meryem

pangea
(bkz: maria magdalena) turkcesiyle magdalali meryem kutsal anne degil kimilerine gore kutsal orospudur. kimilerine gore ise dan brown isanin karisidir.
hristiyan inanisina gore onceleri gunahkar bir yasam surmus daha sonra dogru yolu(!) bularak isaya siginmistir.bu sayedede asilmaktan kurtulmustur.
use condom don t be silly
98 ayetten olusan sure..

rahmân ve rahîm (olan) allah’in adiyla.

1. kâf. hâ. yâ. ayn. sâd.

2. (bu,) rabbinin, zekeriyya kuluna rahmetinin anilmasidir.

3. hani o, gizli bir sesle rabbine niyaz etmisti:

4. rabbim! dedi, benden (vucudumdan), kemiklerim zayifladi, sacim basim agardi. ve ben, rabbim, sana (ettigim) dua sayesinde hic bedbaht olmadim.

5. dogrusu ben, arkamdan is basina gececek olan yakinlarimdan endise ediyorum. karim da kisirdir. tarafindan bana bir veli (ogul) ver.

6. ki o bana vâris olsun; ya’kub hanedanina da vâris olsun. rabbim, onu rizana lâyik kil!

7. (allah soyle buyurdu:) ey zekeriyya! biz sana bir ogul mujdeleriz ki, onun adi yahya’dir. daha once ona kimseyi adas yapmadik.

8. zekeriyya: rabbim! dedi, karim kisir oldugu, ben de ihtiyarligin son sinirina vardigim halde, benim nasil oglum olabilir?

9. allah: oyledir, dedi; rabbin: o bana kolaydir. daha once, sen hicbir sey degilken seni de yaratmistim, buyurdu.

10. o: rabbim! dedi, (cocugum olacagina dair) bana bir isaret ver. allah: sana isaret, sapasaglam oldugun halde uc gun insanlarla konusamamandir, buyurdu.

11. bunun uzerine zekeriyya, mâbetten kavminin karsisina cikarak onlara: "sabah aksam tesbihte bulunun" diye isaret verdi.

12. "ey yahya! kitab’a (tevrat’a) vargucunle saril!" (dedik) ve henuz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik.

13. tarafimizdan ona kalp yumusakligi ve temizlik de (verdik). o, cok sakinan bir kimse idi.

14. ana-babasina cok iyi davranirdi; o, isyankâr bir zorba degildi.

15. dogdugu gun, olecegi gun ve diri olarak kabirden kaldirilacagi gun ona selam olsun!

16. (resûlum! ) kitap’ta meryem’i de an. hani o, ailesinden ayrilarak dogu tarafinda bir yere cekilmisti.

17. meryem, onlarla kendi arasina bir perde cekmisti. derken, biz ona ruhumuzu gonderdik de o, kendisine tastamam bir insan seklinde gorundu.

18. meryem dedi ki: senden, cok esirgeyici olan allah’a siginirim! eger allah’tan sakinan bir kimse isen (bana dokunma).

19. melek: ben, yalnizca, sana tertemiz bir erkek cocuk bagislamam icin rabbinin bir elcisiyim, dedi.

20. meryem: bana bir insan eli degmedigi, iffetsiz de olmadigim halde benim nasil cocugum olabilir? dedi.

21. melek: oyledir, dedi; (zira) rabbin buyurdu ki: bu bana kolaydir. cunku biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kilacagiz. bu, hukum ve karara baglanmis (ezelde olup bitmis) bir is idi.

22. meryem ona hamile kaldi. bunun uzerine onunla (karnindaki cocukla) uzak bir yere cekildi.

23. dogum sancisi onu bir hurma agacina (dayanmaya) sevketti. "keske, dedi, bundan once olseydim de unutulup gitseydim!"

24. asagisindan (isa yahut melek) ona soyle seslendi: "tasalanma! rabbin senin alt yaninda bir su arki vucuda getirmistir."

25. "hurma dalini kendine dogru silkele ki, uzerine taze, olgun hurma dokulsun."

26. "ye, ic. gozun aydin olsun! eger insanlardan birini gorursen de ki: ben, cok merhametli olan allah’a oruc adadim; artik bugun hicbir insanla konusmayacagim."

27. nihayet onu (kucaginda) tasiyarak kavmine getirdi. dediler ki: ey meryem! hakikaten sen igrenc bir sey yaptin!

28. ey harun’un kiz kardesi! senin baban kotu bir insan degildi; annen de iffetsiz degildi.

29. bunun uzerine meryem cocugu gosterdi. "biz, dediler, besikteki bir sabî ile nasil konusuruz?"

30. cocuk soyle dedi: "ben, allah’in kuluyum. o, bana kitab’i verdi ve beni peygamber yapti."

31. "nerede olursam olayim, o beni mubarek kildi; yasadigim surece bana namazi ve zekâti emretti."

32. "beni anneme saygili kildi; beni bedbaht bir zorba yapmadi."

33. "dogdugum gun, olecegim gun ve diri olarak kabirden kaldirilacagim gun esenlik banadir."

34. iste, hakkinda suphe ettikleri meryem oglu isa -hak soz olarak- budur.

35. allah’in bir evlât edinmesi, olur sey degildir. o, bundan munezzehtir. bir ise hukmettigi zaman, ona sadece "ol!" der ve hemen olur.

36. (isa sunu da soyledi:) muhakkak ki allah, benim de rabbim, sizin de rabbinizdir. oyle ise o’na kulluk ediniz. iste dogru yol budur.

37. sonra guruplar kendi aralarinda ayriliga dustuler. buyuk gune sahit olundugu zamanda vay o kâfirlerin haline!

38. onlar, bizim huzurumuza cikacaklari gun (baslarina gelecek olanlari) ne iyi duyarlar ve ne iyi gorurler (bir gorsen)! fakat o zalimler bugun acik bir sapiklik icindedirler.

39. (resûlum!) sen onlari pismanlik ve uzuntu gunu hakkinda uyar. cunku onlar bir gafletin icine dalmis olduklari halde ve henuz iman etmemisken (bakarsin) is olup bitmistir.

40. yeryuzune ve onun uzerindekilere ancak biz vâris oluruz (her sey gider, biz kaliriz) ve onlar ancak bize dondurulurler.

41. kitap’ta ibrahim’i an. zira o, sidki butun bir peygamberdi.

42. bir zaman o babasina dedi ki: babacigim! duymayan, gormeyen ve sana hicbir fayda saglamayan bir seye nicin taparsin?

43. babacigim! hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. oyle ise bana uy ki, seni duz yola cikarayim.

44. babacigim! seytana kulluk etme! cunku seytan, cok merhametli olan allah’a âsi oldu.

45. babacigim! allah tarafindan sana azap dokunup da seytanin yakini olmandan korkuyorum.

46. (babasi:) ey ibrahim! dedi, sen benim tanrilarimdan yuz mu ceviriyorsun? eger vazgecmezsen, andolsun seni taslarim! uzun bir zaman benden uzak dur!

47. ibrahim: selâm sana (esen kal) dedi, rabbimden senin icin magfiret dileyecegim. cunku o bana karsi cok lutufkârdir.

48. sizden de, allah’in disinda taptiginiz seylerden de uzaklasiyor ve rabbime yalvariyorum. umulur ki (senin icin) rabbime dua etmemle bedbaht (emegi bosa gitmis) olmam.

49. nihayet ibrahim onlardan ve allah’tan baska taptiklari seylerden uzaklasip bir tarafa cekildigi zaman biz ona ishak ve yâ’kub’u bagisladik ve her birini peygamber yaptik.

50. onlara rahmetimizden bagista bulunduk; kendilerine hakli ve yuksek bir sohret nasip ettik.

51. (resûlum!) kitap’ta musa’yi da an. gercekten o ihlâs sahibi idi ve hem resûl, hem de nebî idi.

52. ona tûr’un sag tarafindan seslendik ve onu, fisildasan kimse kadar (kendimize) yaklastirdik.

53. rahmetimizin bir sonucu olarak ona kardesi harun’u bir peygamber olarak armagan ettik.

54. (resûlum!) kitap’ta ismail’i de an. gercekten o, sozune sâdikti, resûl ve nebî idi.

55. halkina namazi ve zekâti emrederdi; rabbi nezdinde de hosnutluk kazanmis bir kimse idi.

56. kitapta idris’i de an. hakikaten o, pek dogru bir insan, bir peygamberdi.

57. onu ustun bir makama yucelttik.

58. iste bunlar, allah’in kendilerine nimetler verdigi peygamberlerden, âdem’in soyundan, nuh ile birlikte (gemide) tasidiklarimizdan, ibrahim ve israil (ya’kub) ’in soyundan, dogruya ulastirdigimiz ve seckin kildigimiz kimselerdendir. onlara, cok merhametli olan allah’in âyetleri okundugunda aglayarak secdeye kapanirlardi.

59. nihayet onlarin pesinden oyle bir nesil geldi ki, bunlar namazi biraktilar; nefislerinin arzularina uydular. bu yuzden ileride sapikliklarinin cezasini cekecekler.

60. ancak tevbe edip, iman eden ve iyi davranista bulunan kimseler harictir. bunlar, cennete, girecekler. ve hic bir haksiglaga ugratilmayacaklardir.

61. o cennet, cok merhametli olan allah’in, kullarina giyaben vâdettigi adn cennetleridir. suphesiz o’nun vâdi yerini bulacaktir.

62. orada bos soz degil, hos soz duyarlar. ve orada, sabah-aksam kendilerine ait riziklari vardir.

63. kullarimizdan, takvâ sahibi kimselere verdigimiz cennet iste budur.

64. biz ancak rabbinin emri ile ineriz. onumuzde, arkamizda ve bunlar arasinda olan her sey o’na aittir. senin rabbin unutkan degildir.

65. (o) goklerin, yerin ve ikisi arasindaki seylerin rabbidir. su halde o’na kulluk et; o’na kulluk etmek icin sabirli ve metânetli ol. o’nun bir adasi (benzeri) oldugunu biliyor musun? (asla benzeri yoktur).

66. insan der ki: "oldugum zaman sahi diri olarak (kabrimden) cikarilacak miyim?"

67. insan dusunmez mi ki, daha once o hicbir sey olmadigi halde biz kendisini yaratmisizdir?

68. oyle ise, rabbine andolsun ki, muhakkak surette onlari seytanlarla birlikte mahserde toplayacagiz; sonra onlari diz ustu cokmus vaziyette cehennemin cevresinde hazir bulunduracagiz.

69. sonra her milletten, rahman olan allah’a en cok âsi olanlar hangileri ise cekip ayiracagiz.

70. sonra, orayi boylamaya daha cok mustahak olanlari elbette biz daha iyi biliriz.

71. icinizden, oraya ugramayacak hicbir kimse yoktur. bu, rabbin icin kesinlesmis bir hukumdur.

72. sonra biz, allah’tan sakinanlari kurtaririz; zalimleri de diz ustu cokmus olarak orada birakiriz.

73. kendilerine âyetlerimiz ayan beyan okundugu zaman inkâr edenler, iman edenlere: iki topluluktan hangisinin (hangimizin) mevki ve makami daha iyi, meclis ve toplulugu daha guzeldir? dediler.

74. onlardan once de, esya ve gorunus bakimindan daha guzel olan nice nesiller helâk ettik.

75. de ki: kim sapiklikta ise, cok merhametli olan allah ona muhlet versin! nihayet kendilerine vâdolunan seyi -ya azabi (muminler karsisinda yenilgiyi), veya kiyameti- gordukleri zaman, mevki ve makami daha kotu ve askeri daha zayif olanin kim oldugunu ogreneceklerdir.

76. allah, dogru yola gidenlerin hidayetini artirir. surekli kalan iyi isler, rabbinin nezdinde hem mukâfat bakimindan daha hayirli, hem de âkibetce daha iyidir.

77. (resûlum!) âyetlerimizi inkâr eden ve "muhakkak surette bana mal ve evlât verilecek" diyen adami gordun mu?

78. o, gaybi mi bildi, yoksa allah’in katindan bir soz mu aldi?

79. kesinlikle hayir! biz onun soyledigini yazacagiz ve azabini uzattikca uzatacagiz.

80. onun dedigine biz vâris oluruz, (mali ve evlâdi bize kalir); kendisi de bize yapayalniz gelir.

81. onlar, kendilerine bir itibar ve kuvvet (vesilesi) olsun diye allah’tan baska tanrilar edindiler.

82. hayir, hayir! (taptiklari), onlarin ibadetlerini tanimayacaklar ve onlara hasim olacaklar.

83. (resûlum!) gormedin mi? biz, kâfirlerin uzerine, kendilerini iyice (isyankârliga) sevkeden seytanlari gonderdik.

84. oyle ise onlar hakkinda acele etme. biz onlar icin (gunlerini) teker teker sayiyoruz.

85. takvâ sahiplerini heyet halinde cok merhametli olan allah’in huzurunda toplayacagimiz gun.

86. gunahkârlari da susuz olarak cehenneme sureceyiz.

87. o gun rahmân (olan allah)’in nezdinde soz ve izin alandan baskalarinin sefâata gucleri yetmeyecektir.

88. "rahmân cocuk edindi" dediler.

89. hakikaten siz, pek cirkin bir sey ortaya attiniz.

90. bundan dolayi, neredeyse gokler catlayacak, yer yarilacak, daglar yikilip dusecektir!

91. rahmân’a cocuk isnadinda bulunmalari yuzunden.

92. halbuki cocuk edinmek rahmân’in sanina yakismaz.

93. goklerde ve yerde olan herkes istisnasiz, kul olarak rahmân’a gelecektir.

94. o, bunlarin hepsini kusatmis ve sayilarini tesbit etmistir.

95. bunlarin hepsi de kiyamet gununde o’nun huzuruna tek basina (yapayalniz) gelecektir.

96. iman edip de iyi davranislarda bulunanlara gelince, onlar icin cok merhametli olan allah, (gonullerde) bir sevgi yaratacaktir.

97. (resûlum!) biz kur’an’i, sadece, onunla allah’tan sakinanlari mujdeleyesin ve siddetle karsi cikan bir toplulugu uyarasin diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylastirdik.

98. biz, onlardan once nice nesilleri helâk ettik. sen, onlardan herhangi birinden (bir varlik emâresi) hissediyor veya onlara ait ciliz bir ses isitiyor musun?

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol