan yakin.

http://etomun-gercek-yuzu.yetkinforum.com/ylk-forumunuz-f1/etom-ve-cirkinlikleri-t1.htm
imphotep
her "gönderilme" geçmişimizdeki "askeri darbe" izlenimi yaratsa da,arkasından yazılan onca entry ile halk kahramanına dönüşse de,her gidişin bir sebebi vardır.bir süredir takip edemediğim sözlük ortamı herhangi birinin gönderilişinden ya da gidişinden farklı bir gidiş yaşamış.
"perşembenin geleceği çarşambadan belli olur"demişler ya..o misâl..eminim okuyorsun hocam bu yazıları.yaşına birikimine saygı duyduk.belki genciz hırçınız saygıda kusur ettik.yakışmaz anadolu gencine büyüğüne saygıda kusur etmek.ama hep buydu görüşüm.sana da söyledim.ben kişilere değil düşüncelere kızar,onlarla kavga ederim.ve senin düşüncelerin tehlikeliydi.bir zehri tatlı göstermekti..seven var semeyen var..bunlar benim senin hakkındaki görüşüm..kimse gocunmasın.
ayrıca zaten bilgi sözlük’te yazarlık kariyerinin bittiğine de inanmıyorum(!)

selametle..
tayfa75
biraz sert koseleri olan durusu sebebi ile, galiba farkinda olmadan boyle bir olumsuzluk bekliyordum karsimdakinden. ondan bu kadar kolay #795640 i yazdim. kendisi ile cok fazla bir sey paylasmadik. o baglamda benim yazdiklarim kendisini, sevdigi ve deger verdigi digerlerinin yazdiklari/yazacaklari kadar uzmeyecektir diye dusunuyorum. ve facebook da yasananlarin ardindan yazdigim ilk entryi silmiyorum. cunku dunya uzerinde 34 seneye yakin bir sure oksijen tuketmis olmak, hatasiz olmak icin yeter sebep degil. hata ettim. kimseyi yargilamak bana dusmez’ i kaypakca kullanip, cellatliga olan hevesimi asikar ettim. hata ettim. hic ummadigim insanlarin benden kotuluk bekleyebildigini gordugumde nasil uzulup, kirildigimi unutup, kolay olani sectim. neler oluyor diye sormak zahmetine bile girismeden icimdeki seytani o’ nda gordugume inandim/inandirdim kendimi.

yapti ya da yapmadi polemigine girmiyorum. bu degil amacim.

etom’ un sahsinda gostermis oldugum yaklasimdan yola cikarak ne haldeyim/z e dair kafa yormaktayim.

hepimiz yalnizliktan sikayetciyiz. anlamamak/anlasilmamaktan. ben ve digerleri olarak en ufak birimler halinde bolunmusuz. digerleri potansiyel kotuler. sevgili, eş, dost, arkadaş, anne, baba, her birinde "ben" e kotuluk yapabilecek potansiyel var ve biz bu potansiyelin her an disavuracagi hissiyati ile o yikim anina dair bilincalti hezeyanlari yasiyoruz. paronayanin doruklarinda bir hayat aslinda yasanan. irkla ilgili bir durum degil bu. irk, cinsiyet, din, dil, para, guc vs. birer arac, bu bir sekilde birlikte yogruldugumuz nefreti kusmak icin.

zombi dedikleri nanelere donduk. gozlerimizden fiskiriyor artik nefretlerimiz. aynada kendimize bile tehammulumuz kalmiyor gunden gune. birbirimizin henuz etini yemiyor olabiliriz ama birbirmizden bekledigimiz butun bu kotuluklerin bizleri surukledigi son noktada o da imkansiz gozukmuyor acikcasi.

etom’ a ya da gitmesi/gonderilmesi olayinin bir parcasi olan digerlerine dair bir yargim yok. mesele ozunde bu kadar buyutulecek bir mesele gibi de gelmiyor bana acikcasi.

ama kendime dair yargim sudur ki insanliktan yine sinifta kaldim. kendini savunma sansini tanimadigim bir adami astim. bir karara varmadan once ne olup bittigini sormali, ne dedigine kulak vermeliydim en azindan. birbirimize verdigimiz selamin hatirina.

kisi karsisindakini kendi gibi bilir atasozunun gerceklik payi varsa bu konuda kendi potansiyelimi de tekrar degerlendirmeliyim anlasilan.

kurcalama : konuya dair son bir iki soz etme ihtiyaci hasil oldu bende. soyle ki hakli haksiz aramiyorum. aramadigim gibi kim hakli kim haksiz bir fikrim de yok. tamamen konu ile ilgili kendi tavrimdan duymus oldugum rahatsizligin yansimasidir.
elma sekeriiii
eski etom abimiz.
sen indy’den nefret ediyor olabilirsin, moderatörlerden haz etmeyebilirsin ancak ve ancak agza alınmaz küfürler ederek ana bacıyı ortaya karı$tırıp "hadi bi $i$ kebap edek" modunda davranarak onlara degil kendine zarar verdin, ama en çok da sözlük ahalisine. biz, sana abi amca dost ve her ne haltsa hepsiyle hitap ettik. ama bu çok farklı bir boyuta geçti artık.

soruyorum etrafıma emin misiniz diye, emin oldukarını söylüyorlar, sonra benim kapımı çalıyorsun müsait misin diye..

buyur diyorum, ba$lıyorsun anlatmaya... anlattıgın $eyler beni öyle a$ıyor ki gözlerim iri iri seni dinliyorum.

"evet" diyorsun "ben bi hayvanlık ettim cagırdılar girdim o gruba, ama olayın içine küfürler sonradan girdi; ben eyvallah diyip çıktım"
kitabı tersten okutuyorsun bana. ve resmen otoyolda hızla giden arabanın önünde gibi hissediyorum kendimi; gözlerim fal ta$ı gibi kocaman olmu$.

taraf tutmaksa kollarım yetmez benim çeki$tiremem ne bu yandan ne de digerinden.
ben sadece izlemeye karar verdim ba$ım döndü çünkü.


akıl saglıgım için rica ediyorum sizden, lütfen çözün problemlerinizi aranızda, ancak size yakı$an $ekillerde.


ziyade olsun.
redcrow
ünlü türk düşünürü şöyle demiş; "çok muhabbet tez ayrılık getirir moruk". etom’un durumu da bundan ibaret.
peki o duydu mu bu muhabbete? bence kesinlikle hayır. şu an eminim içi yanıyordur tüm bu olanlara ama bu sefer köprüler küllüm heba.
bu abi fazlasıla kaptırmıştı kendini sözlüğe. yaşamındaki ufak tefek boşlukları doldurmak, hem kendini hem de etrafında yeşermeye başlayan diğer insanları eğlendirmek için, belli zamanlarda yer aldığı bir ortamdan ziyade, tüm benliği ve yaşantısıyla tamamen bu sözlüğe aitmiş gibi davranıyordu. varını yoğunu ortaya koymuştu sanki. çoğu zaman bu tutkusu beni bir hayli şaşırtıyor, hatta ve hatta korkutuyordu. bu kadar muhabbetin içinde er ya da geç sorun çıkması açıkcası çok şaşırtmadı beni. bir yerde ne kadar çok bulunursan oranın nimetlerinden ve dertlerinden o kadar nasiplenirsin felsefemi hatırlattı.
kendisiyle olan münasebetimiz tamamen bu sözlükten ibaret. hemen hemen ortak hiçbir yönümüz ve görüşümüz yok. şu an da sözlükte olup olmaması beni çok alakadar etmiyor. ben sadece kendisi için üzülüyorum o kadar. bu kadar sevdiği bir mecrada keşke daha dikkatli ve mesafeli olsaydı da bu canından bir parça sözlüğünden ayrılmasaydı. bilmiyorum, belki de tüm bunları daha önce atlattığı diğer kötü hadiseler gibi halledip yeniden döner yeşil sahalara. haddim olmadan kendisine vereceğim tek tavsiye, başlattığı karalama kampanyasına diğer tüm sözlük yazarlarını karıştırmadan, kişisel çatışmasınu muhatabı olduğu kişi ya da kişilerle çözmeye çalışması. aksi nafile ve itici.

sevgili etom abinize..
gozlerihalacocuk
şimdi sezar ın hakkı sezar a demişler, ya da dememişler ben diyorum ya da başka şekilde demişler de benim aklımda böyle kalmış umurumda değil. her ne kadar sevmesek anlaşamasakda ortada bir gariplik var toplu bir gariplik var. bir grup açılıyor facebookta etom ben açmadım diyor. ( kişisel iletisine bile yazmış ) ama bu grup üzerinden eleştiriliyor. etom un bu grubu açtığı ispatlanana rağmen en azından bu konuda etom masumdur.
zikkiminkoku
etom - yok böyle biri ??

üzüldüm, sıkıldım, keşke gitmeseydi dedim, etom amcamdı o çünkü...

ta ki facebooktaki grubu görene kadar...

işte o an bütün hissettiklerim tepe taklak oldu...

hala inanamıyorum...

keşke tanıdığım gibi kalsaydı...

edit: hala anlayamamış olduğumdan mütevellit bu entry böle kalmalı.. ne zaman durumu bütün açıklığıyla öğrenirim, o zaman bu entry ile ilgili gerekli edit yapılacaktır. bütün içtenliğimle bu editlerin ardı arkası kesilmesin istiyorum.

edit2: "fecabook’ta açılan o grupla da zerre alakam yok biline..davet edildim ve gittim..ama gerçeği görünce pişman oldum ve ayrıldım.." diyor iletisinde... daha çok edit gelicek gibi de görünüyor...





tayfa75
gidisi/gonderilisi ile ilgili olarak, hakli haksiz arayisi icerisine girmemistim. eger muhabbetin devamliligi istenirse tek mekan burasi degildi sonucta. ama bugun karsilasmis oldugum mevzu canimi sikti acikcasi.

bu kadar mi zordur karsindakinin kotulugune olan inancinin seni ele gecirmesine izin vermemek?

kisinin ofkesinin, bizzat kendini neye donustudugunun farkina varmasi bu kadar mı zor?

dervisin emanet hirkasi, kralin ciplagini ortmemis dedirtmemek gerektir. hirkanin kisiyi degil, kisinin hirkayi tasimasi gerektir.

lafin ozu olmamistir dost. yakismamistir.

haddimiz midir?
degildir.
ama dostun sozu ya kendi dilini ya dostun yuregini yakarmis. artik kismetimize hangisi duserse.


selametle.
deepblack
görünüşe göre bizim sözlükte hükümet gibi işlemeye başlamış. pürüz çıkaranlar törpülenmeye başlamış. üzücü olmuş bu tabi. ya sözlük ne kaybettiğinin farkında değil, ya da bunu göze alıcak kadar büyük bir sorunu var etomla.
benduruyorumsebagitti
açikçasi birbirimizi pek sevmezdik. birkaç kez houstonlasmisligimiz da olmustu. bütün agizlarda sakiz olan hosgörü, birarada yasama, farkliliklara tahammül gibi cicili bicili laflari uygulamaya çalisirken çok zorlandim itiraf ediyorum.
bi itiraf daha gelsin, giciktim kendisine (açyklama: entrylerine gycyktym. tanymam etmem kendisini). vallahi sözlük. ota boka fetos, tayip diye sevmedigi insanlara hakaret eden; uzayda yasiyormusçasina bu ülkenin gelmisini, geçmisini, kültürünü, degerlerini bilmeden aslinda bildigi halde isine gelmediginden hep ayni tarzda yazan biriydi.
bazi entrylerini begenirdim. muhtesem verirken elim titrerdi. berbat’a basarken de kisisel olmadigindan emin olmaya çalisarak basardim butona. istemeyen inanmasin.
gitmesine üzüldüm, kalsin isterdim. biz ona cevabi houstonda verirdik.
yolu açik, bahti sen olsun.

edit: gitmeden, hakkinda on numara entry girenlere bakiyorum, biryerlerle olan muhabbetine ragmen gitmesine/gönderilmesine bakiyorum, genel olarak sözlüge girilen entrylere bakiyorum...

ve evet bu entry’m mide bulandirici... tiskiniyorum kendimden!
oysa ne iyi arkadastik buradayken, ne güzel muhabbetlerimiz olmustu(?)
hayir anlamadim yani küfür mü ettim, hakaret mi? oysa o entrylerinde pervasizca küfür de hakaret de ederdi sevmediklerine. yalansa yalan deyin...

ne bu, kör ölür badem gözlü olur sendromu falan mi?

ayrica: (bkz: houston houston houston)

gozlerihalacocuk
unutkanlık başa bela, yazdığım entry yi yine yazmak zorunda kalacağım maalesef. daha önce yazdığım yazı silinmişti. kalkıp kahve içmek için su koymaya gittim o sıra ama döndüğümde unutmuşum ki şu an yeniden yazıyorum. çok unutkanım ben...


unutmak kimi zaman güzel olabiliyor, sinirle yazıp küfüredebilecekken neyse diyorsun arasından zaman geçince. çok kötü olduğu zamanlarda var 28 yıldan bu yan süren unutkanlıksa eğer.

unutmak demişken "sen nesin" diye sorsa biri şu’ yum bu’ yum demek benim için çok zor olur. ama bir kelime kesinlikle ağzımdan dökülebilir "humanist" evet humanistim ben severim insanları bu yüzden yapılan hataların çoğunu unutmakta hiç zorlanmam.

ama unutamadığımız şeyler olur kimi zaman, etom amca maalesef benim asla unutamayacağım bir şey yaptı. ben kendisini anlamak için konuşma çabasında bile bulundum kendisi de gayet kibar cevaplar verdi sorularıma allah var. şimdi hatırlamıyorum birimizin işi çıktığından ama sohbet yarım kaldı. daha önce birbirimizi eleştiriyorduk pek güzel. ben kendisine faşist bile dedim. daha sonra bir başlığa samimiyetsiz bir yorum yaptığını gördüm bir kaç örnek daha vardı sanırım öyle. bende başlıkla alakalı düşüncelerimi yazdıktan sonra, daha önce entrylerini okuduğum için bazı başka konularda neden böyle davranmaz insanlar çünkü samimiyetsizdirler gibi bir şey yazdım baktım birileri mesaj yollamış bana. etom dan geldiğini tahmin ettim mesajın ama aklımın ucundan geçmezdi öyle şeyler yazacağı.

eşitlikten özgürlükten demokrasiden insan haklarından v.s. den dem vuranlar bazı erdemlere sahip olmalıdırlar kanımca eleştiriye açık olmak gibi.

evet pek bir hazımsızım şu an salyalarım akıyor, sözlükten gönderilmişsin ama msn den hakaret edebilirsin layıkıyla. entrymi girdim bekliyorum.


gitmesi iyi mi oldu kesinlikle hayır, ama son hareketinden sonra kötü olduğunu söylememde samimiyetsizlik olur. bu yüzden yapmayacağım. nötr oldu nötr.
the wall
bilgi: a$ağıdaki yazı spoiler içerebilir, diğer entry’lere bakınca içermeyedebilir, her neyse.

söylemek istediğim bir söz var onu söyleyip huzurlarınızdan ayrılacağım. konuyu sıcak ka$ar peyniri kıvamına getirmeye niyetim yok. (huzurlardan ayrılmak neyse artık)

bunu yazayım dedim çünkü; bir söz söylediğimde o sözün; herkese açık bir söz olup / olmadığının da gayet farkındayım, laflarımın geli$ gidi$ istikametinde “söylemek istediklerim”de de herhangi bir gizlilik yoktur, söylediğim her sözün $u anda da arkasında olduğum gibi. ayrıca, pc ba$ında da insanların duygulanım ya$ayabileceğinin farkındayım, umarım bir gün herkes fark eder.

$imdi; geçen gece rast geldik msn denilen programda biz bu “abi” ile, daha önceden tartı$mı$ olmamıza rağmen, (bilmeyenlere edit: evet bi’ tartı$ma vardı öyle) sözlükten gönderilmi$ olmasına yine de sevinmediğimi ve üzüldüğümü söyledim...

neyse, uzatmadan, biraz daha tartı$ma oldu bu lafın üzerine, biraz daha çemkirdik birbirimize, sonrasında “hadi yürü git sana iyi geceler” modu devreye girdi... (eksik bir yer varsa tamamlanabilir)

bunu da buraya yazayım dedim. sonradan bazı laflar sadece el altında söyleniyormu$ gibi izlenim yatarılabiliniyormu$ bazen. ona istinaden yazdım, sanırım gayet berrak.

neyse hadi herkes iyi baksın kendine, hayat kısa.
freagl dreams
independenceye anti-patimi kullanman hiç hoş olmadı abi beni bunun parçası haline getirmene inanamıyorum.. neyin egosu bu neyin tatmini şimdi.. yoruldum vallhi bu çekişmelerden beni niye gaza getirdiğini de anlayamadım. bu sözlükte bir faktör değilim.. etkin biri hiç değilim.. bir karar mekanızmasında görevlendirilmedim.. tamam indiyi hiç sevmem hatta karakterine dair eleştirilerimde vardır ama beni neden bu güç savaşında kullandığını anlamıyorum.. bunu kullanarak beni saygı duyduğum insanlar önünde küçük düşürdüğünü görmek üzücü.. üstelik bunu bana yapıyorsun her hareketinin üç adım sonrasını düşünüp çok dikkatli davranmaya çalışan birine.. bu yaptığın karakterli insanlara göre değil üstelik bu güç savaşında gereksiz bir taraftar olduğum için benimde karakterim sorgulanmalı..

"eleştirilerimde tüm sözlük yönetimini kastetmedim desem ne değişir.. yalnış yapıldı bir kez ok yaydan çıktı.. buna alet olduğum için nefret ettim kendimden.."
istenmeyenadam
çok iyi insandı, ben de çok severdim keratayı. bir gün yine içiyoruz "abi sen olmasan benim halim ne olurdu" dedi.evet evet abi derdi bana.çekinirdi benden saygıda kusur etmezdi.

bu ne amk!kendimi biran cenazede hisettim.tamam neşeli,farklı,renkli biriydi.tamam gitmesine ben de üzüldüm.ama olayı dramatize etmenin bu kadar abartmanın ne anlamı var? sanki adam ölmüş ya da çok ağır hastaymış gibi ağıt yakmanın kime ne yararı olacak? ilk gidişi değilmiş umarım son gidişi de olmaz.nick bile düşündüm kendisine "yıkılmadım ayaktayım"
nasıl? güzel di mi?
ludingirra
bilgi sözlük ve etom...



çok sevgili, sayfaları paha biçilemez sözlüğüm.

bu da böyle bir anın senin...kaydet, milattır, dursun!

çok şey kendi içinde çelişiyor senin!.

olayların sorumluluğu kimindir, kimlerindir tartışmak çok zor. ama görünür haliyle önce kendini ele al, irdele, özeleştiri yap, kanımca az çok bulacaksın cevabı.

geçmişte tüm sorunlarının sorumluluğunu büyük bir yüreklilikle üstlenen sevgili jedin, ilk defa sözlük içi çatışmanın müsebbiplerine değil, tamamen seni oluşturanlara uyguladı yaptırımlarını.

sessizce giden her yazarın giderken bıraktığı ayak seslerinin her biri değil miydi sendeki fay hatlarına neden olan? herbirimizi sarsan? sendin kan kaybeden; ya “seni” oluşturan kim? yazarların olmasa sen nesin hiç düşündün mü?

kendileri gitmeyi seçti ya da gönderildiler. konu “gitmek” değil miydi sonuçta. ne şekilde olduğu hiç önemli değil. birileri, artık gelecek olası tepkilerden korkmuyor mu da her şeyi üstlenmiyor hala! “baskı” daha ne kadar inkar edilecek sözlük?

yaptırım uygulayanlar değil miydi senin konseptini asıl çiğneyen? imam osurursa cemaat sıçmaz mıydı? bu cemaat niye sıçtı soran var mı kendine o birkaç kişi içinde? yok sözlük!

sen kendi iç çatışmalarını, çatlaklarını, aksaklıklarını halletmedikçe neye yarar büyümen? yoksa birilerinin “miadın dolması” diye bahsettiği şey gerçekten bu mu?

evet ihtiyaçların artıyor. ama bu ihtiyaç “kalite” ihtiyacı! “yazar” ihtiyacı değil ki. bugün ego tatmini, yüzyüze olmayan bir fikir alışverişiyle kendini daha çok gösteriyor. kimlerde bu ego tatmini? yazarların çoğunda. bugün bir “gammaz”ının çömez olmasını kim açıklayabilir bizlere? o “gammaz”ı kışkırtan her şeyi neden dökmedin ortaya? göbeğindeki kocaman kara deliğe, o bomboş deliğe neden birkaç paket pamuk dahi tıkmadın sözlük? neden hala bomboş duruyor orası? o “gammaz”a ve birkaç tabir-i caizse “lokomotif”lerine mi yükleyecektik bu yaptırımı sadece? senin böyle bir lüksün var mı sözlük? hiç düşündün mü?

iğneyi kendine, çuvaldızı başkalarına batırman gerekmiyor mu?

kuyruk acılarından tut da, egolara kadar kendini gösteren buydu sende! etom gitti, ahmet gitti, mehmet gitti, fikret de, saffet de, erdem de adem de gidecek! kendisi uçurulmayı talep edecek yahut uçurulacak!

bu mudur? 5. nesil’le mi güzele gidecek her şey? aramızda görmekten mutlu olacağımızı söyleyip, “allah aşkına gel, buyur gel sen lazımsın bize, sen!” diyerek çağırdığımız, binbir kaprisle sözlüğümüze teşrif eden güzide yeni yazarlar haftada 15 dakika uğrarken, bizler ”aman dursun da, ne olursa olsun” mantalitesiyle eforu onlara harcarken, sana asıl emek verenler değil midir pamuklara sarılması gereken? ya gidenler?

senden soğumak için birileriyle atışmak ya da bir kuyruk acısı gerekmiyor artık sözlük!

sayfaların dökülüyor kabul et!

alt tarafında yazan yazıya bak! “bilgi sözlük’ü şuan x kişi okuyor” cümlesine bir bak, gözyaşları, hıçkırıklar, tüm yaşanmışlıkların orada senin! 2 gündür burada olanlara, yaşananlara bakma! 2-3 gündür burada olup yankı yapmaya çalışanlar değil sana emek verenler! onlar yaşanmışlık değil! onlar ve içindeki “görmemiş”ler, beylik yapanlar bitirecek seni!

umuyorum bu kanla birlikte yeni bir kan daha kaybetmezsin.! bunu gerçekten umuyorum, gittiğin yer, yer değil sözlük! sözlüğüm...

son olarak;

- bütün nesillerin tadını almış, seni “sözlük” yapanlardan biri!
- tilki gibi gitmiş gitmiş dönmüş. seni kürkçü dükkanı seçecek kadar seven biri.
- belli bir saygı görmekle birlikte (bir elin parmaklarını geçmeyecek kişiler tarafından hariç) her dönmek istediğinde, “gel ulan” desende sevdiğin bir yazar olmadı. olmak da istemedi. o seni sevdi...yetmez mi?

- ne uçmaya (ki fobisi vardı zaten lakin uçmayı en iyi o bilir. bağışık da aynı zamanda) ne de seni terk etmeye niyeti vardı. sadece söylediklerinin arkasında durma, mahallenin doğrucu davut’u olma takıntısına boyun eğdi.

...ve seninle alakalı ne söylediyse, ne yazık ki doğru söyledi, “dokuz kere”, “aynı köyden” kovuldu.



-------------spoiler---------------

“…son zamanlarda tanıştığım, kibarlığı ve yakınlığı ile iyi bir insan olarak beğenimi kazanmasının yanı sıra, sözlüğü bu kadar sevmesi ile de saygımı kazanmış bir bireydi kendisi. iş olsun diye konuşmazdı, söylediklerinin altında her zaman düşünülmüş ve üzerinde durulması gereken mesajlar ve satırlar bulunan bir yazardı. yazar olarak çok çok beğendiğim, ilginçliği ve birikimi ile sözlüğe uzun zaman çok fazla şey verdi. en zıt olduğum zaman dahi iyi niyetinden kuşku duymadım. bana, insanların alması gereken sorumlulukları yüklenmekten kaçındığı zaman neler olduğu ile ilgili olarak hep sözlüğü örnek göstermiş adam…sevgili etom.

teşekkür ederim.”

--------------spoiler---------------


...ve her zaman bir parçam olmuş ve her şeye rağmen olmaya devam edecek olan canım sözlüğüm! şimdi beni iyi dinle!!!

ulan harbiden bir şeyi çok istiyorsan yapabileceklerin seni şaşırtırmış! kusura bakma da amına koyayım bu ne lan! ne yaptın lan! şahdın şahbaz oldun, şaşırdın, bi tuhafsın!

şifresiz kanal anten almaz sözlük, kimler aybaz anlamazsın...cambaz her tarafta parantez açmaz!.

bu cevabı koy cebe!
tuzla buzsun! lakin umarım bunu da ucuz atlatırsın!
gidene saygıyla...

allah kavuştursun!
artık her şey, herkes o “x”in içinde. dön bak! bak oraya, orada kimler var!!

"bilgi sözlük’ü “x” kişi okuyor”!!!!!!!!!
freagl dreams
kızını daha çok kucağına alacak vakti bulacağı için memnuniyet duyduğum.. üç kuruşluk adamların gözünde iki paralık adam olmasından mutlu olduğum sevgili dostum.. türkiye seninle gurur duyuyor denilenler kadar şerefsiz olmadığı için sevilesidir korkut. inşallah sözlük bir güç olurda kendi revizyonunun farkında olmayan zihniyeti çağdaşlık yönünde evirebilir..

oyunlama: bu entry sayılmaz..
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol