emre geyik

kumru
kendisini tanima serefine eristigim, din, dil, mitoloji ve dunya klasikleri hakkinda muthis bilgiye sahip hala bu kitaplari incelemekle mesgul olan , kendisini yetistirmeyi misyon edinen ve bir cok konuda da arastirmalarina devam eden ve bircok ozelliklerini sayamadigim anadolunun bagrindan kopmus gurbet ellere dusmus gelecekte iyi yerleri hak eden cok onemli sahsiyettir.
hoys
yolculuklarla zamanı geçen adam. bir de yolculuk şiiri var ki oradaki yolculuk başka yolculuktur zannediyorum:
#172760
sucet
ummadığın taş baş yarar lafı büyük büyük dedesi için kurulmuş sanki aynı dedesi gibi bu kadar zeki ve hafızası kapasiteli bir insan zor bulunur.baş yardı beynimizin en güzel köşesinde
hoys
an itibariyle ’20 yaş dişleri’ adlı şiiriyle beni coşturan şahış, şöyledir:

ucunda eğrilik var
beklenen acıların
köşelerden çıkıver
tutundurup dallara
kökleriyle başlamış
yukarıdan akmaya
gerisini boşverip
düşünmeden baskın var
sadece bilinmekse
yollarında dikenler
bilmeyenler sabreder
gözlerinde yaşlarla
seccademin önünde
eğilirken secdeye
oturup da beklerim
20 yaş dişlerimi

ve beni coşturur, ona cevabı aynı adlı bir şiirle yollarım, alır:

20 yaş dişleri güzel bir eğri
ama 30 olsun ne çıkar?
-deli gençlik, ıstırapları-
gurbet, ne ki gurbet,
ölüm korkusu sardı beni
beden, dediğin topraktır daima
80 olsa ne farkeder acaba?
güzel de eğri de biri anlatsın bana
nedir 20 yaş dişleri?
hoys
emre geyik her zaman bir kaçaktır. o ömründe hep kaçmıştır. bir amacına ulaşması bile başka bir varlıktan kaçarken, diğer amacına yanaşmasıyla olmuştur. emre geyikin amacı da çoktur, onun için büyük, başkaları için büyük; özü için küçüktür. emre geyik hayatı bulma savaşından kurtulamamıştır; fakat emre geyik şiir yazmıştır.
hoys
hayatın sürekli türkiyenin bir ucundan bir ucuna gönderdiği insan. bir nokta olmaz sanırım bunda. fakat nokta adlı hoş bir şiiri var emre geyikin:

nokta

şimdi ben beklersem uzun yollarda
ağlayıp sızlayıp haykırıp seni
dağlar çiçek açmış büyümüş otlar
buralar değişmiş her şey yabancı
bazen deli olur koşarım geri
rüzgar engel olur ellerim çatlar
göçü tarif etsem kancalar batar
telli çalgı çalsam kırılır mızrap
kartal olup uçsam inemem yere
bulutlar iteler uzak yerlere
merdivenden çıksam varsam kapına
kapıda engeldir telli çiviler
şimdi bilmiyorum öldük mü yani
yazıyorum ama gerçekler ölmüş
zamanın içinden sesim duyulmaz
haykırırsam tutarmışsın elimden
öyle dedi bana rüyamda şiir
harp meydanı gönül, kırıldı kolu
bir duman var ama bilmiyorum neden
bir söylenti daha sonrası yokmuş
bilmiyorlar güneş her gün doğuyor
sona geldik bir parça kaldı kana
özlem çeken gözler seni bekliyor
bulanık su gibi,kopuk kuyruklu
yer varsa sırasız dışarıda çare
o zaman bulurum oyuna isim
noktalandı kaldım donuk bedenim
artık umut kestim bıraktım işi…

emre geyik

http://emregeyik.blogcu.com/

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol