domuz eti

mehmet volkan balbay
bir çok müslümanın savunma alanında ki en büyük problemi; ikinci adımı düşünmeden ya da gelecek tepkileri hesap etmeden savunma mekanizmalarını çalıştırmalarıdır.

domuz eti ya da diğer kur’anî haramlar da "sebep" ya da "mantık" aramak (örneğin, domuz dişisini kıskanmaz, etinde tenya var vs..) tek kelimeyle acziyettir.

müslüman, islam’a bağlanmış olan; mü’min ise allah’a ve vahyine koşulsuz iman etmiş olan kişidir. allah’ın "haram" dediklerinde mantık aramak ya da bu haramlara çeşitli sebepler bulmaya çalışmak doğru değildir. şayet allah varsa ve biz onun bu varlığını hissediyorsak; emirlerini sorgulamak ve bu emirlere bizi tatmin edecek sebepler aramak doğru değildir.

müslüman, domuz eti pis olduğu için değil! domuz etini allah "yeme" dediği için yemez!

"allah neden yeme demiş?"

müslümanın böyle bir derdi ve sorusu yoktur! allah’ın neyi, neden haram ettiğinin sorgulamak ya da ona sebepler bulmak zorunda değildir. şayet allah varsa ve ben onun varlığını hissediyorsam... sorun yoktur!

küçük bir örnek vererek noktalayalım:

farzedelim "domuz eti neden haram?" diyen birine, doğru ve net bir cevap olan "allah haram ettiği için!" demediniz de, allah’ın kur’an-ı kerim’de size bildirmediği sebepleri sıralamaya başladınız. mesela dediniz ki: "domuz eti pistir, içinde tenya ve trişin var!" karşınızdaki kişi çok rahatlıkla şunu söyleyecektir: "kardeşim, teknoloji gelişti; günümüzde domuz etinden yapılan jambonlar tertemiz; sağlık bakanlığından da onaylı!"

şimdi ne olacak? önümüzde iki yol var:

1. muhattabın söylediği bu "doğru" sözü, kur’an-ı kerim’de hangi anlamda kullanıldığını bilmediğimiz ve sırf kendi yüklediğimiz bir anlamı savunma adına, bilimsel bir veriyi yalanlayacak ya da reddedeceğiz.

2. muhattaba "haklısın" deyip, verdiği bilgiye dayanarak "o halde domuz etinin haramlığı iptal olmuş!" diyeceğiz.

her halukarda, yanlış bir yola girmiş olacağız!

not: kur’an-ı kerim’de domuz eti ile alakalı enam suresi 145. ayette "ricsun" yani "murdar-pis" kavramı geçmektedir ancak kavram-terim üç farklı anlama da gelebilmektedir:


"rics" tabiî, aklî, şer’î ve hem tabiî, hem aklî, hem şer’î olmak üzere dört çeşittir. mesela meyte, hem tabiî, hem aklî ve şer’î olarak tüm yönleriyle rics’tir. içki ve kumar aklî ve şer’î olarak ricstir. kâfirler ise şer’î yönden rics’tirler. aynı zamanda rics, kokusu pis olan, ters anlamına geldiği gibi, kötü olan, azab manalarıyla da kullanılır. ricsin bir başka kullanıldığı yer de "baîrun ruccüsun şiddetli böğüren deve" ve gök gürültüsünün şiddetinin anlatıldığı "gamamun râcisun" cümlelerinde olduğu gibi sesin şiddetini ifade için kullanılan yerlerdir

kaynak: rağıp el-isfahanî, el-müfredat fi garibul-kur’ân, s. 274)
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol