belgeseli canlı izlemek için afrika ya gitmek

telsiz arkadasi
iki kişilik zimbabve uçağına aldınız bileti, koyuldunuz yola, karınızın da gözünü bağlamışsınız önceden, uçakta açtınız gözlerini, böylece nereye gittiğinizi bilmiyor. indiniz zimbabve hava havaalanına, karınız; "necati noluyor, nereye geldik biz apar topar? ay ütünün fişini çekmiş miydim hatırlamıyorum necatii?!" diye mır mır ederken, bir yandan otelinize doğru yol almaktasınız. odanıza yerleştiniz, sonra hemen safari için uygun kıyafetlerinizi çıkardınız valizinizden, doğruca sizi otelin kapısı önünde bekleyen cipe atladınız; ve 1.5 saatlik yolculuğun sonunda, 45 santigrad derecenin altında bodur tek tük ağaçların bulunduğu sapsarı otlarla fundalıklarla bezenmiş coğrafyaya adımınızı attınız. tabii karınız şaşkın, halen seyahatin şokunu atlatamamış, daha ilk şoku atlatamamışken ardından hemen ikincisi geldi: fundalıklar arasında bir debelenme, o da ne, "bir kavga mı var yoksa orada?" diyorsunuz, şoför "hayır" diyor, "gergedanlar çiftleşiyor". siz hemen kamerayı çıkartıp "biraz daha yaklaş!" komutunu veriyorsunuz şoföre ve çekime başlıyorsunuz. siz tabi çekime odaklanmışken karınız da bir şeylere feci şekilde odaklanmış vaziyette. bakın, bu an, ikinci şokun yaşandığı andır; bilin ki kırk yıllık karınız o gördüğü şeyden itibaren eski karınız olmayacaktır artık. her birlikte olmanızdan sonra gergedanla ilgili sizi küçük düşürücü bir laf sokulmasına hazırlıklı olun derim ben. yapmayın, gitmeyin zimbabve lere botswana lara, alın cipsinizi kolanızı oturun, uzaktan televizyondan izleyin belgesellerinizi, yuvanız dağılmasın. orada göreceğiniz şeyler, karı-koca arasındaki beklentilerin artmasına sebep olabilir.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol