güvenmek iyidir ama kontrol etmek daha iyidir

greyfurt
bir alman atasözüdür.
bir amaç doğrultusunda yürütülen faliyetlerin mümkün olabilecek bütün öğelerinden ve aşamalarından emin olmayı tembihler.

amaç; bir proje, üniversite sınavı, araç kullanmak yada her hangi bir şey olabilir.

türkçeyi düzgün kullanan bilgicin yollamadan önce entry’sini son bir kez tekrar okuması, markette alışveriş yaparken alınan ürünün son kullanma tarihine bir göz atmak, oturmadan önce oturacağın yere bakmak, internette tanıştığın insanlardan dosya alırken virüs taraması yapmak yada iyi araba kullandığın halde emniyet kemeri takmaktır. iş verdiğin elemanın "bitti" dediği işi son bir kez kontrol etmektir. algoritmasını çıkarttığın prosedürlerin tatbikatını yapmaktır. uygulanacağından emin olduğun prosedürleri yürüten elemanları ara sıra kontrol etmektir.

son bir örnekte verirsek daha iyi anlaşılır her halde;

gölcük gata’da bana "resmi işlemlerimin bittiği" söylendi. bunu söyleyen memura her yükümlü gibi güvendim ama ilk rastladığım alakasız bir subaya "özür dilerim,ben şubu sebepten böle böle, vaktiniz varsa bir göz atabilirmisiniz lütfen?" dedim. subay hemen ayak üstü göz attı ve suratı değişti. bana "bitti" denilen iş yanlış yapılmıştı. aslı verilmesi gereken belge yerine sureti verilmişti. subayın yönlendirmesiyle gidip bana yanlış belgeyi veren o.ç.’dan asıl belgeyi aldım.
eğer ben yanlış belgeyi alsaydım ertesi sabah yalova’dan istanbul’a gidecek, bana yanlış belge verildiğini öğrenecek, sinir küpü olarak yalova’ya dönecek, daha ertesi sabah tekrar gölcük’e gidecek, bana yanlış belge veren o.ç.’nun annesi ile bir grup eşeği bir araya getirmemek için kendimi zor tutarak asıl belgeyi alacak ve sonra tekrar yalova’ya dönüp ertesi gün istanbul’a gidecektim.

hayatını "aa salağa bak, gündüz vakti feneri yakıp söndürüyor" zihniyetiyle yaşayan salaklar, o kişinin elindeki fenerin çalışıp çalışmadığını kontrol ettiğini anlayamadıklarından asla yönetici olamazlar ve çevrelerine ışık değil karanlık yayarlar. en çok dikkate aldıkları algı organları sikleri olduğundan, bu algı niteliklerine uygun pozisyonlarda çalışmak zorunda kalırlar.

bu felsefeyi benimsemiş, kanıksamış, içselleştirmiş alman toplumu dünya sanayisinin en kaliteli işçiliğine sahip olmuştur.(bkz: alman işçiliği)

"ıslak sabunu sıkı tutarsan elinden fırlar, gevşek tutarsan elinden kayar" yada "vidayı çok sıkarsan yalama olur, az sıkarsan yerinden çıkar" bilgi ve yeteneğine sahip olamadığını düşünen bireyler elbette denememelidir.

sonuçta her atasözü gibi kuvvetli bir genellemedir.

not: konuyla ilgisi yok ama şunu özellikle belirtmek isterim; benim bildiğim kadarıyla mutlu olduğunu zannedip, mutsuz olan insan yoktur. bir insan kendini mutlu zannediyorsa zaten mutludur. kendini mutlu zannedip mutsuz olabilen organizmalar tespit edilirse; eşeysiz olarak çoğaltılmalı, doğal ortamlarını andıran devasa laboratuarlarda, birbirleriyle ilişkileri incelenmelidir.

not2: salağın teki bu entry için bana ayar vermeye çalışırken ayar almıştı. sonra kendisi yada yönetim tarafından bu aptal entry’si silinmiş. bu yüzden lütfen not1’i dikkate almayalım.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol