bir adet "recep tayyip erdoğan" kelamı.
erdoğan, 5 yıl başörtüsü konusunda ses çıkarmadıklarını, hep sabır, sabır sabır dediklerini ifade ederek, ama biz hiçbir zaman kalkıp da özgürlükler noktasında senin özgürlüğün iyi, benim özgürlüğüm kötü veya seninki kötü, benimki iyi, böyle bir kıyaslama yapmadık. fakat, 5 yıl bu bizden istendiği halde dedik ki, toplumsal mutabakat var, ama biz kurumsal mutabakatı sağladığımız anda bu adımı atarız.
http://www.kentgazetesi.com/yukle.php?name=kats&h=43206&kat=haber
.........................................................
icraatlarına müteakiben, fikirlerim nasıl değişmeye başlamış, okuyalım ve ibret alalım.
iddia ediyorum; "akp, şimdiye kadar tbmmnin gördüğü en başarılı partidir". hedeflerine ulaşmak için ne gerekiyorsa yaparlar. dini kullanırlar. suni gündem yaratıp, (ab üyeliği, ekonomi, kürt sorunu, terör, hrant dink, vakıflar yasası) gibi sorunları hasır altı yaparlar.
mustafa kemal atatürk; "ey efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti şeyhler dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz.en doğru, en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır. uygarlığın emrettiğini ve istediğini yapmak insan olmak için yeterlidir!"
tayyip erdoğan; biz bu ülkede ezan sesleri altında camilerimize gidebiliyorsak,özgürce ibadetlerimizi yapabiliyorsak bu atatürk sayesindedir.birinci dünya savaşında arap ülkeleri sömürgeci ingilizlerle iş birliği yaparak türkü arkadan vurmuştu.şimdi bu ülkeyi beğenmeyenler çekip gitsin beğendiği arap ülkelerine.
bilindiği üzere; rte hakkında çeşitli rivayetler var.
recep tayyip erdoğan vol 2; "ben muhammed müslüman ümmetindenim. türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. hayatımı mustafa kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, türkiyeyi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, kemal paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan, şeriatdevletinin kurulması için çalışacağıma, dinim, allahım ve bütünmukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim."
yahu bu adamlar "din devleti" peşinde olsalar dahi, "tsk" olduğu sürece nihai hedeflerine asla ulaşamayacaklarının bilincindeler. militarizm; her ne kadar demokrasiye aykırı olsa da, benimsemesem de, tsk; türkiye cumhuriyetinin en güçlü kurumu. inanın tbmmden çok daha kuvvetli.tbmm nedir ki?, ordu tarafından bir günde alaşagı edilebilir. geçmişte bunun örnekleri yaşandı, hepimiz tanık olduk.
benim takıldığım husus; genç kemalist ve laikciler, akp hükumetinin şeriat getireceğini zannediyor. ahahaa, 70 yıllık müesses nizamın hüküm sürdüğü türkiyeye, şeriat getirmek göt ister. emin olun kimse getiremez de! zira, şeriatla yönetilen hiçbir ülkeye, ab üyeliği tanınmaz.
akpnin zoruna giden, atatürkün tabulaştırılmasıdır. tüm mukaddes olgulara rağmen millet, hz muhammed ile atatürkü mukayese eder oldu.valla benim soyum araplara dayanmıyor. biz türkler, zorla müslümanlaştırılan şamanist bir milletiz.bu yüzden islamiyet, şahsıma oldum olası cazip gelmemiştir.fakat halimden şikayetçi de değilim.
en basit tanımı ile türkiyede, gerici - ilerici çatışması hüküm sürüyor. islamiyetin bazı katı kaideleri anti çağdaşlık olarak addediliyorken, kendini ilerici-çağdaş olarak tanımlayan laikler, üst düzey inanç sahibi zümreyi, sırf dinsel kaidelerin katılığı ve akla mantığa uygun olmayışı nedeni ile gerici olarak tanımlıyor. hal böyle olunca, zıtlığın yarattığı ideolojik fikir ayrılıkları, recep tayyip ve deniz baykal gibi iktidar hırsıyla yanıp tutuşan, ego sahibi zevatları karşı karşıya getiriyor ve getirecektir de! tabii, iğne ile çuvaldız vatandaşın tekelinde maalesef.
sanıldığının aksine recep efendi öyle çok dinine düşkün, şeriat yanlısı biri değil bence. zira, öyle olsa idi, bugün filistinde yaşamını idame ettiren müslümanların, çoluk-çocuk demeden tepesine bomba yağdıran israil ve işbirlikçisi abdnin yalakası olmaz, aksine müslüman ülkelerden yana tutum sergilerdi.ve ayrıca, şeriat düşkünü hiçbir hukumet abkapısında gollum olmaz idi.
kitlelere nüfus etmek için inanç ve ideoloji farklılıklarını kullanan siyasetçiler olduğu sürece, asla götümüzdeki yama kapanmaz, kapanmayacaktır da!
işte kemalizmin önemi burada devreye giriyor. kemalizm, insanlara aklın yolunu aşılarken, din; insanı ve toplumları geliştirecek yolun, "inanç" olduğunu aşılamaya çalışır. tabii 10 yaşındaki kız çocuğunun iradesine tecavüz edip, daha o yaşlarda kara çarşaf giydirmek, seçim şansı tanımamak pek rasyonalist bir davranış değil.
burada doğanın diyalektiği devreye giriyor. doğa derken aklınıza börtü, böcek gelmesin. evrendeki her objenin atomlardan oluştuğunu ele alırsak, insanda doğanın bir parçasıdır ve irade sahibidir.
elif şafakın, zıtlığa dair "mahrem" adlı romanından küçük bir kesit.
"göze sormuşlar: "en çok ne görmekten hoşlanırsın?" "zıtlık" demiş, "bana zıtlık gösterin." yaratıcı tanrıça afrodit ile yıkıcı tanrı aresin yasak aşkını göstermişler.afrodit ile ares sadece geceleri buluşup, gün ağarmadan ayrılarak ilişkilerini gizlice sürdürüyorlarmış. ama bir gece uyuyakalmışlar. güneş gökyüzünde yerini aldığında, hala yan yana uyumakta olan aşıklar yakalanmışlar gökyüzüne. güneş, gördüklerini hemen yetiştirmiş afroditin kocası surat yoksulu hephaistosa. iki çıplak aşığı bir fileyle kıskıvrak bağlayıp, teşhir etmişler ihanetleri ibret i alem olsun diye. "siz buna zıtlık mı diyorsunuz şimdi?" demiş göz. "sizce afroditin yıkıcı tanrı ile kaçamağı mı zıtlık, yoksa ruhu da kendi gibi çirkin hephaistosa sadık kalması mı? siz bana zıtlık gösterin, zıtlık yok mu?"
"bizler din devleti peşinde değiliz" demiş, çakma mutasavvif.kırmızı kitapların varlığı olduğu sürece olmazsınız da! yanlış anlamayın, bu kitapların varlığını tasvip etmiyorum ya da militarizm yanlısı değilim. demokrasi bu değil. tsk ya da derin devlet, ideolojiler arasındaki terazi olmamalı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?