dünya kadınlar günü

raskolnikov
her sene 8 mart’ta feminist veya sol feminist gruplara mensup kadınlar, her ne kadar erkek egemen sisteme, hiyerarşiye, devlete, savaşa karşı çıktıklarını söylüyor olsalar da, verdiklerini söyledikleri mücadele miting alanına erkekleri sokmama mücadelesi ile sınırlı kalıyor. feministlere göre, kadının ezilmişliği, sınıflar üstü, sınıfsal bir ayrım gütmeden kadın olan herkesin mağduru olduğu bir sorundur. bu yüzden de 8 mart, dünya kadınlar günü olarak anılmalıdır. onlar, kadın sorununun kapitalizmden önce de varolan bir sorun olduğu için kapitalizmin temel çelişkileriyle açıklanamayacağını, kapitalizme karşı mücadele ile sınırlanamayacağını söyleyip dururlar. tüm kadınlarla aynı sorunlara sahip olduğumuzu, kadın üst kimliğiyle, sınıfsal ayrım gütmeden, aynı safta yürümemiz gerektiğini savunurlar. kime karşı? bu soruya bir sürü tumturaklı yanıt verseler de, son tahlilde, kadın sorununa ilişkin mücadeleyi, erkeklere karşı verilen bir mücadele olarak, cinslerin birbirlerine karşı egemenlik mücadelesi olarak ortaya koymaktan bir adım ileri gidemezler.

bu yaklaşım mantıken şu sonuçların çıkmasına yol açıyor: kadınların yüzyıllardır süren ezilmişliğinin, aşağılanmasının sebebi, sadece erkek cinsinin kadın cinsi üzerindeki bu ezici egemenliği ise, erkekler herhalde genlerindeki birtakım arızalar nedeniyle kadın cinsine karşı bu kadar gaddardırlar. çünkü sorun feministlere göre kadın ve erkek olmakla açıklanmaktadır. erkekler, sırf erkek oldukları için, kadın sorunu konusunda kadınlarla birlikte mücadele edemezler. çünkü hiçbir erkek, kadın cinsi üzerindeki iktidarından samimiyetle vazgeçemez. bu yüzden de miting alanına giremezler. maalesef işin acı yanı bu görüşe sahip feministlerin arasında kendine marksist ve tarihsel materyalist diyen kadınların da var olmasıdır.

kadın cinsinin ezilmişliği kapitalist toplumdan önce de vardı. bu bakımdan kadın sorunu tarihsel bir sorundur. sınıflı toplumlara geçiş ve özel mülkiyetin gelişimiyle birlikte kadın cinsinin ikinci cins olması, erkek egemen bir toplum modelini de beraberinde geliştirdi. üretim aracı sahibi erkekler, kadın cinsini üretimden kopararak kendine tâbi kıldı ve kadının hayatı üzerinde tek söz sahibi oldu. böylece erkekler tarafından aşağılan ve hor görülen kadın, boynundaki boyundurukla evinin çevresinden ayrılamayan, bağımsız bir kişilik ve kimliği olmayan bir cins olarak muamele gördü, görüyor. bu muamele farklı toplumlarda farklı düzey ve derecelerde yüzyıllardır devam ediyor....

söylenebilecek en dogru söz;

yaşasın kadın ve erkek emekçilerin sınıf mücadelesi
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol