tabula rasa

angelus
david hume’un ortaya attığı "boş levha" önermesine işaret eder. bir empirist olan hume’a göre, zihnimizde doğuştan gelen bir fikir yoktur. bununla birlikte, hume, nedenselliğe de karşı çıkar. şeyler arasında kurduğumuz zamansal ve uzamsal ilişkiler, onların kendilerinde özellikleri değil, bizim deneyimsel alışkanlıklarımızla ilgilidir. (buradaki "deneyimsel" kavramı bilinçli yürütülmüş bir aşama değil, salt tanıklıktır.) olgular arasındaki bağıntıları, kendi yöntemlerimizle bilemez, sadece onlara atıflarda bulunuruz. doğa kurallarla işlemez, formülizasyon sahibi değildir. insanlar, doğayı ya da olguları algılayabilmek için, sistemler, formüller, öncelik-sonralık ilişkileri kurarlar.

sonuç olarak hume, bireyin zihnini bomboş bir levhaya benzetir. kavramlar, olgular, bilgiler, sonradan, gözlem veya deneyleme yoluyla zihinde yer alır.bu locke’un görüşü olarak bilinir.

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol