tesettür tarzı giyimin önde gelen markalarından tekbir giyim’in sahibi mustafa karaduman, hakkında ‘dini sembolleri ticarette kullandığı’ gerekçesiyle açılan davada, mahkemeye 50 sayfalık bir savunma gönderdi. karaduman, savunmasında tekbirin dini bir sembol olmadığını belirtti.
tekbir giyim aleyhine ilahiyat profesörü ilhami güler ile islamiyet dergisi genel yayın yönetmeni süleyman bayraktar, “dini sembolleri ticarette kullanıyor, bu hukuken yasaktır. tekbir adı kullanılmamalıdır” iddiasıyla dava açmışlardı. davanın ilk duruşması yarın yapılacak. firma sahibi karaduman ise mahkemeye sunduğu savunmasını üç temel gerekçeye dayandırdı:
büyük zarara uğrariz: markamız tanınmış bir marka olduğundan, iptali büyük maddi zarara neden olur. markamız ulusal ve uluslararası ölçekte büyük bir firmayı temsil etmektedir.
davacilar taraf olamaz: aleyhimizde bir hukuk davası açılmış durumda. ancak, davacıların bu davada bir menfaatleri söz konusu olmadığından hukuken davaya taraf olmaları mümkün değil. zaten marka iptali için zamanaşımı ortaya çıkmıştır.
dini değer değil: tekbirin kelime anlamı, k-b-r kökünden türemiştir. ‘kebir’ büyük, ‘kübra’ daha büyük, ‘ekber’ en büyük demektir. dilimize ‘ululama’ olarak tercüme edilebilir. tekbir kelimesi ‘tümden tek kalmış’, ‘sadece bir tane’ anlamlarını da taşımaktadır. hem ‘ilk’ hem ‘son’ olan, ‘özel, benzeri bulunmayan’ anlamlarına da gelen ‘tekbir’ kelimesi dini bir değer ve sembol değildir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?