aşk

0 /
mad
aşk, damara zerk edilen mutluluk hormonudur. tüm vucüdu dolandıktan sonra kalbe gelen.

her alımında dozaj farklıdır tabi. daha vucüda enjekte edilmeden hissedilir vereceği heyecan. ilk başlarda bir sıcaklık verir bünyeye. yavaş yavaş yayıldığını, sizi ele geçirdiğini hissedersiniz. engel de olmazsınız bu sürece.

ve işte o an; metabolizmada değişimler başlar. daha farklı nefes alıp vermeler başlar. kalp ritminde hızlanmalar kaçınılmazdır. hele ki sevdiceğin yanında geçirilen her mutlu saniyede. evet saat ve ya dakika algısı minimalize edelir. her an beyne resmedilmiş bir fotoğraf olarak kaydedilir gece yorgan burna kadar çekilip o anları hatırlamak için. her göz kırpışında kare değişir. her güzel geçen an bitmesin dersin ama kulaklara şu ezgiler takılmadan da edemez;

’nasıl olsa her şeyin zamanla sonu yok mu?’

hemen aklınızdan atmaya çalışırsınız, yeni bir melodi eklersiniz dilinize;

sonuna kadar aşk ya!

melodik yaşamla desteklersiniz işte kimi zaman. desteklersiniz de kim bilir nereye kadar sürebilicektir. enjekte ettiğiniz şey bitiverirse eğer işte metabolizmanın bağışıklık sistemi de etki etmeyecektir bu duruma. daha öncelerden alışık olsanız dahi her zerk edilen mutluluk farklı olmuştur bugüne kadar.

hemen siparişler verilir. kana karışacak olan aşk değil alkol olacaktır kimi zaman. bazısı için de sigara çekişler olacaktır bonus olarak gözyaşları siparişin yanında sizinle birlikte olacaktır elbet.

bir süre yalnız gecelere merhaba..
independence
ismi seda.hatta seda gune$

buyukdere’de mehmet ipgin ilkokulu

sene bindokuzyuzsensenbilmemkac.

cayirba$i / buyukdere arasinda otururdu.sari$indi, renkli gozluydu, guzeldi, alabildigine guzeldi.gulu$u buzullari eritir nitelikteydi, buzullar uzerinde denemedim ama icimi erittigi gercekti.eriyordum kar$isinda, cocuktum ve eriyordum.

ilk okulda cok cali$kandim, her donem sinif birinciligim vardi ve ogretmenlerim tarafindan cok sevilirdim.oysa umurumda olan tek $ey seda’nin beni sevmesiydi fakat bunu bir turlu bilemedim.sabahlari okula gitmeden once saatlerce o gunku derslerime cali$ir, son derece hazir bir $ekilde girerdim sinifa, ta ki seda’yi gorene kadar.onu gorunce ne ders kalirdi aklimda ne sozlu ne de yazili.her soruda parmak kaldirip soz almaya cali$an ben gitmi$, yerine tum ders boyunca yan gozlerle seda’nin oturdugu siraya bakan ben gelmi$ti.

a$iktim.

sessiz bir a$kti benimkisi, sadece benim bildigim bir a$k.

sedayla kutuphaneye giderdik ders ciki$larinda, kar$ilikli otururduk.elimizde ansiklopediler sozde ders cali$irdik, her uc dakikada bir elimizdeki ansiklopedileri gozaltimiza kadar indirip birbirimize bakiyor muyuz diye kontrol etmeleri saymazsak.birbirimize baktigimiza denk gelmedigimiz zamanlarda da masanin altindan hafif tekmeler atardik birbirimize "aklimdasin bil bunu" diyebilmek icin.

dogumgunu vardi seda’nin, ben de davetliydim.onumuzdeki bayram icin kiyafetlerim yeni alinmi$ti ve bayrama daha 10 gun vardi.seda’nin dogumgunu benim icin tum bayramlardan onemliydi ve annem ne kadar itiraz ederse etsin bayramliklarimi seda icin giymi$tim o gun.babamdan haftaligimi alip cilek ismini taktigimiz duzlugun oraya ko$tum, seda icin papatya toplayacaktim.o zamanlar bilmiyordum gullerin cicekcilerde satildigini, hatta cicekcilerin varligindan bile haberdar degildim.

papatyalar topladim seda icin, sari papatyalar.

daha sonra yuruyerek dogumgunune gittim seda’nin, evleri evimize cok yakindi.tertemiz bayramliklarimla caldim kapiyi ve tertemiz kiyafetleri, pirpirli kahverengi kadife etegi ile seda acti kapiyi buzullari eritebilecek gulu$u ile.

buzullari denememi$tim ama benim icimi eritiyordu, eriyordum kar$isinda.

elimdeki papatyalari uzattim seda’ya, te$ekkur edip yanagima bir opucuk kondurdu.

o anda kactim oradan.utanmi$tim, kipkirmizi olmu$tum ve orada daha bir dakika duramazdim.belli ki seda benden cok daha cesurdu ve ben seda’ya korkutuk a$iktim, kucucuktum, cocuktum ama dev gibi bir a$kim vardi icimde boyuma tezat.sonra hatirladim, iyiki dogdun bile diyememi$tim seda’ya, ne guzel yapmi$sin dogmakla diyememi$tim.iyiki de diyememi$im "ne guzel yapmi$sin dogmakla" diye, cok salakca olurdu.ama ben henuz cocuktum ve tum salakliklar bana sevapti.

sene bitti, okul bitti, seda bamba$ka bir okul kazandi, ben bamba$ka bir okul.

yollarimiz ayrildi.

ben yollarimiz ayniyken seda’ya bir kere bile seni seviyorum diyememi$tim.sirilsiklam a$iktim ama sana a$igim diyememi$tim.

cocuktum ve korkaktim.

ama a$iktim.

a$k buydu i$te.
independence
nefes alamamak..nefes almayi akil bile edememek..kar$isinda titremek, terlemek..guzel bir cumle soylemeye cali$mak ama eline yuzune bula$tirmak..korkmak..kaybetmekten korkmak.onu kirmaktan, incitmekten, uzmekten korkmak.onun seni sevmemesinden, sana a$ik olmamasindan korkmak..bu ihtimalin varligindan bile deh$ete du$mek..onsuz hayati du$unememek..hayati onsuz du$unememek..olumu ondan once tatmayi dilemek..hislerin en yucesini ona kar$i duymak..i$te a$kin tanimi.
melankomik
çocukken, çok kutsaldı sanki aşk. ayrılık acısının ne demek olduğunu bilmeden ayrılık şarkıları dinlerdim severek. aşk için her şey yapılır sanırdım. öyle okumuştum çünkü romanlarda, öyle izlemiştim filmlerde, şarkılarda öyleydi aşk. bilmiyordum gurur kelimesinin anlamını, ihanet ise sadece bir kelimeydi sözlüklerde gördüğüm. sonra aşklarımız, çok masum aşklardı galiba, hiç ayrılmayacakmışız gibi severdik severken. sonra aşk için ölündüğünü, aşkla dalga geçildiğini öğrendim. ilk yalanımızı söylediğimiz günden beri artık masum da değildik. en azından insanlara güvenmemeyi öğrendim, kimseyi seveme(z)dim ki her şeyimi feda edebilecek, her şeyi göze alabilecek kadar. küçük aşklarım oldu zaman zaman, hayranlıklarım, sevgilerim, heyecanlarım oldu. hepsinin birbirinden farklı yönleri vardı ama değişmeyen tek şey hepsinin sonunda acı olmasıydı. ve istediği hiçbir şeyin istediği gibi gerçekleşmeyeceğini bilen çocuk kalbim hepsinin üstünde hayali bir sevgili hediye etti yavaş yavaş bana. kimsenin onun kadar güzel, onun kadar zeki, onun kadar esprili, onun kadar beni sevecek olduğuna inanamadığım.. ve hayal değil miydi sonuçta işte. gurur yok, yalan yok, öfke yok, hırs yok. sadece aşk, teslimiyet.. sonra..sonra onunla karşılaştım bir gece vakti. saatlerce konuştuk büyülenmişçesine. saatlerce bakıştık. sanki o da beni arıyordu, tuhaftı, beni anlıyordu. sevgilim, her şeyim, rüyalarımdayken; hayatım, rüya oldu. kocaman bir rüyayı yaşadım çok uzun zaman. hiç uyanmadan.. yeniden çocuk oldum. masallarda uçurtmalar uçurdum yine. tekrar sevdim hiç bitmeyecekmiş gibi, yeniden unuttum herkesi, her şeyi. öyle bir unutuştu ki bu, unutmanın anlamını unutturan. sonra yeniden gururu gördüm ben, kara bir güneş gibi suni çocukluğuma aniden doğan, yeniden vefasızlığı gördüm, umursa(n)mazlık en acımasız askerleriyle işkence etti içimdeki hayalperestlere, umut ırmaklarım da kuruduktan sonra, yeniden tanıştım intikam için bekleyen yalanlarla. en güzel rüyanın kâbusa dönüşmesiyle uyanmak gibiydi. nasıl anlatayım, çok güvenip, hayatın boyunca biriktirdiğin bütün paranı verip satın aldığın evin bir gün sen yokken yıkılması gibi bir duygu bu. (en azından içinde ben yoktum diye teselli edebilirsin kendini değil mi?) çocuklar gibi sevmiştim, ama artık çocuk değildim ki. bildiğim bütün acılardan daha yıkıcı, bütün iğrençliklerden daha iğrenç bir duyguydu. çocuklar gibi seven devler gibi acı çekermiş. ve bunu anlamak için yaşamak lazımmış. sonra aşkla dalga geçerken buldum kendimi ben de. aşıklarla dalga geçerken.. hem de çok basitti. aşk.. ve artık sevmeye çalıştığı her insanda o’nu görüyor, nefret ettiği her insanda o’ndan da nefret ediyorsa içimdeki yaralı çocuk, aşktan nefret etmekte de haklıdır herhalde. boş ver geçer diyorlar çoğu zaman. geçer tabi. ama izi kalmaz mı yaraların. sakat kaldı benim içimdeki çocuk. saçlarını okşamak için elini uzatırsa biri, tokat yiyeceğini sanacak yine, korkacak. ey aşk, ne yaptı insanlar sana ki bu kadar nefret ettin bizden?
independence
amerika’nin irak’i i$galine benzer.once turlu vaatlerle kalbi i$gal eder, ardindan yurekte ta$ ustunde ta$ birakmaz ve bir sure sonra arkasinda koskocaman bir enkaz birakarak ceker gider.
nick nicki nickince
bir kiz ve bir delikanli, motorsikletin uzerinde 180 km hizla gidiyorlar ve aralarinda soyle bir konusma geciyor:
kiz: lutfen yavasla, ben korkuyorum.
delikanli: hayir, bak ne kadar eglenceli.
kiz: lutfen, lutfen, cok korkuyorum.
delikanli: peki, beni sevdigini soyle.
kiz: seni cok seviyorum, lutfen yavasla.
delikanli: simdi de bana sikica saril.
kiz delikanliya sikica sarilir.
delikanli: kaskimi alip kendine takar misin? basimi cok sikti.

ertesi gun gazetelerde soyle bi haber cikar: "motorsiklet kazasi"
motosiklet, fren arizasi nedeniyle bir binaya carpti. uzerindeki iki kisiden biri kurtuldu.

gercek ise soyleydi: yolun yarisinda, delikanli frenlerin bozuldugunu anlamis, ama bunu kiza belli etmemisti. bunun yerine, kizdan kendisini sevdigini soylemesini ve son defa sarilmasini soylemisti. sonra da kendi olumu pahasina, kizin basligi takmasini ve hayatta kalmasini saglamisti.
expert3
ask : karsindakini bulunmaz hint kumasi sanmanla, hiyarin teki oldugunu anlaman arasinda gecen zamandir.
yıllar sonra gereken edit: valla ben degil, bir mizah kitabı diyor bunu...
nightbreeze
a$k...olmadığını inatla inkar ettiğin anda hep yanındadır a$k.bazen bir çiçek,bazen bir söz,bazen bir gülü$...bazen sadece bakı$,öpü$,dokunu$...bütün sessizliğini tanıkıp korkmaktan korkarak bazen,incitmek istemeden karşıdakini haykırmak istemek...bağırmak...yemek yemeyi unutmak a$k.ya da ya$adığını sanarken ne yaptığını hatırlayamamak.her $eyi sadece biri uğruna göze almak a$k.ama ölmekten korkmak...öldüğünde a$kı tekrar görememekten korkmak.a$k...her $eye kar$ı çıkmak.her güzelliğe lanet etmek ve bunları ortadan kaldırmaya çalışmak o kıskanmasın diye...sizi o kahrolası güzelliklerle beraber görüp yanlı$ anlamasın diye.a$k...en mantıklı halinizi takınıp sonuna kadar saçmalamak...sevmek değil a$k,sonuna kadar sava$mak...tutkuyla bağlanmak... ve kazanamamak...
nukleerbasliklikiz
üç harften olu$an bi sözcük değil "a $ k".nefes almak kadar doğal,kalbin atı$ı kadar gerekli.biter diye beklenir.ki$ide biter kalpte ölene kadar kalır "a $ k".dokunu$la,öpücükle çoğalır katsayısı."bitmesin" diye dua edilenlerden,"iyiki var" diye $ükredilenlerdendir.uzaklığa,aradaki kilometrelere bakmaz hiçbir zaman.anlatılamayacak kadar çok $ey ifade eder.herkesin farklı bi tanımı vardır "a $ k" üzerine.tanımlanamaz bazıları için.aranılandır..aranılıpta bulunamayandır..bulanlar tarafından önemsenmeyendir..farkedilmeyendir..iki çift göz,iki kalptir onu ula$ılamaz kılan.benzetilendir kimi zaman "a $ k".
independence
kimi zaman maymun eder adami..kimi zaman hayatini altust eder.kimi zaman uykularindan eder insani.kimi zaman ise oyle mutlu yapar ki milli piyangunun verilen en buyuk ikramiyesini kazansan bu mutlulugun yaninda zerre onemi olmaz..kimi zaman cok tehlikelidir.kimi zaman cok zevkli..kimi zaman ko$e bucak kacarsin a$k tan..kimi zaman heryerde ararsin..boyle bir$eydir a$k i$te..en hararetli a$k ise akrep burcu erkegi ile akrep burcu kadini arasinda ya$anir..tum veriler bu yondedir..

independence
nefessiz kalinan gecelerde alinan ilk derin soluk gibidir a$k.oksijen gibi enerjiye donu$ur bedende ve hayata tutunma kuvveti verir.

bu kalp seni unutur mu cumlesindeki gizli oznedir a$k, tum hayki$i ile belli olmasina ragmen gizlidir.raki $i$elerinin etiketi, sigara paketlerinin uzerinde yazmayan uyaridir a$k, fazla doz alindiginda oldurucudur.

gozlerdeki i$iltinin, yuzdeki tebessumun ve bi o kadar da gozlerdeki ya$larin, yuzdeki kirginligin sebebidir a$k, cocuklarin eri$emeyecegi bir yere kaldirilmasi $arttir.

nasil ki geceyi yirtan aydinligin sebebi ise, gune$i bogan zifiri karanligin da sebebidir a$k, ani i$ik degi$imleri gozlerde ve gonullerde kalici hasarlara sebep olabilir.

4 aydir hasretinden prangalar eskittiginiz sevgilinin bir cumlesini gordugunuzde yahut duydugunuzda bir anda bedeninizi saran titremedir a$k, kalbinizin en orta yerinden gecen fay hattidir, depreme dayanikli bir kalbiniz yoksa cokertir sizi bir anda.

onunla alakali bir kac satir yazmaya cali$irken gozya$larina bogulmanizin sebebidir a$k, bir o kadar da ondan nefret ettiginizi soylediginizde icine saplanan sancidir, sokup atamazsiniz icinizden, eliniz kanar, yureginiz kanar.

a$k, a$ktir i$te.dunyadaki tum agaclari kagit, tum okyanuslari murekkep yapsalar, ya$anan bir dakikasini dahi kagida aktaramazsiniz.ilahi bir $eydir a$k, fanilerin anlatmaya kudreti yoktur, sadece ya$ayabilirler..

i$te hepsi bu.
schenardi
aşk kafeinli içecekler gibidir: insanı önce uyarır, uyanık tutar. tadı da pek bir güzeldir; ancak o tada aldanıp da aşk denen şarabı çokca içer ve onun müptelası olursanız sonrasında sizi çarpıntıdan süründürür.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol