sanılanın aksine 12 eylül döneminde ortada bir anarşi durumu yoktur, ’anarşi var’ yargısı kenan evren ve saz arkadaşlarının halt yemesindendir. sol da, sağ da, devrimci de, ülkücü de kendi ideal devletlerinin arayışı içindedirler.
ortada abd için tekel, kenan evren gibi embesiller için mevki, dünya içinse tarih sorunu vardır. 12 eylül 1980 yalnızca türkiye cumhuriyeti geleceğini değil, dünya geleceğini etkilemiştir.
12 eylül 1980 bir muz cumhuriyeti oluşumuzun ispatı, amerikan emperyalizminin tamamen boyunduruğu altına girmemizinse acı bir izidir. 12 eylül bağımsızlığın söndüğü, mustafa kemal’in anıtkabir’de yattığı yerde döndüğü gündür. 12 eylül amerikan uşaklarının kazandığı, türk halkının, özgürlüğün, emeğin, sevdanın, barışın kaybettiği gündür. 12 eylül ankara’daki çocukların başardığı gündür. 12 eylül cia, kontrgerilla için büyük bir kazancın elde edildiği, soğuk savaş sovyetlerine darbelerin en büyüğünün indirildiği, insanlığa en büyük kazığın atıldığı küçük, minicik gündür. 12 eylül tarihin en kara sayfasıdır. 12 eylül türkiye’nin pazarlandığı, tapusunun emperalistlere verildiği gündür. 12 eylül ’ah, keşke’ denilen acı gündür. 12 eylül bu ülkenin kendi çocuklarını kendi geleceğini vatanseverlerini yok ettiği, ’ya filozoflar yönetici, ya da yöneticiler filozof olmalıdır’ diyen zihniyetin yönetemediği gündür.
12 eylül gün değildir, bir dönemdir. hala bitmemiş, gitmemiştir. doğan kapkara güneş hala simsiyah ışınlarıyla yurdumuzu ve yurdumuz insanının görüş mesafesini engellemektedir. 12 eylül karabulutları halen üzerimizdedir, onlar gidene kadarsa türkiye’de güneşli günler görmek yalandır. bulutları mavilikler sürmek dileğiyle, nazım’ın bir vatan haini (!) olduğunu unutmamak dileğiyle. 12 eylül cuntası yargılanmalı, hesap sorulmalı.
eğer ki vatan şose boylarında ölmekse açlıktan; amerikan emperyalizmi, donanması, topuysa vatan; vatan susturulmaksa bir özgürlük yalanının ardında yalnızca nazım hikmet değil, ben de vatan hainiyim. çünkü insan buna razı gelemez, adı vatan olan amerikancılığa razı gelmek ya kulluktur ya da korkaklık. 12 eylül çocuğu olmaktır kısaca. kölelik bilinçsizce ya da bilinçli...
bir 12 eylül bebesi: köle olmak yani. aslında ne geleceği var umutla bakabileceği, ne geçmişi aydınlık diyebileceği. yalnızca cehaleti ve zerkedilmiş avanaklığı... bu sayede mutlu zaten, bu sayede hizmet etmekte kendini köle edenlere, sömürenlere. bu sayede geçmişten şanlı tarih, kapitalizm kokan gelecekten de başarı diye bahsedebiliyor. bu nedenle de başarısız olmaya mahkum, zavallı. onun suçu yok, bu tarihi neticelerin zaruri sonucu. zavallı olan o değil gerçekte, zavallı olanlar onu bu hale getirenler. 12 eylülü yaratanlar gerçek zavallılar.
12 eylül hepimizin kaybettiği. 12 eylül 1980, türkiye’nin bundan böyle topal gezmeye zorlandığı tarih. gazetelerinden insanına yurdumun her yönden değişime, gerilemeye gittiği ve yurdumu ilerlemeden alıkoyan iğrenç gün. daha önce de dediğim gibi hala bitmemiş, kara güneşi batmamış gün. olsun... bazen kara güneşli, kara bulutlu gökyüzünde güçlü, parlak, ama uzak, ama umutlu yıldızların parıltıları, ışınları, göz kırpmaları kapkara gökyüzünde "daha yarın var, daha bitmedi." düşüncelerine yönlendirebiliyor insanları.
daha yarın var,
daha bitmedi.
kara güneş batar,
kızıl güneş doğar.
daha yarın var,
daha bitmedi.
uzak yıldızlar,
yaklaşırlar.
daha yarın var,
daha bitmedi.
gün gelir,
karanlık susar.
gün gelir, devran döner. gün yakın mıdır bilmiyorum, ama yalnızca gelse yeter; bekleyiş sürer. bu kara güneş batsa, kara bulutlar gitse bile yeter...
artık yeter!
#219312
(bkz: haydi cuntayı yargılayalım kampanyası)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?