bilgiçlerin şiirleri

8 /
mad
nezaman biticek bu oyun tek başıma savaşmak zor
geri saymaya nezaman başlıcam gözyaşlarımla debelenip duruken
saati ileri almalıyım zaman geçmiyor
belkide sorularımı cevaplamalıyım birer birer
sirenler benim içinmi çalıyor
uzanan yok bir kol yerden kaldıracak
belki biri çıkar diye beklerim
hergünün doğuşuyla hüzün başlar benim için
üstüme toprağın kokusu sinmişken bulun beni
kaldırın ayağa yollarda yoruliyim
kalp atışlarım hat safhada aşkı buluyim
belkide sen çıkarsın karşıma
gözyaşlarımla ıslatıyim kalbini
belki ozman temiz bi kalple yaklaşırsın bana
uzanırsa belki ellerin
gözlerin gözlerimde olur belkide
mevsim sonbahar yaprak dökümü başlamış
sen çıkıp yeşert yerden çiçekleri
dünden başlat sevgini
bekletme daha fazla gücüm kalmadı
gözlerim kapanmakta bana güçver yanımdayken
belki gün gelir gidersin yine
ozaman kırılan kalp paramparça olur unutma
kurma sati uyuyalım
beraber rüyalarda buluşalım
herdünü yaşayalım tekrar
sarhoş olalım beraber ufuklara bakarken gün batımında
sızalım birbirimizin kollarında ısınalım
sensiz uyumama izin verme artık
at aklından kötülükleri
sadece sen ve ben kalalım akıllarda
beraber yol alalım
beraber boğulalım aşkın gözyaşlarında
sarılalım sımsıkı birbirimize
hiçkimse bizi ayıramasın...
hoscakal yarin
karanlık hep
ışık gitmiş sanki
umut yerini
çaresizliğe bırakmış
dost düşman olmuş
sözler batar olmuş kalbine
gözler zaten yalan
bugün yüzüne gülen
yarın yüzüne bakmayan olmuş
iyi olan
artık kötü
herşey mi farklı yani
yok yok sen yine sensin
aslında en önemlisi de bu
gerisini boşver demek
kolay olsada
olmuyor lanet olasıca...

eldrun
saçlarından kayarken ellerim
seninle beraber
göz pınarlarımı terk etti
iki damla
biri,
ruhumu da emip
yok oldu karanlıkta.
diğeri
yavaşça süzülürken,
yakıyordu tuzu
açılan yaraları.
kaldı izleri
acısıyla,
sonsuz kederle.
van ness
yalnızım yine bu gece
odamdayım hüzünlüce
bırakmalıyım
gitmeliyim belki de
geçmişime ağlayarak
gitmeliyim atime
yok artık bundan ötesi yok
sıkıntı sevgi açlığı
sıkışmış bedenimde
kinlerek bilenerek
kurtarılmayı bekleyerek yüreğim
kapandım yine içime
gözlerimde iki damla yaş
geri gelmiyor ölülerim
leylime son bir çare
bir umut
bir ışık
ve sonsuz karanlık
ümit yok bende
belki bu son sigaram
ciğerimi dağlayan
ölüm yarası
aşk acısı
dizlerimin üstünde ağlayarak
haykırarak boş odaya
gözlerim bağlı uyuyarak
oynamayamadı bu dudaklar
kavli yar eğlence
yastığıma sarılıp
ölmeliyim sessizce...
armes
sevdim seni sarı kız
ne o ağzındaki sanki sakız
bakma öyle çakmak çakmak a kız

çayır çimen gezeriz
tarlaya çimen ekeriz
şapur şupur yeriz
bundan sonra adın olsun yeliz

yeliz al sana bi kilo kereviz
biz sevdik mi böyle severiz
ama acıkıncada senin gibileri yeriz
kandırdım seni a keriz.

(bkz: bu da köydeki inegime gitsin)





eflatun kar
kelebeğin adı yok
karlı yollardan geçip geleceksin
parmak uçlarıma konup ömrünü tüketeceksin
kelebek
...
velhasıl sevgi ikliminde kelebektir şahısların
umursuzdur duyumsadıkların
hatta yolsuzdur duymaya ait sokakların
çıkmazını,
mana bulmaz harita(sızlık) larda
arar

tozdan kanatlarıyla
renk ölçüştürmezdi
türü cinsi pek bir latinceli
karnaval böcekleriyle
kimse kolleksiyonunu yapmamıştı onun
elbet onun da bir ilmi adı olmalıydı
ancak o
yaşadığı zone da
’kelebeğin adı yok’
isimli bir romana konu mankenliği yapıyordu usulca
örselenmiş kanatlarıyla...
eflatun kar
sokak kedisi
gözüne gölge
saçına hüzün düşmüş
perçemini it narin ve kirli ellerinle sokak kedisi
düşlerinde kuduz soluklanışların kabusluluğu
ağzında zaman zaman ironi lezzetli satanist ayin melodileri
bir veletin işkenceci ruhuna kendini teslim edeceğin saatin bekleyişi
korkusuzu oynamaya devam et sokak kedisi
içinde serseri uzun havalar
sokağın kör çıkmazında
avare kurşuna değil belki ama
kör lastiklere hedef olmak var
nankörlüğe devam et sokak kedisi
instrument
cebimdeki bütün bozuklukları harcadım bugün.
mahallemin küçük bakkalında,
tozlanmasın raftaki çikolatalar diye.

planlarım var her gün için.
annemin cüzdanı bozuk paralar ile dolu.
pazardan artakalanlar, ya da ekmek için ayrılanlar.
ve her daim evin köşelerinde kalan bozukluklar.
tozlanmasın köşelerde diye.
küçük bakkalımız var bizim.

küçükken çaldığım bozukluklar onlar.
her defasında aynı köşelerde aynı bozuklukları bulmanın keyfini yaşıyoruz.
ben ve kçük bakkalımız.
tozlanmasın diye raftaki çikolatalar.

sorulan sorular aynı.
küçük tekel bayiimiz yoktu.
aşşaki mahallenin tekel bayiisi vardı.
bulduğum bozuklukları harcamamam gerekti.
biraya yetsin diye.

her ekmek almaya gidişim azaptı.
soruyordu küçük bakkal
çikolata almıyor musun.
para bulamadım amca.
aşşaki mahallenin tekelcisi vardı akılda.

sonra bir gün bakkal amca iflas etti.
aşşaki mahallenin tekelcisi
bizim küçük bakkalı sartın aldı.

evi de küçüktü bakkal amcanın.
her gün çikolatayla çıkışımı görürdü penceresinden.

çocuğu da vardı bakkal amcanın.
tozlanan çikolatalarından yiyemeyen.

devamı gelecek.
büyümüyorum ben.
kenz
gözlerinin rengi mi yeşil, yoksa huzurun simgesi mi?
onlara bakınca görebilir miyim yüreğini?
nedir ki mutluluk, onu yürekten istemk mi?
cevaplarımın olmadığı zaman, bu hayat serüveni
anlatmaya yeter mi herşeyi, sadece bakışlarımın içtenliği?


sende gizli bütün bu sorularımın cevapları
anlamak ve paylaşmak çok zor benim yanlızlığımı
ve görmek mümkün mü içime akan gözyaşlarımı?
aşık olmak mı zor olan, yoksa aşka inanmak mı?
şahit olsun dünya, hissetsin artık gözlerim gözlerindeki sıcaklığı...

21 aralık 2006
kenz
garip bir hikaye bizimkisi, bir aşk hikayesi değil belki anılarımın
ama güzel bir hikaye bizim hikayemiz, adını koymaya kıyamadığım
mümkün değil silmek izlerini seninle geçen zamanlarımın
zor bu dünyada yaşamak,hissediyorum içimde her damlasında kanımın
eğer senden önce ölürsem, istemem ağlama başında mezarımın

gönül ister ki güzel günler vereyim sana
umut olayım, güneş gibi doğayım yarınlarına
ve almak isterdim ellerini avuçlarıma
eğer bir gün çekip gidersem uzaklara
ne olur ağlama, sen mutlu ol yeter bana!

28 aralık 2006
kenz
seslenmişler kulağıma doğduğumda
adı samet olsun, mutlu olsun yıllarca
meğer ne zormuş yaşamak bu dünyada
en sevdikleri bile terk ederse insanı yanlızlığa
tükenmez mi gücü, bağlanabilir mi hayata

çocukken genç olmak, gençken yetişkin
hasret kalmak bir sözüne sevgilinin
yada solumak havasını bir ceza evinin
kaldırabileceği bir yükmü insan yüreğinin,
umutlarını tüketmez mi geleceğinin?

en güzeli belkide umursamamak dünyayı
silmek kalbinden eşi, dostu, akrabayı
paylaşmak imkansız bu yanlızlığı
beklemek ölümün getirdiği karanlığı
özlemek tüm benliğinle öbür dünyayı ve yaradanı..

8 aralık 2006
eflatun kar
hastalıklı aşk
suçtun
karanlık gözlerine ben ne diyeyim
sıkıldım artık
kıskanmaktan da yoruldum
yanlıştın
ismini geçiremem sesimden
anlarıma işleyen hırstır öfkedir fikrin
susup da susamayışlarımın karşısında
set çekemediğim sestir zikrin
oysaki sen sessizliğim
kendimden kaçışlarım
kimsesizliğimsin benim
bu kadar yalnızlıkken sen
sustun
karanlık gözlerine ben ne diyeyim
çok değilsin
yalan sancılarımsın benim
ur gibiyken sen
sarhoş olup tükenip de sıfıra varışlarım
ya da kendime acıdığım her bir anım
yazık ki sen benim ziyanımsın
en kompleks yalanımsın
kendimi acıtmak dağlamak pahasına
yüz çevirişlerimsin madem
niçin inanmayıp da unutamayışlarımsın
bir oyun başlatıp kendi kendimi kandırışım
bile isteye kaçmayışım narkozuna kapıldığımdan
ve her bir içtiğim sigaram
ya yokluğunun efkarından ya varlığından
buz keskinliğinle kesilmek yaralanmak
serin gülüşünle hapsolmak esir olmak
soğuğunda uyuşmak istiyorum
sonra
kırıklarıma saplanıp temassızlık oluyorum
belirsizliktin
karanlık gözlerine ben ne diyeyim
bitti dedim
artık dönüşü olmayan çemberden
hangi pusa
hangi belirsizliğe eyvallay diyebilirdim
kanımda dolaşan zehir gibisin
dumanını içime çektiğim tütün gibi
aslında
sen sadece bir şarkı söyleme isteği
tükendin
çabuk bittin..

f tipi espiriler
sensiz sessiz kaldim boynum bukuk bir kosede
icimdeki sessiz cigliklari susturamadim bu gece
ne acilan basliklar avuttu beni
nede altina seni yazdigim seni anlattigim entryler sardi beni
sensiz ben surgun kaldim,serce misali pencerede
efkar dagitmak icin radyoyu actim ama ordada agladim
sanki calan o anlamadigim sarki sozlerinde bile sen vardin
ama online degildin yuregimde...
kimler var butonuna bastim her saniye
belki simdi gelirsin umidiyle
icimdeki isyanlarim isyan etti sensizlige
yuzlerce baslik acildi binlerce entry okudum
ne sen vardin nede bir iz senden geriye
bir multeci yuregi olsa gerek sensizlige ragmen dayandi olmemeye
avclarimda tuttugum kavgasini verdigim mavilerim yok gecemde
yok hayatimi aydinlatan gozlerin sustuklarim soylemediklerimde
gel artik geceler hic bu kadar karanlik olmamisti
ellerim hic bu kadar soguk olmamisti
ruhum hic bu kadar olume yakin olmamisti....
mitili
bilemezsin nasil ozledim seni...
sen, biyiklarini almayan kiz modeli.
giderken insan bir ho$cakal der, ayip denen bir $ey var.

bir kez bile cikarmadim seni aklimdan.
istemez miydim saniyorsun,
son bir kez beraber dondurma yemeyi?
isterdim, cunku cok sevmi$tim seni.
kim bilir kac bahar gecti.
tamirciye verdim kalbimi,
ibne tamirci aldi iyice bozdu.
resmine bakip ic gecirdim dun gece.

gelecektin hani...
insan bir telefon eder, haber verir.
tukurmek istedim suratina, ama uzaktaydin.

deger miydi dedim du$ununce, senin gibi birine.
elimi sallasam ellisi ulan dedim kendi kendime...
madem vermiycektin bana, neden soylemedin daha once?
evde 62 den tav$an yapmaya cali$tim olmadi.
kaderime razi oldum, tamirciyle evlendim ben de.

mitili
bir bahar ogleden sonrasi gormu$tum seni.
icimde yanan ate$i anlatmaya kelimeler yetmedi.
raki balik alemlerinin en guzel hayali oldun.

buralar sensiz cok kotu geliyor $imdi sol gozume.
o kadar cok kiz var ama ben bakmiyorum hicbirine.
kim derdi ki bir gun boyle sevecegimi,
aklindan bile gecirme aldatmam kimseyle seni.

butun kitalar b ile ba$liyor anlamadim nasil $ey
eskiden nasil da sevi$irdik hey gidi gunler hey.
ne yaptim ben sana da terkedip gittin beni?
zannimca tek eksigin havuzlu villa idi.
eger bir gun donersen senden bir istegim var:
marketten iki malbu$ bir de buyuk raki al.
en guzel duygulari ya$attin bana ama,
yumurtanin ipanayla fircalanmi$ tarafi gibi
efsane a$klar da bitermi$ ey kiraz dudakli dilber!
nefesimi hisset, bu sese kulak ver.

$air oldum ciktim burda, senin yoklugunda.
icip icip duvarlari tirmaliyorum,
ister inan ister inanma.
real madrid maci varmi$, $imdi bakicam ona.
alchoburn
sabahları dillenirdi
aynasında yemlenirdi
üzgünken gelir
bana şarkı söylenirdi

bir zaman geldi
eli kanadı titredi
ölmedi benim kuşum
sadece uçtu gitti
melankomik
şehir yenilirken yine geceye
ben seni düşünüyorum
avuçlarımda ellerin yine
bir rüya başlıyor
üşüyorum
ve bulutlar hala üzgün
yağmur yağacak biliyorum
yine ağlayacağım
ve yine anlamsız cümleler kuracağım
melankomik
en çocuk hayallerimin en saf mutluluklarıydın
en imkansız rüyalarımın en güzel anı
aklımın en sıcak yerinde kaldın
hüzün aylarımın sonbaharı
soğuğum kışım
ilkbaharım oldun
küçücük kalbime kelebek kanatlarınla kondun
büyüdün
benim oldun
çamurlu dünyayı puslu camımızın ardından seyrettik
acımasız bir değirmen taşı zaman
öğütürken her şeyi
bir sensin arda kalan
ve bir daha sen
işte o an
gerisi yalan…
8 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol